Arkadaslar bin kisi oldugumuzu gorunce gercekten cok sevindim. Bütün "sadistcanlara" tesekkur ederim.
Iyi okumalar ♥Açelya'yla içeri girmemizle,bana adı gibi ateş fışkıran gözlerini dikmis olan Ateş'le karşılaştım ama gözlerim onu teğet geçti ve önüme dönerek iceriye doğru yürüdüm.
Yahu bu acil hiç boş kalmaz mıydı?
Stajyer olmanın zararları iste bütün hastalara koş, onu getir bunu götür bütün gün oturamıyorduk zaten. Birkac hastaya pansuman falan yaptıktan sonra dinlenme odasına geçip oturdum. Telefonu elime aldığımda hiç bildirim olmadığını gördüm. Tabi gram kadar umrunda olmadığınız bir babanız ve kafası karman çorman olmuş, her dakika babanızla ugrasan bir anneniz varken bu gayet de normal geliyor bir zaman sonra size.
Ateş'in içeriye girmesiyle yayıldığım koltukta doğrulmayı akıl edebilmistim. Hiçbir sey yok gibi mutfağa yönelip kendine bir çay koyduktan sonra, kapıya doğru yonelirken "Arya,sigara molasına çıkıyorum gelmek ister misin?" diye sordu. Bu samimiyetin nerden geldigini anlamlandırmaya çalışırken tekrar sesin geldiği yöne döndüğümde Ateş de bana dönük şekilde duruyor ve eliyle kapıyı işaret ederek "Biliyorsun çok zamanımız yok acilde fazla kişi de yok o yüzden hızlı olsan iyi olur küçük hanım" dedi. Bende bir seyleri anlamlandırabilmek adına gitmeye karar vermiştim bu arada belki konuşurda söylerdi ismimi nerden bildigini.Ayaklandığımda gülümseyip önüne dönerek acilin kapısından geçti ve kantine doğru ilerledi. Kantine geldigimizde birer sandalye çekerek oturup sigaralarımızı yaktık. Sessizlik hakimdi yalnızca sigara dumanını içimize cekisimizde çıkan o nefes sesleri duyuluyordu. Bir de cevredekilerin sesi. Aramızdaki sessizliği bozan o oldu " Aklında soru işaretleri olduğunu biliyorum küçük hanım ama onlar orada kalsın çünkü cevap vermeyeceğim."
Yüzümde hafif bir tebessüm oluşturduğumu ümit ederek ona baktım ve "Aklimdakileri nereden biliyorsun acaba? Muneccim falan mısın sen?"
Bu soylediklerim başta onda şok etkisi yaratırken sonradan toparlamaya çalışır gibi muzipce gulumserken " Yalnızca tahmin küçük hanım, ayrıca sabahki meraklı haliniz de gözümden kaçmadı belki de ondandır ne dersin? dedi.
Altta kalır mıyım, yapıştırdım cevabı; "Ateş misin, nesin bilmem ama benden uzak durmalısın bay soru işareti, yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam" diyip oturduğum yerden kalktım bir hışımla. Yüzüne baktığımda hala gülümsedigini gördüm. Ayı ne olacak, ruhsuz pislik.
İçimden ona saydırırken acilin kapısından geçmiş iceri atmıştım kendimi. Açelya' nın hastalarla bas edemediğini görünce koşturup gittim yanına. "Yardıma ihtiyacın var sanırım" diye fısıldadım kulağına. " Nerdesin kızım kac saattir ya? Ohh, Arya hanım bensiz molalara çıkıp sigaralar içsin bense burda hastalarla kafa patlatayım görürsün sen bakalım" derken gayet de sinirlenmis görünüyordu. Karşıdaki teyze, sedyenin üzerinde doktoru beklerken birden hışımla acili inletecek şekilde bağırdı, ne olduğunu anlayamamış şekilde teyzeye bakarken " Gelecek, gelecek dediniz. Nerde sizin doktorunuz? Ağrım var ki geldim kac saattir burda bekliyorum altı üstü bi ağrı kesici vuracaksiniz yahu" diyip kalktığı gibi çıktı acilden. Ne kadar "teyzecim doktor bey diger hastalara bakıyor, gelecek" desek de bağıra çağıra çıktı hastaneden.
Bütün gün bin bir türlü insanla uğraşıyoruz gerçekten. Façacısından tut ilacını bile kendi belirleyen hastalarla kafa patlatıyoruz.Neyse ki günün sonuna gelmiştik artık üzerimizi değiştirip eve doğru yürümeye başladık. Evlerimiz de yakın olduğundan birlikte gidiyorduk.
Deniz kenarına doğru geldigimizde oturup birer sigara yaktık. Yol boyunca hic konuşmamıştık.
"Açelya bugun annemlere sizde kalacağımı söyleyeceğim, depoya gidip yeni bir şeyler deneyeceğim. Frikik verme" diyip kıkırdadım. Açelya'da benimle birlikte kıkırdayıp cevap verdi "Tamamdır o iş bende psikopat kardeşim".
Açelya artık alışmıştı bu hallerime, basta çok karşı çıksa da bu intikam oyunuma, sonunda kabullenmis olacak ki sesini çıkarmıyordu artık. "Hadi ben kaçtım deli kız" diyerek yanağına sulu bir öpücük kondurup ayrıldım yanından.
Bulundugumuz yer depoya cok uzak degildi. Terk edilmiş eski bir yerdi burası babamın babasından kalmas bir arazideydi. Babamda burayı hic kullanmazdı. Benim ise arada sırada buraya geldigimi bilirlerdi. Depolardan birine kendime ait bir kilit yaptırmıştım sonuçta ama sadece kendimi evden uzaklaştırmak icin koşup buraya sığındığımı sanıyorlardı. Annem bazen karşı çıksa da hak veriyordu artık.
Depoya geldiğimde kapıya elimi atmamla kapının açık olduğunu gördüm.
Bu neydi şimdi? Buranın anahtarı benden başka kimsede yok ki?İçeri girdiğimde, karşımda tellerde eli kolu tele bağlı bir caner olması gerekirken, o yoktu. Şaşkınlık içinde etrafa bakınırken yerde gördüğüm kelepçeler dikkatimi çekti. Zorlanmamıştı, anahtarlar da yanındaydı hemen. Hala şaşkın şaşkın etrafı izlerken onları anlamaya çalışıyordum. Buraya daha önce Açelya'yı bile getirmemistim.
Kim cesaret edebildiyse bu olanlara onu bulup cezasını vereceğim ve elimden kurtulamayacak.!!Yıldıza tıklamayı unutmayın sizleri seviyorum...☆

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sadist #Wattys2016 #WYY
General FictionYaşamak uğruna bir savaş veriyoruz. "Ben yoruldum, çekilmek istiyorum." diyecegimi sanmayın. Eskisinden güçlüyüm. Yaşadıklarımla yoğuruldum. Kendi karanlığımın içinde günden güne büyüttüğüm o iskence planlarım yalnızca hazırlık sona ulaşmak için. Ç...