Yaklaşık yarım saattir okuldan geldikten sonra yazdığım Bir daha hiç kimseye güvenme yazısıyla bakışıyordum.
Elime düşen damlayla ağladığımı fark ettim. Bir daha kimseye güvenme diye tekrarladım . Bir daha kimseye güvenme...
-Sabah-
Büyükanneme yaşadıklarımı anlattım. Adamları nasıl öldürdüğümü, iç güdülerimi ve tabiki de en önemlisi olan o üç çocuğu söyledim. Sonunda arkadaş edinmiştim. Artık yalnız değildim.
Okul için hazırlandım. Artık kahvaltı yapmıyordum. Daha doğrusu yapamıyordum. Büyükannem yememi istemiyordu. Artık kan içmeye alışmam ile ilgili bir şeyler zırvalamıştı. Küçük çantayı sırtıma taktım ve kapıya doğru ilerledim.
" Ben çıkıyorum büyükanne, Tom hadi!" diye bağırdım. Bir yandan da converselerimi giymeye çalışıyordum.
" Had-"
"Sus artık geldim!" Yanımda bağırarak karşılık verdiğinde sinirle ona döndüm. Ama sonra kavgaya dönüştürecek olan sözlerimi yuttum. Sinirliydi çünkü ailesi hakkında gerçekleri öğrenmek benim aksime onu olumsuz etkilemişti. Kandırıldığını öğrenmek hoşuna gitmemişti. Şimdiyse sinirini önüne gelenden çıkarıyordu. Ve benim ona bağırmam sadece daha fazla kavga edip birbirimize darılmamızı sağlardı. Ben onun ablasıydım ve anne, babam yerine onunla ilgilenmekle yükümlüydüm. Annem veya babam söylemese bile sanki ona bakmamı istemişler gibi hissediyordum. Sesimi çıkarmadığım için şaşıran büyükannemin yanağına öpücük kondurdum. Bağırış seslerini duyunca yanımıza gelmişti. Tom önde ben arkada okula yürüdük. Okulun önüne geldiğimizde Tom bana döndü. "Bir daha birlikte okula gelmeyelim."dedi ve ben daha cevap vermeden okulun içine girdi. Şaşkınlık ve kırgınlıkla yavaş adımlarla okula doğru ilerledim. Sen her zaman yalnız kalacaksın. Sen yalnız yaşayacaksın. Sen buna mahkumsun. Hayır. Ben yalnız değildim. Arkadaşlar edinmiştim.
Dalgınlıkla dolabımı açtım Fizik kitabımı aldım ve sınıfa gittim. Sınıfımda olan üçlüyü görünce şaşkınlıkla onlara baktım. Acaba benimle konuşmak için mi geldiler diye düşündüm.
Öğretmen derse girdiğinde onlara baktım. Bana hiç bakmamışlardı. Arka sıraya geçtiklerinde aslında bizim sınıfta olduklarını anladım. Sınıfımı tanımadığım için bizim sınıfta olduklarının farkına bile varmamıştım. Ama geçen senelerde bizim sınıfta olmadıklarına emindim. Bu konuya kafa yormadan derse odaklandım. Dersler son zamanlarda ne kadar da hızlı geçiyor diye düşünmeden edemedim.
Zil çaldığında Benjaminin yanına gittim. "Selam" dedim gülümseyerek.
"Ne var!" Kesinlikle böyle bir şey beklemiyordum. Şaşkınlıkla baktım
" Bir şey mi yaptım? "
"Biraz konuştuk diye arkadaş olduğumuzu mu düşündün? Benimle istediğin zaman konuşamazsın!" diye bağırdı. Sonrada çekip gitti.
Arkasından baka kaldım. "B-ben" diyebildim sadece. Sinirle arkamı döndüm.
Yine yine ve yine tek kaldım. Zaten hep salak gibi benimle konuşan herkese güvenmemden kaynaklanıyor. Gerçten nasıl da inanmıştım onların arkadaşlığına.
Ama yanıma gelip özür dilese hemen barışırdım. Çünkü yalnız kalmaktan korkuyorsun. Benim sözümün gerçek olmasından korkuyorsun. Herkes seni bırakıyor. En başından beri farkındasın. Annen bile seni bıraktı. Sen gerçekten annen bile seni bırakmışken diğerlerinin seni bırakmayacağını mı düşünüyorsun. Hayır annem beni bırakmadı ki. Zorundaydı. Biz yokken babam vardı onun yanında. Hem o mutlu bir aileye sahip olalım diye gitti. Babamı da kurtarıp geri dönecek. Ve bizde biraz geçte olsa mutlu bir aile olacağız. Birbirine her zaman sahip çıkan. Annen şimdiye kadar babanı kurtaramamışsa bundan sonra da kurtaramaz. O kadar yıldır becerememiş. Saçma umutlara kapılma. Hiçbir zaman mutlu aile olamayacaksınız. Kafamdaki aile düşüncesini sildim. Bu konu sadece kafamı karıştırıyordu. Asıl düşünmem gereken Benjamin'in verdiği sert tepkiydi. Nasılda güvenmiştim arkadaşlıklarına.
![](https://img.wattpad.com/cover/7716667-288-k853809.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Vampir
VampireSabah kardeşinin sarsmasıyla uyanan Grace vampir olduğunu öğrenir. Halbuki kendini çok güçsüz görürken. Annesinin ölmediğini, babasının onları bırakmadığını öğrenmesi gibi. Peki kendine güvenmeyen kız nasıl olurda vampir olur? Peki şu bahsedilen gü...