Yağmurlu duygular

354 7 0
                                    

Anneme de gülümseyip "Odama çıkmalıyım. İzninizle."dedim ve odama çıktım.Bir bu eksikti hayatımda.Her şey nasıl bu kadar ters gidebiliyordu?Açıklamaya ihtiyacım var.Dolabımın önüne gidip mini şortumu ve yarasa kol tshirtümü giydim.Yatağıma uzanıp sıcak yorganını üstüme çektim.Masa lambamı da kapatıp derin bir uykuya daldım.Sabah uyandığımda uyku sersemi olarak aşağı su içmeye indim. Merdivenlerden güç bela inip mutfağı bulanık olarak buldum.Dolabı açıp içinden sürahiyi çıkardım.Bir bardağa su doldurup yavaşça içtim. Sürahiyi geri koyup odaya çıktım. Gardorabımdan pileli pembe eteğimi çıkardım.üstüne de beyaz straplez tshirtümü giyip çıktım.Kot ceketimi de aşağıdaki askılıktan alıp tam çıkacakken arkadan bir ses duydum. Kafamı çevirmeden bunun Jack. -benim değimimle uyuz-olduğunu anladım.Jack yaklaşarsak "Araba anahtarların ve çantanı almayı düşünmüyor musun ufaklık?"dedi. Geri dönüp elinde tuttuklarını aldım. Sahte bir gülümsemeyle "Sağol" dedim.Arkamı geri dönüp çıktım. Okula gitmek için arabama yürürken arkamdan koşarak yanıma geldi ve arabama yaslandı.Ona 'Ne yapıyorsun sen?'bakışı attım.O da açıklamaya karar verip "Sevgili kardeşim okula birlikte gidelim.Ne dersin?Zaten bu akşam seni ben alıcakmışım şu resim kursundan." dedi.Neyse boşver diyecektim ki bir anda dedikleri kafama dans edip bakışlarımı ona çevirdim.Sinirli bir ses tonuyla "Sen mi beni alacaksın?" dedim.Bana kafasını evet anlamında salladı ve elimdeki anahtarları -Kendimden geçmiştim.Bana vursa hissetmezdim-aldı.Kilitli olan arabamı açma sesiyle kendime geldim.Arbanın şoför koltuğuna geçti.Ben de sinirli hâlimden çıkmaya çalışarak arabaya bindim.O kullandıkça bendeki sinir artıyordu.En sonunda dayanamadım ve konuşmaya başladım:

-Senin sorunun ne?

-Benim sorunum yok kardeşim.

-Bana kardeşim deme.Aynı yaşatayız.

-Peki ne dememi istersin prenses? Buldum sana prenses diyicem.

-Bana adımı söylesen daha iyi.Hatta benimle hiç konuşma.

-Olmaz prenses.Seni korumakla görevliyim.

-Benim senin korumalığına ihtiyacım yok.

-İtiraz istemiyorum prenses.Ayrıca okulun popülerleri arasında yer alan biri sana bu teklifi sunduğu için şanslısın.

-Sen yurt dışından gelmedin mi?Orda okumuyor muydun?

-Hayır.Yani yurt dışına aralarda gidip geliyorum.Eğlence amaçlı.

-Neyse.Bu akşam beni almanı da istemiyorum.Eve ben kendim giderim.

-Peki sen bilirsin o zaman.Zaten bu ayakları daha fazla oynayamayacağım.Aslında babam yüzünden burdayım.Bu hafta yanında olursam sonraki hafta sevgilimi eve getirebiliceğimi söyledi.

-Sevindim.Arabamı bana bırak yeter.

-Anlaştık ama babama benim seni bıraktığımı söyle.Nerde diye sorarsa işi çıktı gitmesi lazımdı dersin.

-Tamam.

Okula zaten geldiğimiz için arabadan indim.İlk dersim olan biyoloji sınıfına yürüdüm.Biyoloji sınıfında yanıma bi kız oturdu.Kızın saçları koyu kestane hafif küt kesimli ve gözleri kahverengiydi.Bana gülümsüyordu. Bana doğru kendini çevirip "Sen yeni kız olmalısın.Ben Lena."dedi.Ben de ona dönüp aynı şekilde gülerek "Ben de Jessica.Evet yeniyim."dedim. Adımı duyunca şaşırdı.Gözlerini irileştirip "Sen Jessica mısın?Şu Jack'in üstüne kahve döken." dediğinde kafamı 'evet'der gibi yavaşça salladım.Kulağıma eğilerek "Başına ne kadar büyük bir bela aldığının farkında değilsin ama seni bitirebilir"dedi.Ona tam cevap vericekken sınıfın kapısının açılma sesini duydum.İçeri tanımadığım 3 kişiyle-Sanki bütün okulu tanıyorum da-Jack girdi.Ona kaçamak bir bakış atıp tekrar önüme döndüm. Lena bana baktı.Onu farketmemiş gibi önümdeki kağıda baktım ve bir şeyler karaladım.Çizerken ne çizdiğimi bilmeden karalıyordum. Çizimim bittiğinde ben daha kafamı kaldırıp uzaktan bakmadan Lena "Güzel bir Jack çizimi.Bakış noktalarında öfke olduğu belli.Ona neden bu kadar kızgınsın?"dedi.Ona şaşkınlıkla bakıyordum.Ayrıca ona neden kızgın olduğumu ben de bilmiyordum.Sebebi yoktu.Kızgın olduğumu bile bilmiyordum.Lena benden bir cevap bekler gibi ama bir yandan da küçük bir kız çocuğunun merak duygusu artmış gibi bakıyordu. Ona "O Jack değil.Sinirli de değilim." dediğimde bile sesim yüksek çıkmıştı. Bana dalga geçerek "Tabi canım. Zaten ben yanlış görmüşümdür. Sen berbat çiziyorsun ya bu kişi herkes olabilir.Sinirli de değilsin.O yüzden kalemi sakin tutup sakin konuşuyorsun."dedi.Ona bir şey demeden yüzümün kızarmasına engel olmaya çalıştım.Yalan söylediğim de bile yüzü kızarım biri olarak bu betbat bir şey.Jack arkasını döndü.Sanki adını duymuş gibi bize sırıtıp önüne döndü.Bu çocuk niye sinirlerinde oynuyordu ki.Bir daha arkasına dönecekti ki sınıftaki öğretmen -Okulda yeniyim.Hiçkimsenin adını bilmiyorum-"Bay Swang-Evet soyadı bu-Yeni öğrencimizle bu kadar ilgilenmeniz harika ama rehberliğinize ben sınıftayken ihtiyacı olmadığına eminim.Ayrıca dersimde kızları kesmeniz konusunda anlaşmıştık galiba."dedi.O da uyandığını sandığım ama cevap olarak "Haklsınız ama üvey kardeşime ilgi duyacak kadar kız kıtlığı yaşamıyorum."dediğinde utanmak diye bir duygu taşımadığını anladım.Ders boyunca öğretmenin ağzına bakıyordum ama hiçbir şey anlamıyordum.Sanki başka bir dünyada gibiydim.Ders bittiğinde derin bir nefes aldım.Lena bana bakmadan "Bay Ling'in anlattıklarını kaçırdın.Sınavlarda da böyle olursan sınıfta kalırsın ve Jack üvey de olsa kardeşi sınıfta kalırsa sinirden ölür." dedi.Ona "Jack'ten kormuyorum" dedim.Sonrada gitmem gerekti.Son dersimde bittiği için eve doğru yürümeye başladım.Malum canım üvey kardeşim Jack arabasını bir kız için meşgul ediyor.Tam onu düşünürken şimşek çaktı.Ardından da sabahkinden hızlı bir yağmur. Yağmuru severdim ama zamanını bulmuştu yağıcak.

SENDEN NEFRET EDİYORUM ~~~ASKIDA~~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin