2.BÖLÜM ACI

61 30 2
                                    


Bilincim, yitip gittiği uçurum kenarından ufak kırıntılar halinde kendine gelmeye çalıştı.

Boynum ve alnımda hissettiğim acıyla birlikte alt dudağımı ısırdım. Boğazımdaki kuruluk o kadar fazla durumdaydı ki, koca bir bardak suyun bile yetmeyeceğini fark ettim. Kulaklarım ilk önce annemin sesini, ardından babamın çıkardığı homurtu seslerini işitti.

Göz kapaklarım birbirine iğnelenmiş gibi acırken, kırpıştırarak araladığım gözlerimi yoğun ışık süzmesiyle birlikte kapattım. Işığın yaktığı gözlerimi bu sefer daha yavaş açarken annem yumuşak ellerini başımın iki tarafında koydu.

Boğazımdaki kuruluk artarken neler olduğunu anlamlandıramadığım için boş bakışlarla anneme baktım. Dudaklarının kıpırdamasından birşeyler söylediğini anlayabiliyordum ama kulaklarım işlevini kaybetmişçesine uğuldarken kendimi gürültüyle akan bir şelalenin dibinde gibi hissettim.

Nerede olduğumu anlamak için çevreye baktığımda bağ evindeki odamda olduğumu anladım. Gözlerim yatağımın tam karşısındaki aynaya değince olduğum yerde kasıldım. Anılar hızlı bir kasırga içinde gözlerimin önünden geçerken telaşla doğrulmaya başladım. Korku tüm bedenimi ele geçirmişçesine titretirken gözlerimi aynanın önünden ayıramadım. Derin siyah bakan gözlerin elindeki bıçağı hatırlayınca parmak uçlarımı boynumda gezdirdim.

İnce sızıyla birlikte kaşlarım hafifçe çatılırken babam ellerini yüzümün iki yanında koydu. Bakışlarımı zorlayarak kendine çevirdiğinde gözlerinde gördüğüm endişeyle kalbim kasıldı, sol gözümdeki yanmayla birlikte usul, usul akan gözyaşı parmak uçlarına değince dağıldı. Yatıştırıcı sesi kulaklarıma değdiğinde kollarımı boynuna doladım. Kollarının arasında hıçkırıklarla ağlarken elleri saçlarım arasında dolaşmaya başladı.

"Şşşt sakin ol. Geçti güvendesin."

Fısıltılı sesi ve güçlü kolları arasında ağlamamı sürdürürken kurumuş ve çatallaşmış boğazım yüzünden kısık sesle mırıldandım.

"Ne olur gidelim buradan."

"Tamam. Sakin ol gidiyoruz."

Bakışları annemi buldu. Kollarını çekmeye çalıştığında daha sıkı sarıldım.

"Bırakma ne olur yalnız bırakma."

Gevşettiği kollarını tekrar sıkılaştırdı.

"Semra eşyalara elini sürme birazdan polisler gelecek. Hızlıca hazırlan bir an önce gidelim buradan."

Annemin nefesini ensemde hissettiğimde iyice babamın kollarına sığındım. Korkum şu anda baş edebileceğim tahammül sınırının üstündeyken gözlerimi her kapatışımda aklıma gelen o karanlık gözler, titrememin bir türlü kesilmesine yardımcı olmadı.

Babamın ellerini teselli verircesine saçlarımda gezerken nefes alışverişim ve titreyişim kesilmeye başladı.

Üzerime binen yorgunluk göz kapaklarıma geceyi getirmeme yardımcı oldu. Uykunun derin kollarına sığınırken sıcak öpücüğünü saçlarımın arasına kondurdu. Hiç bu kadar korkmamıştım ve hiç bu kadar babamın kollarındayken kendimi küçük hissetmemiştim.

Uyku bilincimi tamamen kaplarken gözlerimin önünde görebildiğim tek şey karanlığın acımasızlığındaki siyah gözler.

Etrafımda duyumsadığım sımsıcak menekşe kokusunu derince içime çekmeye başladım. Yumuşak bir yatağın üstünde uzanıyor olduğumun bilincine olan bedenim uzun süreli hareketsizlikten dolayı sızladı.

Göz kapaklarımın üstündeki yarısı yukarı kaymış olan göz bandajının baskı yüzünden aralanmakta zorlan gözlerim saçlarımda fark ettiğim ellerle hızla aralandı. Ellerim aceleyle gözlerimdeki bandajı kafamdan çıkardığında, kalp atışlarım hızla artarken kendimi geriye çekmeye başladım. Annemin endişeli sesini işittiğimde hala nefes almakta zorluk çekiyordum.

MORTALS HİRİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin