Arkadaşlar bölümler çarşamba gününe kadar her gün yayınlayacağım. Ondan sonra artık daha seyrek bir şekilde yayınlama yapacağım. Nedeni ise İzmir'e gideceğim. Orada hem internet yok hemde o kalabalıkta kitap yazabileceğimi düşünmüyorum. Neyse daha fazla uzatmayayım. Sizi bölümle baş başa bırakayım 🙈
***
Öğle molası için Rüya'yla beraber şirketin yanındaki kafeye gittik. Sabahtan beri reklam için bir şeyler düşünmüştük ama aklımıza bir fikir bile gelmemişti. Masaya gelen garsona yemek siparişlerimizi verdikten sonra sohbet etmeye başladık.
"Nerelisin?" diye aniden sorunca şaşırdım.
"İzmir'de doğdum da neden sordun?" deyip gülümsedim.
"Bilmem, seni çok sevdim. Sevdiğim insanları hemen tanımayı çok isterim. Ayrıca İzmir'de doğduğun güzelliğinden belli oluyor."
"Abartma, öyle abartılı bir güzelliğim yok. Hatta sen benden daha güzelsin."
"Saçmalama, güzel değilim ama tatlı ve sevimli olduğumu kabul edebilirim." gülümsedim. Açıkçası ben de Rüya'yı çok sevmiştim.
"Rüya, bende seni çok sevdim." deyince suratıma heyecanla baktı.
"Ciddi misin?! İlk iş arkadaşım olacaksın!" diye bağırmıştı. Tüm gözler bizim üzerimizde odaklandı. Kendim gibisini bulabilmiştim.
"Evet, neden ciddi olmayayım? Seninle beraber harika iş arkadaşı olabiliriz, hatta kız kardeş!" Rüya ayağa kalktı yanıma gelip bana sarıldı.
"Biliyor musun? Seninle çok iyi vakit geçireceğiz. Neyse sana şirketle alakalı harika dedikodular vereceğim." deyip tekrardan yerine oturdu. O yerine oturduğunda siparişlerimiz gelmişti. Ton balıklı salatamdan bir lokma alıp Rüya'yı dinlemeye başladım.
"Şimdi, bizim şirkette bir cadı var, adı Sinem. Nefret ediyorum ondan! O kadar sinir bozucu ki bazen boş bulunup ona söylediğim reklam fikrini kendisininmiş gibi kendi ağzından yazıp patrona veriyor. Iy pis!"
"Gerçekten kötü birine benziyor. Merak ettim açıkçası."
"Merak etme ben sana şirkete girdiğimizde herkesi tanıtacağım." biraz daha şirketle alakalı sohbet ettikten sonra kendimiz hakkında bilgiler edinecek sorular sorduk.
"Cansu, sen kaç yaşındasın? Ya sadece yaş değil ben seni merak ediyorum. Kendimizi sırayla tanıtmaya ne dersin? İlk sen anlat, sonra ben!"
"Tamam, anlaştık. Ben Cansu, 25 yaşındayım. Bu benim çalıştığım ilk yer, nedeni ailemin beni çalıştırmaması. Benden başka bir ablam var ama o evli. Evde yaşayan tek çocuğum. O yüzden üniversite hayatımdan beri bir prenses gibi yaşıyorum ama artık bir yerden sonra sürekli birilerine bağlı kalmak sıkıyor. Bana da böyle bir iş teklifi gelince aileme fikrimi söyledim, ilk başta olumsuz baktılar ama ikna kabiliyetim sayesinde ikna edebildim. Şimdi ise burada tek başıma yaşıyorum. Hadi sıra sende!" o kadar çok konuşmuştum ki dilim damağım kurudu. Yanımdaki bardaktan bir yudum su içtikten sonra dinlemeye başladım.
"Ben de Rüya, 23 yaşındayım. Geçen sene mezun olduktan hemen sonra başka bir şirkette çalıştım ama orada bir gün çok fena bir kavga çıktı. O kızı masaya yatırıp fena dövdüm ama ondan sonra patronum yanına çağırdı ve beni güzelce kovdu! Bu ise çalıştığım ikinci yer. Ailem Ankara'da yaşıyor ama ailemle pek bir bağım yok. Eskiden beri onlardan hep kaçtım. Sadece annemi çok seviyorum. Ara ara yanıma geliyor. Bende İstanbul'da tek başıma yaşıyorum." duraksadım. Hayat hikayesi pek iç açıcı değildi. Bana göre ailesiyle arası iyi olmayan herkesin hayat hikayesi iç karartıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk İddiası
Novela Juvenil"Eğer bir daha seninle karşılaşırsam.." duraksadım. "Evet, karşılaşırsan?" bir anda gaza geldim. "Ne istersen yaparım!" ** © Tüm Hakları Saklıdır