DENİZ'İN AĞZINDAN ,
Bu sene Trabzon'da son senemdi. Ben de abim gibi liseyi ve üniversiteyi İstanbul'da okumak istiyordum. Benim arkadaşım pek yok olmaması benim için daha iyi oldu. Derslerime daha çok zaman ayırabiliyordum ve yüksek notlar alabiliyordum. Normalde iyi olan derslerim daha da iyi olmuştu ve ben bu sayede istediğim liseye rahatlıkla gidebilecektim. Abim yazları geliyordu ama onunla fazla zaman geçiremiyordum ve onunla kavga etmeyi bile özledim. Liseler için olan son sınava son 1 aydır baya çalışıyordum. Kalan son 4 günümü de gezerek ya da dinlenerek geçirmeye karar verdim. Annem her zaman ki gibi butikte babam da Holdingdeydi. Kız kardeşimde okulda. Evde tek kaldığım için kulaklığımı takıp müzik dinlemeye karar verdim ama telefonumun sarjı bitmişti onu sarja takıp bende yeni aldığım kitap " DELİ " yi okumaya karar verdim. Zaten saat 1-2'ye kadar uyuduğum için kitabı okurken zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varamadım. Akşam yemeğini ailemle yedikten sonra odama çıkıp kalan günlerimi nasıl geçireceğimi düşündüm ama bir sonuç çıkmadı. Telefonumu sarjdan alıp müzik açtım. Sabah kalktığımda daha annemlerin evden çıkmasına baya zaman olduğunu görünce kendi ellerimle onlara kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. Aslında evde çalışanlarımız vardı ama bayadır onlara kendi ellerimle kahvaltı hazırlamadığım için kendim yapmak istedim. Masaya portakal sularını koyarken annemlerde aşağıya indi.
Emir : Kızım uzun zamandır elinden bir şeyler yiyemiyorduk. Bunu neye borçluyuz ?
- Valla canım annem çok canım sıkıldı ve erken kalkmıştım. Birde düşündüm ki size en son yemek 6. sınıftayken hazırlamışım.
Emir : Hımm... Bak sen iyi oldu iyi neyse hadi yiyelim artık. Kurt gibi açım. :D
Kahvaltımızı ettikten sonra annemle babamı öptüm. Onlar işe giderken bende Trabzon'da olduğunu duyduğum dayımı aradım.
- Alo Deniz dayısının birtanesi nasılsın ?
- İyiyim dayı sen ?
- İyiyim ben de. Sen çalıştın mı bakıyım lise sınavlarına ?
- Çalıştım dayı da son 4 günümü dinlenerek geçireyim dedim. Sen ne yapıyorsun ?
- Hiç Trabzon'dayım işlerimi halledip döneceğim yarın.
- Biliyorum Trabzon'da olduğunu dayı. Ben de o yüzden aradım seni.
- Nasıl yani ?
- Bu gün bana da ayırabileceğin zamanın var mı diye soracaktım ?
- Var tabii ki sen hazırlan Boztepe'ye geç ben de geliyorum hemen.
- Tamam dayı görüşürüz.
Telefonu bir köşeye fırlatıp hazırlanmaya başladım. Beyaz bir spor pantolon üstüne buz mavisi bir gömlek ve siyah uzun bu senenin modası ince sıfır kol yeleğimi giydim. Ayakkabı olarak siyah spor ayakkabı şal olarak da siyah takıp hafif bir makyajdan sonra evden çıkıp taksiye atladım. En azından bu gün eve tıkılıp kalmayacaktım. Taksiden inip dayımla anlaştığımız yere geçtim. Boztepe'de dayımın hazırladığı efsane pikniğimizi yaptıktan sonra dayımla beraber Trabzon'un altını üstüne getirdik. Bir kafede oturmuş bir şeyler içerken dayımı biri aradı ve acil olarak çağırdı. Dayım gidince ben de taksiye binip babamın yanına holdinge gittim. Babamın odasına kadar sekreteri eşlik etti.
- Oooo kızım bu gün beni şaşırtmaya devam ediyorsun. Geç otur şöyle.
- Aşk olsun baba ya okuldan fırsat mı oluyordu sanki. Neyse nasılsın ?
- İyiyim sen nasılsın ?
- İyiyim dayımlaydık eve dönerken de sana uğruyayım dedim.
- İyi yaptın. Ee benim prensesim hangi liseye gitmeyi düşünüyor ?
- Baba ya gerçekten mi ? Şu an bunu mu konuşacağız ?
- Şaka yaptım. Akşam konuşuruz bu konuyu.
- Emir KARAELMAS şakalar da yaparmış !!! Konuşuruz babacım.
- Niye ben şaka yapamaz mıyım ?
- Yaparsın babacım. Baba abimle daha fazla zaman geçireceğim ama sizinle az geçireceğim.
- Kızım zaten çok beraber zaman geçiremiyorduk. Hem abinle 4 senedir düzgün zaman geçiremiyorsun.
- Haklısın baba neyse baba ben daha fazla meşgul etmeyeyim seni.
- O zaman sen amcanın mağazasına geç ben de geleceğim 1 saat sonra.
- Tamam babacım.
Babama sarılıp holdingden çıktım. Taksiye bindikten 10 dakika sonra amcamın mağazasının önünde indim. İçeri girdim ve sekretere ;
- Cemal KARAELMAS 'la görüşecektim.
- Randevunuz var mıydı ?
- Ben yeğeni Deniz KARAELMAS. Amcam burada mı ?
- Çok özür dilerim Deniz Hanım. Ben yeniyim sizi tanıyamadım. Buyurun amcanız içeride.
Bir çok insanın hoşuna giden bir şeydir kendisinin tanınması ama benim hoşuma gitmiyor. Amcamın odasına girdim.
- Amcaların canı. Ben gelmesem unutacaksın beni.
- Valla Deniz bu gün biraz rahatım iyi oldu gelmen.
- Hım o zaman tamam sıkıntı yok. Eee ne yapıyorsun, nasıl gidiyor ?
- Beni boşver sen söyle bakalım nasıl gidiyor sınavların ?
- Valla amca gayet güzel derslerim. Biliyorsun 3 gün sonra önemli olan sınavım var. Ondanda yüksek alacağımı düşünüyorum. Sonrası belli zaten biliyorsun amca yeni okul.
- Hım peki hangi lise ?
- Mustafa Saffet Anadolu Lisesi
- Aferin güzel lise orası.
Babam içeri girdi.
- Abi hoş geldin.
- Hoş bulduk. Deniz kızım hadi eve gidelim kızım. Yarın gelir beraber alışveriş yaparız.
+ Tamam babacım. Görüşürüz amca.
Babamla beraber amcamın mağazasından çıkıp arabaya bindik. Babam bir şeye çok sinirlenmiş gibiydi ve arabayı çok hızlı sürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZA
ChickLitKüçükken kötü bir olay yaşayıp erkeklere güvenmemeyi ögrenen ve 17 yaşına kadar kimseye aşık olmayan bir kız Arıza'nın birine aşık oluyor. Hem komik hem de romantik bir kitap.