YALNIZLIK

55 5 2
                                    

Multimedia ; Şimal

Yorgun düşmüş bedenimin aksine gözlerim zorluyordu açılması için göz kapaklarımı. Garip bir ağrı hissediyordum vücudumda . Beni ele geçirmiş , kölesi olmuşum gibiydi. Zorda olsa açtım gözlerimi . Neredeydim ben? Ellerimde iğneler , kolumda serum, başımın ucunda rahatsız edici şekilde öten bir alet. Kendi düşüncelerimde boğulmak üzereyken , kapı açılmıştı.
Genç diyebileceğim yaşlarda bir doktor, beyaz önlüğünün cebinden kalemi çıkartarak bana yaklaşıyordu.Beni kontrol ederken bir yandan bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini algılayamıyordum. Neden bu kadar yorgundum?

Yıllardır sağırmışım da , yeni yeni duymaya başlıyormuşum gibi geliyordu sesler kulaklarıma.

- Şimal Hanım , beni duyabiliyor musunuz?

Konuşamayacak kadar yorgundum o yüzden başımı olumlu anlamda sallamakla yetinmiştim.

- Yaklaşık bir haftadır yoğun bakımda yatıyordunuz. Ailenizle birlikte trafik kazası geçirmişsiniz.

Ailemle birlikte..

- Ne ! Ailem , onlar nerede?

Yataktan kalkmaya çalışıyordum fakat sanki biri beni tutuyormuş gibi kalkamıyordum. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Neden üzgün görünüyordu bu adam? Neden Allahın cezası çenesini açıp bana ailemin iyi olduğunu söylemiyordu!

- Nerdeler ! diye bağırdım sesimin yettiği kadar.

Biraz yüzüme baktıktan sonra , başını hafif öne eğdi

- Çok üzgünüm Şimal Hanım. Aileniz için elimizden geleni yaptık fakat durumları çok ağırdı , onları kaybettik.

Onları kaybettik .. Onları kaybettik...

Hayır.! Beynim bunu kabullenmiyordu. Kabustu değil mi ? Birazdan annem o kadife sesiyle bana seslenecekti , babamın mükemmel kokusu odamı dolduracaktı. Kabustu. Bu , bu gerçek olamazdı. Beni asla yalnız bırakmazlardı ki..
Kollarımda ki iğnelere çekip çıkarttım. Bağırıyordum sadece bağırıyor. Odadan çıkmaya çalışıyordum ailemi görmem , onlara sarılmam lazımdı. Ama bir kaç hemşire kollarımdan sıkı sıkı tutmuş beni bırakmıyorlardı.

- Bırakın beni ! Yalan söylüyorsunuz. Bırakın. Gitmezler beni burada bırakmazlar. Koluma batırılan iğneyle beraber ayaklarım yerden kesilmişti. Gözlerim bana ihanet ediyor , yavaş yavaş kapanıyordu.

'' Ne güzel olmuş benim prensesim , tıpkı annesi gibi. Babam beni kucağına almış bahçeye götürüyordu. Annem beyaz elbisesiyle adeta melekleri andırıyordu. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yanıma geldi. Partin birazdan başlayacak küçük cadı , heyecanlı mısın? Anneme otuz iki diş sırıttım . Bana ne aldın annecim ? Annemin kahkahası bütün bahçeyi doldurmuştu. çok istediğin bir şey aldım kızım. Boynuna sarıldım sıkı sıkı , yoksa barbie evi mi aldıın. Gülümsedi. Şşş ne aldığımı söylersem hediyenin ne anlamı kalır . Suratımı asıp küsmüş gibi yapmıştım. pastanın başına geçtim , franboğazlı pastamla bakışırken dilek tutmayı unutma Şimal dedi babam . Gözlerimi kapattım ve hayatımda en çok istediğim şeyi diledim . Umarım ailemle hiç ayrılmayız.. ''

-----------

Ailemi kaybetmemin üzerinden 2 ay geçmişti. Yokluklarına alışamamıştım , alışmak istemiyordum. Boşlukta gibi hissediyordum kendimi. Kimsesiz , yalnız. Artık tek başımaydım bu hayatta. Ne yapmam gerektiğini , nasıl bir yol izlemem gerektiğini bilmiyordum. Ailemi geri istiyordum. Babamla şakalaşmalarımızı , annemin bana küçük cadı demesini özlemiştim. Ne olacaktı bundan sonra ? Nasıl kaldıracaktım tek başıma bu yükü. Güçlü bir kızdım evet ama bu olay güçlü olunabilecek bir olay değildi. Gözlerimin yanmaya başladığını hissettim. Ağlamayı sevmezdim. Acizlik gibi gelirdi bana ağlamak. Güçsüzlüğün simgesi. Söz vermiştim kendime , ağlamayacaktım . Ne olursa olsun , ayakta duracaktım. Annem ve babamda bunu isterlerdi.
Bugün babamın meslektaşı Volkan amca gelecekti. Babamın vasiyeti için. Daha önce gelmek istedi ama ben buna hazır değildim. Bütün aile büyükleri bizim evimizdeydi . İlk defa geliyorlardı bu eve. Vasiyeti dinlemek için..
Volkan amca elindeki kağıdı açıyordu. Herkes pürdikkat kağıda bakıyordu. Tek bilmek istedikleri şey , babamın mirasından onlara ne bıraktığıydı. İnsanlardan nefret ediyordum.
Kağıdı yavaş yavaş okumaya başlamıştı. Mal varlıklarını tek tek sayarken , herkes kendi isminin okunmasını bekiyordu ama her defasında benim ismim okundukça herkesin suratı asılmaya başladı. Ben mutlu değildim . Çünkü paradan çok ailemi istiyordum.
Volkan amca yeniden lafa girdi.

- Kenan'ın vasiyeti bu kadar. İşin kısası bütün mal varlığını kızına bıraktı. Şimal seninle biraz özel konuşabilir miyiz?

Başımı onaylar şekilde sallamıştım ve volkan amcayla beraber bahçeye çıkmıştık.

- Kızım , babanın vasiyetinde yazan birşey daha var . Herkesin içinde söylemek istemedim.

Dikkatimi iyice Volkan amcaya vermiştim. Lafına devam etti.

- Babanın Almanyada çocukluk arkadaşı var . Tanıyorsundur Eren beyi. Vasiyetten yararlanabilmen için 21 yaşına kadar onların yanında kalmanı istemiş. Biletin hazır , ordaki okulunda hazır. Sana yeticek miktarda paranda olucak.

Şaşkınlığım yüzümden belli oluyordu anlaşılan , Volkan amca bana garip garip bakıyordu. Babam neden böyle birşey istemiş olabilirdi ki?
Kalabalık dağılmıştı ve ben lanet ettiğim yalnızlığımla baş başa kalmıştım.
Babamın benden istediği şeyi yapacaktım. Bildiği birşey vardır illaki . Buradan uzaklaşmak benim için iyi olabilirdi.
Yarın benim için yeni bir başlangıç olacaktı. Yeni bir hayat.
Yorgunluğumun da etkisiyle , kendimi uykuya teslin etmiştim.

ŞİMAL YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin