Episode 4

171 28 0
                                    

Assia:

Alttan gelen düşme sesiyle uyandım. Direk kalkıp merdivenlerden iniyordum ki önüme Ayato çıktı. Beraber aşağı inerken merdivenlerin orada yerde bacağı ve başı kanlar içinde olan 'AKARİ' Direk Akari'yi aldığımız gibi hastaneye götürdük...

Hastaneye geldiğimiz gibi Laito Akari'yi sedyeye yatırıp ameliyathaneye götürdü. Artık göz yaşlarımı tutamayacağımı anlayıp yere oturup dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerimin üzerine koyup ağlamaya başladım . Biraz sonra yanıma biri oturdu. Kim olduğunu görmek için kafamı kaldırdığımda Ayato olduğunu gördüm. Başımı onun omzuna koyup biraz gözlerimi dinlendirmek için kapattım...

Birinin beni dürtmesiyle uyandım. Ne ara uyumuştum ki!! Sadece gözlerimi dinlendirmek için birazcık kapatmıştım. Uyuyakalmış olmalıyım. Yanıma baktığımda Ayato'nun omzumda uyuduğunu gördüm.Onu uyandırmamaya dikkat ederek ayağa kalktım diğerlerinin yanına gittim.

Laito: Demek uyandın Assia
Endişeli bir şekilde
Assia:Akari nasıl??diye sorduğumda kafasını Akari'ye doğru çevirine bende bakışlarımı Akari'ye çevirdim. Başının arkasında bandana ayağında da alçı vardı.
Laito:Sana söylememiz gereken bişey var.
Deyince endişeli bir şekilde yüzünde baktım.
Laito tam söze başlıycaktı ki Akari kıpırdatmaya başladı. Bir kaç saniye sonra uyandı. Gözlerini açar açmaz ben direk yanına gittim ve canını acıtmayacağım şekilde ona sarıldım. O da bana sarıldığında rahatladım.
Laito:Assia şey...tam sözüne başlayacağı sırada doktor içeri girdi ve Akari'nin yanına geldi. Cebinden çıkarttığı ışıklar gözlerine baktı. Sonra bize dönerek " Durumu iyi ama.. " bana döndü ve bişey demeden çıktı. Ayato beni kolumdan tutup dışarı çıkarttı. Bileğimi bıraktığında ona dönüp sinirli bir şekilde baktım. Tam bişeyler söylemek için ağzımı açmıştım ki Ayato:Hafıza kaybı. deyince suratına şaşkın bir ifade ile baktım. Pna anlamayan bakışlar atarken Ayato açıklama yapmaya başladı
Ayato:Akari düşğünde başının arkadını sert bir şeklide çarpınca kısa süreli hafıza kaybı geçirmiş. Beni abisi, seni kardeşi, Subaru'yu sevgilisi Kanato'yu ve diğerlerini arkadaşı ve Laito'yu da düşmanı sanıyor. Deyince şaşkınlığım daha da arttı. Tekrar odaya girdiğimizde gördüğümü şeyle ikimizde yerimizde durduk. Subaru ve Akari sarılıyordu. Ama bu arkadaşça bir sarılma değildi. Daha çok SEVGILI GIBI !??!? Şimdi hatırlamıştım. Hafıza kaybı. Subaru ondan ayrılmaya çaılıştığı zaman Akari onu daha da kendine çekip daha sıkı sarılıyordu. Laito'ya baktığımda sinirli bir şekilde odadan çıkıp kapıyı sertçe kapatıp gitti. Bu hareketi bana saçma geldiği için umursamayıp önüme döndüm. Ama dönmez olaydım. Akari Subaru'yu yanağından öpüyo. SUBARU'YU?!?!! Direk Akari'nin yanına gidip onu geri çektim. Çekmemle onun bana sinirli bir şekilde bakmadı ve Subaru'nun odadan kaçar gibi koşması bir oldu. Ayato'yu aradığımda odada olmadığını farkettim. Sanırım Laito'nun peşinden gitti. Boşverip önüme döndüm.
Laito'dan

Odadan çıktığım gibi direk iskeleye gittim. Deniz bni sakinleştiriyordu. Nasıl beni unuturdu. O da kötü değilmiş gibi beni düşmanı sanıyordu. Arkamdan sesler gelince arkama döndüm. Ayato. Niye geldi ki. Umursamayıp önüme döndüp " neden geldin? " diye sordum. Bişey demeyip yanıma oturdu. Ona dönüp soran bakışlarda bakınca " bak Akari'ye karşı bişeyler hissettiğini biliyorum. " deyince şaşkına ona baktım. " bu-bunu da nerden çıkardın? " dedim kekelememe landet ederek. Ayato bana 'cidden mi ' bakışını attıktan sonra önüne döndü. Haklıydı. Nerdeyse onlaf geldiğinden beri Akari'ye karşı bişeyler hissettiğimi fafketmiştim ama bir türlü ona söyleme cesareti bulamuyordum."Ayato bak bunu Akari'ye söyle- " Ayato lafımı keserek " Tabikide söglemem. Herzaman kavga etsekte sen benim kardeşimsin. "dediğinde ona dönüp sarıldım. O da bana sarıldı. Birkaç saniye sonra ayrıldı ve " Bu kadar duygu sömürüsü yeter. Kalk hasraneye gidelim. Merak etmişlerdir. Hem Akari'nin hafıza kaybı bir kaç haftalık. Sonuçta sen ona itiraf edeceksin ve o da kabul edecek çünkü o da sana karşı bir şeyler hissediyor. Bu dışarıdan da belli oluyor." dediğinde şaşırsam mı mutlu mu olsam bilemedim. Bende ona " Bu arada Assia da senden hoşlanıyo ve sende ondan. Belli oluyor. Bana kalırsa ona açılmalısın." dediğimde önce biraz şaşırsada toparlayıp " bu-bunu da nerden çıkardın. " dediğinde gülmeye başladım. Bana kızgın bakışlar atınca susmak zorunda kaldım.en sonunda pes edip " tamam. Kabul. Bende ona karşı birşeyler hissediyorum. " deyince sevinç nidaları atmaya başladım. Biraz daha sevindikten sonra birlikte ayağı kalkıp hastaneye gittik.

Assia'dan

Akari'ye her ne kadar anlatsakta anlamak istemiyordu. Şimdide daha iyileşmediğini kâle almadan hastaneden çıkmak istiyor. Tam tekrar bağırmak için ağzını açmıştıki içeri Laito ve Ayato girdi. Akari'ye baktığımda sinirli bir şekilde Laito'ya bakıyodu.
Akari" Senin burda ne işin var!? Beni hastanelik edip bir de karşıma mı çıkıyorsun?!? " dediğinde Laito'nun gülen suratı yerine üzüntü geldi. Onu böyle görünce benim de içim gidiyorudu. Sonuçta o benim abim gibiydi. Ben " Akari daha kaç kere demeliyiz sana o seni hastanelik etmedi. Sen merdivenlerden kendi kendine yuvarlandın. Laito hiçbir şey yapmadı. Hatta ilk o seni gördü ve o seni hastaneye getirdi. O olmasa belki şimdi... " devamını getiremeden ne zaman yanıma geldiğini bilmediğim Ayato geldiği için direk ona sarıldım. O da bana sarıldı. Ne zaman ağlamaya başlamıştım ki. Ağlamaktan nefret ediyorum. Ben ağlamaya devam ederken Ayato bana daha sıkı sarılıyordu. Laito'ya baktığımda elleriyle oynuyordu.

Laito'dan

Assia'nın yaptığı gerçekten çok iyiydi. Biraz utanarak ellerimle oynamaya başladım. En ufak şeyde utanmaktan nefret ediyordum. Eminim şuan yanaklarım pespembe olmuştur. Akari'ye baktığımda bize anlamayan bakışlarla bakıyordu. Akari "siz ne saçmalıyorsunuz. Sırf kavga etmiyelim diye böyle yapıyorsunuz ama bir işe yaramaz. O benim düşmanım ve hiçbir şey bunu değiştirmicek. O benim herzaman düşmanım kalıcak. Aklınıza başka şeyler getimeyin. " lafı bittiğinde bende bitmiştim. Sözleri yüzüme tokat gibi vurmuştu. Son kez Akari'ye baktıktan sonra odadan çıktım. İstenmiyordum işte ve ben istenmediğim yerde duracak kadar da yüzsüz de değildim. Ne yapacaktım şimdi ?!?!? Akari ya beni hep düşmanı olarak görürse. ben ne yapıcam. Daha fazla ayakta duramayacağımı anladığımda sırtımı duvara yaslayıp dizlerimin üzerine çöktüm. Sizlerimi iyice kendime çekip kollarına dizlerimi sardım ve başımı dizlerimin üzerine koydum. Yanıma birinin oturduğunu hissedince başımı kaldırdım. Subaru'ydu. " Ben gerçekten üzgünüm. Böyle olmasını istemezdim. Bilirsin beni her ne kadar kızlardan uzak o kadar iyi. Yani anlayacağın üzgünüm. " deyince biraz şaşırdım çünkü Subaru'dan böyle konuşmalar beklemezsin hele üzgünüm demesi. " Sorun yok. Sonuçta senin suçun yok. Sadece bu süreç içerisinde senden istediğim tek şey ona dikkat et ve ona iyi davran. " deyince kafasını olumlu anlamda salladı. Ona küçük bi gülümseme attıktan sonra başımı tekrar bacaklarımın üzerine koydum. Biraz daha öyle durduktan sonra  Subaru yanımdan kalktı ve bana elini uzattı. Bende tutup ayağa kalktım. " Eve gitsek olur mu? Veya sen Akari'nin yanına git ben eve gidiyim. Onu yanlız bırakma. Ben eve gidiyorum. " dediğimde arkadan biri " Bizde senle eve geliyoruz. " Bu Ayato'ydu. Arkamı döndümde Ayato'nun kucağında uyuyan bir Assia ile karşılaşmayı beklemiyordum.

Arkadaşlar hikayeyi beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.önerinizi bekliyorum ve yanlışlarım varsa gomen.

Diabolik Lovers: A Two Victim GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin