Yanımda çalan telefonun sesine uyandım. Daha alarmım bile çalmadan beni kim arıyordu ki? Kimin aradığına bakamadan telefonu açtım.
"Alo, günaydın Cansu."
"Günaydın." dedim uykulu bir sesle.
"Uyandırdıysam kusura bakma. Şey dün gece annemle konuştuk, annem bugün seninle beraber düğün alışverişine çıkmak istiyor. Yani bugün işe gelme. Annemle beraber alışverişe çık." içten içe sevinmiştim.
"Tabii, olur. Annenin sözünden dönmeyelim. İstedikleri olsun."
"Çok teşekkür ederim, Cansu. Beni tüm yüklerden kurtarıyorsun. Ha, bu arada akşam evliliğimizin başrolü olan dedemle görüşeceğiz. Gelinini tanımak istiyormuş." dedikten sonra güldü.
"Tamam, o zaman sen annene söyle. Öğlen çıkabiliriz, alışverişe."
"Tamamdır, annem şoförle beraber seni almaya gelecek." İstanbul'u çok bilmediğim için işime gelmişti.
"Gerek yok, ben kendim de gelebilirim."
"Annem böyle istiyor, hayatta seni almadan gitmez." deyip kıkırdadı.
"Peki, o zaman annenleri öğlen bekliyorum." dedikten sonra telefonu kapatıp yatağın üstüne koydum ve yataktan çıktım. Bir kere uyandıktan sonra bir daha uyuyamama gibi bir sıkıntım vardı. Mutfağa geçip buzdolabını kontrol ettim. Buzdolabı bomboştu. Tekrar yatak odama geçip üstüme hemen beyaz bir tişörtle kot şort geçirdikten sonra cebime ev anahtarını attım ve telefonumla cüzdanımı elimde tutup markete gitmek için evden çıktım.
Markete girdiğimde bir evde olması gereken her şeyi toparladım. Konserveler, tabaklar, çatal ve bıçaklar.. Marketten çıktığımda elimde boş bir yer yoktu. Elimdeki poşetlerin sayısı sayılmayacak kadar çoktu. Hızlıca eve girdikten sonra poşetleri mutfağa götürdüm. Banyo için aldığım şeyleri banyoya götürdüm. Çamaşırlarımı yıkamam gerekti. Ama bir sorun vardı. Ben hayatım boyunca hiç çamaşır yıkamamıştım.
Telefonumdan çamaşır nasıl yıkanır diye araştırmaya başladım. Çamaşır yıkamak için konulan çamaşır suyu bölmesini bulup açtım ve içine ne girmesi gerekiyorsa koydum. Daha sonra hızlıca yatak odasına geçip tüm renkli kıyafetlerimi kucaklayıp banyoya gidim ve hepsini çamaşır makinesine doldurdum. Daha sonra makineyi çalıştırıp tekrardan mutfağa geçtim.
Kendime kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün hafif şeyler yemek istiyordum. Normalde sade süte konulan mısır gevreğini kakaolu sütün içine doldurdum ve kaseyi alıp oturma odasına geçtim ve televizyon karşısında mısır gevreğimi yemeye başladım. Gevreğimi yerken yatak odasındaki telefonumun o tanındık zil sesi kulağıma gelmeye başladı. Kaseyi orta sehpaya koyduktan sonra yatak odasına geçip telefonumu aldım ve hızlıca açtım.
"Kızım, bak bu iki oldu! Sen bana haber vermeden neden işe gelmiyorsun?"
"Ya ne yapayım? Sabah Uğur aradı. İşe gelmeme gerek olmadığını söyledi, annesiyle beraber nikah için bir şeyler bakacağız."
"Kayınvalidenle gezeceksin yani. Bakıyorum müstakbel kocan da pek hoşgörülü. İzinleri veriyor sana." deyip gülümsedi.
"Aynen öyle, canım."
"Neyse, Uğur Bey işe geldi galiba. Ben kapatayım!"
"Tamam, kolay gelsin. Görüşürüz." deyip telefonu kapattım ve telefonumla beraber oturma odasına geçtim. Orta sehpadaki kaseyi alıp yemeğimi yemeye devam ettim. Yemeğimi yedikten sonra ortalığı topladım ve mutfaktaki poşetlerin hepsini yerleştirmeye başladım. Ev işlerini yapmanın gerçekten çok zor olduğunu şu zamanlarda anlamaya başlamıştım. Evde boş boş oturmak canımı çok sıkıyordu. Yatak odasındaki bilgisayarımı alıp biraz gezindikten sonra ondan da canım sıkıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk İddiası
Genç Kurgu"Eğer bir daha seninle karşılaşırsam.." duraksadım. "Evet, karşılaşırsan?" bir anda gaza geldim. "Ne istersen yaparım!" ** © Tüm Hakları Saklıdır