Dersin bitmesine 10 dakika kalmıştı. Kapı sert bir şekilde açıldı ve içeri Poyraz ve çetesi girdiler. Aysel hoca Poyrazın bu haline alışıktı ama yıllardır kızmaktan artık yorulmuştu.
Şükürler olsun ki Ateş ve çetesini görmemişlerdi. Yada görmüş olabilirler miydi niye bu kadar çok endişeleniyorsam sonuçta elinde sonunda birbirlerini görücekler en iyisi benim söylemem sanırım tam bu sırada zil çalmıştı. Hızla arkamda oturan Poyraza dönüp benimle gelmesini rica ettim tabi Poyrazda beni kıramicağı için kabul etti . Poyraz yavaşça yerinden kalkıp beni takip etmeye başladı. Boş bir sınıfa girip sıralarda birine yaslandım. Poyraz acele et der gibi yüzüme bakınca konuya girdim.
"Poyraz bizim sınıfa yeni öğrenciler geldi"
Poyraz umursamaz bir şekilde
"Bundan bana ne Ada " dedi.
"Beni dinlersen bunu neden sana anlattığımı anlarsın"
"Tamam devam et"
"Sınıfa yeni gelen öğrenciler Ateş ve çetesi "
Poyrazın sinirlendiği gözlerinden belliydi. Gözlerinin maviliği koyulaşmıştı adeta "peki nerdeler şimdi"
"Hiç bir fikrim yok hoca sınıftan attı öncesinde de beni sıkıştırıp sizin yerinizi öğrenmeye çalıştı "
"O piç sana bir şey yapmadı demi "
"Hayır hayır yerinizi bilmediğimi söyleyince bıraktı "
Poyraz yumruklarını sıkıp "o ite bunun hesabını çok kötü sorucam " deyip kapıya doğru yöneldiği sırada Poyrazı kolundan tutup kendime doğru çektim. "Poyraz sakin olur musun böyle fevri davranırsan geçende onunla kavga ettiğinizde düştüğün duruma düşersin çocuk çok güçlü görmüyo musum" Poyraz kolunu elimden kurtarıp " sikerim onun güçlülüğünü belasını aramasın piç oğlu piç " elini yumruk yapıp sınıfın duvarına geçirdi. Sonra bir kere daha geçirdi . Elinin kanadığını görünce önüne geçip onu durdurdum. " delimisin sen niye kendine zarar veriyorsun egoist misin sen Poyraz " Poyraz sinirle kaşlarını çatıp "çekil önümden Ada diye bağırdı."
"Elin kanıyor "deyip elini yavaşça ellerimin arasına aldım.Poyraz gözlerimin içine odaklanıp " Ada artık yoruldum şu piç kursuna yenilmekten Annemin beni merak edip üzülmesin diye yalan söylemekten çeteyi yönetmekten ve bunun gibi şerefsizlerle uğraşmaktan " o sırada içimden sadece Poyraza sarılmak geçti ve içimin sesini dinleyip Poyraza sımsıkı sarıldım. Poyraz ben sarılınca biraz afalladığını anlasamda o da elini beline sardı bir müddet böyle durduk. Ardından ben Poyrazın kulağına " üzülme her şey geçicek" diye fısıldafım. Oda benim gibi kulağıma " biliyomusun Ada sen benim annemden sonraki tek mutluluk kaynağımsın" diye fısıldadı.Poyrazın son söylediği kelimelerden sonra yüzüm pancar gibi kızarmaya başlamıştı. Poyraz yavaşça benden ayrılıp bir müddet yüzüme baktı.
"Sen utandın mı ?" inanamıyorum Poyraz bile utandığımı anladığına göre kesin domatese döndüm.
"Şey birazcık olabilir "dedim. Poyraz benim gibi konuşarak bana karşılık verdi.
"Şey birazcık fazla olabilir " deyip gülmeye başladı Allah'ım o nasıl gülüş ya "ya Poyraz "
"Tamam tamam " deyip hızla sınıftan çıktı.
Ayy hala inanmıyorum Poyraz bana mutluluk kaynağım dedi. Bu olanları kesinlikle Nehire anlatmalıyım hemde hemenHızlı adımlarla merdivenleri ikişer ikişer inip okulun bahçesine çıktım. Bahçeyi gözüme tarama başladım ve en sonunda Nehiri Sedayla bankta konuşurlarken buldum.
Seda da benim en yakın arkadaşlarımdan biriydi uzun kahverengi saçlı, kahverengi gözlü ,uzun boylu ve zayıf bir kızdı. Hızla onlara doğru koşarken. Birine çarpmamla hafifçe sendeleyip yere düştüm. Kime çaptığıma bakmak için hafifçe başımı kaldırdığımda çarptığım kişinin Ateş olduğunu gördüm mavi gözlerindeki endişe net bir şekilde belli oluyordu. Yavaşça bana doğru eğilip elini uzattı. Yine mi ya kalbim kalbim sana ne oluyor Poyrazın yanında bukadar çok atmıyorsun.
"İyiyim ben gerek yok " deyip ayağa kalkmaya çalıştım. Lanet olsun ayağım üstüne kötü bir şekilde düştüğüm için ayağımı hareket ettiremiyodum. Tekrardan düşücek gibi olunca Ateş yavaşça belimden tutup düşmemi engelledi inanamıyorum şu anda Ateşin kollarında onun muhteşem kokusunu vücudunun her bir hücresinde hissediyordum.
Ateş alaylı bir ses tonuyla "hiç iyi görünmüyosun nedense?"dedi.
Kendimden emin gibi görünmeye çalışarak " hiçte bile...ben çok iyiyim turp gibiyim"dedim. "Öylemi" deyip Ateş elini belimden çekmesiyle tekrardan yere düştüm ben buna işte boş yere öküz demiyorum yavaşça tekrardan ayağa kalkmaya çalıştım ama tekrardan düşücek gibi olunca Ateş bu sefer beni kucağına alıp
"Ne demessin gerçekten turp gibisin " deyip. Beni arabasına doğru götürdü. Vay canına arabaya bak bee çocuk Ferrari kullanıyor. Bu çocuğun ehliyetine yoktur kesin öldürecek bizi "senin ehliyetine var mı?"
"Var"
"Nasıl yaa sen 17 yaşında değil misin "
"Hayır 18 yaşındayım "
"Tamam ozaman güvende sayılırım"
"Ne"
"Sana güvendiğimi düşünmüyosundur umarım"
"Güvenmek zorundasın çünkü benim kollarımdasın"
Çocuk garip bir şekilde hep haklı çıkıyor ve yine haklı Ateş beni yavaş bir şekilde ön koltuğa oturtup direksiyona geçti.
"Bu velet çok yakıyor mu?" Ateş sorum karşısında kendini tutamayıp gülmeye başlayınca kendimi kötü hissedip hemen savunmaya geçtim. " yaa ne gülüyorsun"
"Çünkü çok garipsin" bu şimdi bana ucube mi demek istedi of ben ne saçmalıyorum yaa "arabaları sever misin?"diye sorunca Ateş biraz afallasamda yüzümde bir gülümseme belirdi çünkü küçüklükten beri araba hastasıydım. Kabul ediyorum çok garip bir çocuktum küçükken diğer kızların boy boy oyuncak bebekleri olurken benim ise arabalarım vardı. Oyüzden arabalara küçüklükten bu yana ayrı bir sempatim vardı o yüzden Ateşin sorusuna evet anlamında başımı sallamakla yetindim. O sırada Ateş çoktan hastaneye gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIZAYAKIŞIKLI
RomantizmGüzel ve Arıza bir kız Ada Soysal çok yakışı bir erkek Ateş Soral ve bu iki insanın aşkla imtihanının hikayesi