Episode7

135 24 0
                                    

Laito
Nasıl yapardım bunu? Ya ona bir şey olursa?!?! Kendimi asla affetmezdim. Bir ihtimal kasabaya indim ve onu aramaya başladım. ( bir kaç saat sonra ) Ümidimi yitirmiştir artık ama onu aramayı asla bırakmayacaktım. Tam şehirden çıkıyordum ki ara sokaklardan bir kız çığlığı sesi geldi. Bu AKARI nin sesiydi. Işık hızında ona doğru gittim ve birde ne göreyim. Bir kaç kurt adam Akari'yi bayıltmışlardı ve Akari o deli olduğum bedeni ile o adamın kucağındaydı. Ve birde ne göreyim Akari'nin boynu kanıyordu. Direk adamlara saldırmaya başladım.
En sonuna hepsi bitince Akari'yi yattığı yerden aldım ve tekrar ışık hızıyla eve doğru gittim. Yolda çok fazla ışık hızını kullandığım için enerjim tükenmişti ama onun canını ben yakmıştım ve bunu hakediyordum. En sonunda eve geldiğimde içeri gidip var gücümle ' REIJI ' diye bağırdım. Reiji tam neden bağırdım diye beni azarlayacaktı ki ellerimdeki Akari'yi görünce sustu ve bana " bu nasıl oldu?!? " diye sordu. Kısaca " kurtadamlar " dediğimde kafasını salladı ve odasını gösterdi. Odasına gittiğimde benim çıkmam gerektiğini söyledi. Ben ne kadar ısrar etsem de en sonunda beni dışarı çıkarmıştı. Sırtımı duvara yaslayıp yere oturdum. Tekrar aynı şey olursa ?!?! Bu sefer beni hiç hatırlamazsa.
Assia
Birinin alttan 'reiji' diye bağırdığını duyunca Ayato ile aşağı koştuk. Reiji'nin kapısının önünde duvara yaslı ve düşünür bir şekilde duran Laito'yu gördüm. Direk yanına gittim ve omzuna dokundum. Bana dönünce ' ne oldu ' bakışı attığımda odanın kapısı açıldı. İçerden Reiji çıktı. Ona soran bakışlar attığımda Laito'ya dönüp " o iyi sadece biraz dinlenmesi gerek " dediğinde dışarı çıkıyordu. Laito'ya döndüğümde her şeyi baştan sona anlattı. Duyduklarım karşısında şok geçiriyodum. Nasıl benim kardeşime bunu yapardı. Onun göğsüne doğru vurup hakaret etmeye başladım. O bana bakmıyordu yere bakıyordu bana karşı da çıkmıyordu. En sonunda Ayato'nun bana sarılmasıyla durmuştum. Reiji tekrar gelip " içeri biriniz girebilir ama yormayın " deyince Laito bana bakarak " sen girmelisin. O senin kardeşin. Hem ben ona zarar verdim. " dediğinde onun için üzüldüm. Tam gitmek için arkasını dönmüştü ki kolundan tutup " sen gir. Uyanınca seni görmek ister " dediğimde biraz tereddüt ettikten sonra kafasını onaylar anlamda salladı.
Laito
Kapıyı açıp içeri girdiğimde ilk gördüğüm şey onun o güzel yüzüydü. Yavaşça yatağın yanındaki sandalyeye oturdum ve elini tuttum. " yine benim yüzümden zarar gördün. Belkide ben olmasam hiç bir şey olmicaktı. Sen yatağında olacaktın. Hiç bir şey olmayacaktı. " dedim. Tam kalkıp gidecekken bileğimden biri tuttu. Arkamı döndüm. Bu AKARİYDİ. Ona tamamen döndüm. Uyanmıştı. Iyiydi işte. " bak Akari ben gerçekten üzgün-" diyemeden " sus Laito. Kendini suçlamayı bırakmalısın. Bak burda senin yanındayım ve iyiyim " dediğinde şaşkınca ona baktım. Gözleriyle sandalyeyi işaret ettiğinde sakince sandalyeye oturdum. " Akari ben özür dilerim. Bu kıskançlığım yüzünden sen zarar gördün. Belkide ben gelmesem..." cümlenin devamını getirememiştim. Akari " Laito eğer bir kere daha kendini suçlarsan kendimi atarım yataktan aşağı " dediğinde kıkırdadım. " tamam sen yeterki kendini ordan atma" ardından Akari biraz doğrulmaya çalıştı ama heryeri ağırdığından kalkamıyorduki ben onun o narin belinden tutup hafifçe kaldırdım ardından ben en iyisi kalkıyım derken akari bana 'DUR' dedi ve elimden tuttu "A-ama Akari.." Akari tek bir hamlede bana sarıldı ve mırıldanmaya başladı "Laito a-aslında suçlu değilsin hatta benim kahramanımsın eğer.. Eğer s-s-sen olmasaydın ben şuan o kurtadamların elindeydim ve en kötüsü senin yanında olamazdım " bir an omzumun ıslandığını hissetince akariye baktım o-o ağlıyordu ama nedense birazda gamzeleri gözükücek şekilde gülümsüyordu ben 'NEDEN?' diye sorunca"Ş-şey sadece seni tanıdığım için çok mutlu olduğumdan biraz duygulandım o kadar" bende " her ne olursa olsun seni işin ucunda ölüm olsa bile hep.. Koruycağım"
Assia
Ilk başta ne kadar Laito'ya kızsam da şuan iyiydim. Akari'nin öyle olma nedeni o olsada onu o bulmuştu ve kurtarmıştı belkide o olmasa ... Tekrar yanaklarım ıslanmaya başladığında Ayato bana dönerek " Yine neden ağlıyosun Assia. Akari iyi. Laito da. Neden ağlıyosun. O sevdiğim gözlerin kıpkırmızı oldu. " dediğinde Ayato haklıydı. Boşuna yere onu da üzüyordum. Gözlerimi sildikten sonra ona dönerek gülümsedim. Bu zoraki bir gülümseme değildi. Annemin ölümünden sonra ilk defa bu kadar içten gülüyordum. Gözlerim tekrar dolmaya başladığında gözlerimi tavana çıkardım ve elimle yelpaze yaptım. Ayato'nun karşısında ağlamamam gerekiyordu. Onu da boşuna üzmek istemiyordum. Artık düşünmekten sıkıldığım için dayanamayıp Ayato'nun dudaklarına yapıştım. En azından bu düşünmemi engelliyordu. Ayato biraz geri çekildiğinde önce şaşırdım sonra gözlerimi yere indirdim. Belkide bunu yapmamam gerekiyordu. Ayato çenemden tutup başımı yukarı kaldırdığında o bayıldığım yeşil gözlerine baktım. " Ya Assia ben üzgünüm. Bir an şaşırdım. Hem yine ne oldu da gözlerin doldu. Böyle yaparak beni de üzmeye başlıyorsun ve ben senin için endişeleniyorum. " dediğinde ona bakarak " Ben sadece en son bu kadar samimi gülümsediğim zamanı düşündüm. En son ..." devamını getirememiştim. Aklıma her geldikçe gözlerim doluyordu. Ayato " tamam. Anlatmak zorunda değilsin. Şimdi bunları düşünme. Hem Akari var diğerleri var. " dediğinde bende " Sen varsın. En önemlisi " dediğimde biraz utanarak başka tarafa baktı. Bir saniye sonra bana tekrar döndü ve dudaklarıma yapıştı. Ilk başta şaşırsam da sonra karşılık vermeye başladım. Biraz sonra ikimizde nefes nefese ayrıldığımızda anlımdan öpüp beni koynuna çekti ve sarıldı. Bende ona sarılarak uyuya dalmışım zaten.
Sabah kalktığımda Ayato yanımda değildi. Önce biraz endişelensemde banyonun kapısı açılınca içim rahatladı. Ama Ayato banyodan sadece belinde havlulya çıkınca utanarak yüzümü aşağı eğdim. Önce kahkaha sesleri geldi sonra kahkaha sesleri kesildi. Odada bir sessizlik oluştuktan sonra yatağın sağ tarafı çöktü. Başımı sağa çevirince üzerinde sadece siyah eşofman vardı. Saçlarında damlayan sular karın kaslarına gelince gözlerimi gözlerine çevirdim. Oda bana bakıyodu. Elinden saç havlusunu alınca ne yapacağımı anlamış bir şekilde yanıma yaklaştı. Bende elimdeki havluyla saçlarına uzandım ve kurulamaya başladım. Bir kaç dakika sonra yeterli olacağını anlayıp bıraktım. Ayato " teşekkür ederim " dediğinde biraz hutanmıştım. " Hadi ama. Hani konuşmuştuk. Assia benden utanmana gerek yok. Ilerde nasıl çocuğumuz olcak?!?!" dediğinde ona şaşkınca baktım. " ço-ço-çocuğumuz mu. !?!?" dediğimde gülmeye başladı. " şimdi bunları boşver sonra konuşuruz. Hadi üstünü değiş aşağı kahvaltıya inelim. " dediğinde kafamı salladım ve yataktan kalktım. Üstümü giyindikten sonra Ayato ile birlikte aşağı indik. Herkez masadaydı. Bizde oturduk ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Kahvaltıdan sonra sessizliği ben bozdum " Eee bu gün napıyoruz. Benim evde canım sıkıldı. " dediğimde Laito " Akari hala hasta. Biz evde durucaz. " dediğinde haklıydı. Başımı onaylayıp diğerlerine döndüğümde Ayato " Aslında yeni bir vampir lunaparkkı açılmış. Oraya gidebiliriz. "dediğinde Akari " ama bu haksızlık. Bende geliyorum " dedi. Ne kadar diretsekte en sonunda o da bizle geliyordu. Evet. Balalım bu gün nasıl bir macera yaşayacağız.

Arkadaşlar elimden geldiğince hızlı yazmaya çalıştım ama şu aralar okuldan çok ödev veriyorlar ve en zaman buldukça yazmaya çalışıyorum. Eğer hatalarım varsa gomen.

Diabolik Lovers: A Two Victim GirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin