Güneşin sıcaklığını hissederek uyandım. Kalın perdenin örttüğü pencereye baktım. Ne kadar da rahatsız edici. Ben eskiden güneşi severdim.
Sağ tarafıma dönmemle Benjamin le burun buruna gelmem bir oldu. Benjamin ile dün yaşadığımız konuşma gelince sırıtmaya başladım. Dün ne kadar da rezil olmuştum öyle. Büyük ihtimalle ona sarılınca uyuya kalmıştım. Benjamin de beni odama taşımış sonra o da uyumuştu.
Dün nefret ettiğimi söylediğim çocuk şimdi yanımda mışıl mışıl uyuyor bende ona bakıyordum. Bu da ne kadar dengesiz olduğumun kanıtıydı herhalde.
Şu an içimden şu şirin yüzünü sıkarak öpesim, ısırasım gelse de, sonra da onun beni ısırabilecek kadar dengesiz olması bu olayı gerçekleştirmemi engelliyordu. En ufak öpücüğümde bile uyanabileceğini tahmin ettiğim için ve onu uyandırmaya kıyamadığım için de öpemiyordum.
Bari kalkıp her an guruldayabilecek olan aç karnımı doyurmak için bir şeyler hazırlayayım. O zamana kadar da Benjamin uyanır herhalde.
Dolabımdan aldığım bir şort ve tişörtü hızlıca üzerime geçirip yavaş adımlarla aşağı indim.
Heyecanla mutfağa girip neler hazırlayabileceğimi düşünecekken vampir olduğumuz aklıma gelince suratımı astım. Kanların bulunduğu dolaba gidip iki torba kan aldım. Büyükçe iki bardağa bu kanları boşalttım.
Biraz daha oyalanmalı mıyım diye düşünürken guruldayan karnımla daha fazla bekleyemeyeceğimi anladım.
Aynı sessizlikle yukarı çıktım. Yatağın yanına geldim ve Benjamin’i nasıl uyandırabileceğimi düşündüm.
Yüzüne doğru eğildim ve onu dürterken “Ben ş-şey bardakları hazırladım.” dedim. Mırıldanarak gözlerini açtığında ona gülümsedim. Uykulu bakışlar atarak o da küçük bir tebessümde bulundu.
Odamın içerisinde bulunan banyoyu göstererek “Yüzünü yıkayıp aşağı gelebilirsin.” dedim. Kafasını sallayıp banyoya girdiğinde hemen aynanın karşısına geçip kendime çeki düzen verdim. Aman tanrım. Bu kadar kısa sürede beni nasıl etkilemiş olabilir? Bu inanılmaz.
Hızlıca mutfağa gittim. Benjamin yavaşlığını koruyarak merdivenlerden indiğinde ona baktım. Birlikte geçirdiğimiz sessiz yemekten sonra ona bakmaya başladım. Aklımda milyonlarca soru vardı. Benjamin beni seviyor muydu? Biz sevgili miydik? Ona aşık mıydım, yoksa hissettiklerim sadece hoşlantı mıydı? Daha milyonlarca soru beynimi kurcalıyordu.
“Hadi Grace yukarı çık ve üzerini giyin. Daha sonra benim evime geçeriz üzerimi giyinirim ve okula gideriz. Tamam mı?” diye sordu. “E-evet Benjamin” deyip oturduğum sandalyeden kalktığımda bileğimden tutup çekti. Kucağına düştüğümde kulağıma eğildi “Benden utanma veya korkma Grace” diye fısıldayıp kolumu bıraktı.
Hızlıca kalkıp odama çıktım ve kapıyı kapattım. Yere çöktüm. Vücudumda bulunan az biraz kanın yüzüme çekildiğini hissettim. Muhteşem bir histi. Evet ona aşıktım.
Dolabımın önüne gittim. Kısa sürede ne giyeceğimi hesaplayıp dolabımı açtım. Vans baskılı beyaz kısa tişörtüm, bazı yerlerinde yırtık olan şortum ve kırmızı siyah gömleğimi giydim. Dr.Martens marka bordo renk botlarımı ayağıma geçirdim. Saçlarıma hafif dalga verip salık bıraktım. Hafif bir makyaj yaptım. Zımbalı çantamın içine telefonum, cüzdanım ve diğer eşyaları da doldurdum. Boy aynamda kendime baktım. Güzel gözüküyordum.
Benjamin’i daha fazla bekletmemek için hızlıca merdivenlerden indim. Benjamin koltuğa yayılmış televizyon izliyordu. Yavaşça bana döndü. Şaşkın bir bakış attıktan hemen sonra yüzü eski halini aldı, ayağa kalktı “ Vay canına muhteşem olmuşsun.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Vampir
VampirSabah kardeşinin sarsmasıyla uyanan Grace vampir olduğunu öğrenir. Halbuki kendini çok güçsüz görürken. Annesinin ölmediğini, babasının onları bırakmadığını öğrenmesi gibi. Peki kendine güvenmeyen kız nasıl olurda vampir olur? Peki şu bahsedilen gü...