Gözleri kapanıp duruyordu, karşımda sebepsiz yere gülüyordu ve ayakta durmak yerine sürekli sallanıyordu.
Belliydi, sarhoştu."Her sarhoşluğunda buraya gelmenden bıktım."
"Ben de senin beni sevmemenden bıktım." dedi kahkaha eşliğinde.
Kapı eşiğinde duruyordum, her zamanki gibi onu eve almamıştım. Karşımda saçma salak şeyler zırvalıyordu. Onu burada yalnız başında bırakabilirdim. Ama gecenin ikisiydi ve bağırarak herkesi uyandırma ihtimali vardı. Buna katlanamazdım.
Tek çare, o uyuya kalana dek başını beklemekti."Bu sefer buraya seni kim getirdi?"
"Akrep Kıralı tabii ki, şu geçen bize hapları getiren çocuk."
"Ah gerçekten mi, uyuşturucu da mı kullanıyorsun?"
"Arada sırada. Bazen." Hafifçe gülümsedi. "Kafama estiğinde. Bir keresinde de dolunayda. Ve yılbaşında."
"Aferin sana." dedim sinirle. "Sorumsuzlukta boyut atlıyorsun. Yakında bağımlılıktan öleceksin."
"Asıl ölecek olan Domi, o her gün çekiyor."
Bir gülüş ve kahkaha daha. "O lanet olası bir deli ve kimse onu dinlemiyor."Kahkahasıyla gerilerken dengesini kaybetti ve poposunun üzerine düştü. O bu durumuna daha da çok gülerken, ben bıkınlıkla başımı iki yana salladım. Sarhoşluğu çekilecek gibi değildi, bütün pisliklere bulaşmışken hem de.
"Gelip beni kaldıayacak mısın Jem?"
"İğrenç kokuyorsun Ros, o kokunun üzerime sinmesine izin veremem. Bir duş almadan bana yaklaşma." dedim yüzümü buruştururken.
Yüzündeki gülümseme inatla orada duruyordu.
"Hala çok bencilsin. Beni sevemeyecek kadar bencil.""Seni sevmekle ilgilenmiyorum." Düştüğü yerden bana bakıyordu ve buradan yavru bir köpeği andırıyordu. Şirinlikten değil, ciddi ciddi bir köpeği. "Git ve seni seven birini bul."
"Mesela kim?" dedi ve ince sesiyle kıkırdadı. "Kimse beni sevmiyor ki, çok çirkinim."
"Kader işte, ne yaparsın." dedim, gözleri kapanıyordu. "Ben de çok yakışıklıyım ama güzelliğin laneti işte, senin gibi deliler sürekli peşimde!"
"Benden başka peşinde deli mi var?" dedi hafif bağırarak, gözleri tamamen kapanmıştı ama hala direniyordu.
"Peşimde olan çok var da, senin gibi deli yok."
Bu sözleri duyup duymadığından emin değildim. Gözleri zaten kapalıydı, ama şimdi boylu boyunca kaldırımda yatıyordu. Her zamanki gibi uyuya kalmıştı. İç çekerek onu kucağıma aldım. Rose'u eve, kendi odama taşıdım ve yatağa yatırdım. Kendim ise salonda kanepede uyuyacaktım.
Rose'un bir takıntısıydı, eğer bu evde kalıyorsa benim yatağım dışında hiçbir yerde uyuyamazdı.
"Seni bir daha sarhoş ederlerse, Albus ve Scorpius'u öldüreceğim."
•bir sürü kez ismini ve bölümlerini değiştirdim ama sonunda yayınladım!
severseniz hikayenin geri kalanına da beklerim yani.
amour et de fidélité!