Bölüm 4

19 3 0
                                    

Bu bir tesadüf muydu? Hayal miydi? Gözlerim mi bana oyun oynuyor? Yoksa kamera şakası mi? Nereye el sallıyorum? Şaka falan olmalı evet. Böyle bir tesadüf nasıl denk gelebilir?

Elini uzun süre sıktığımı farkettiğim adamın ellerinden elimi çektiğimde o kahverengi gözleriyle hala bana baktığını farketmem yüzümü kızartmisti.  Hayır neden hala bakıyor ki? Hatırladı mi yoksa ? Hoş hatırlasa ne değişir ki öyle değil mi? İçimden  birilerinin bizi farketmemesini dileyerek artık yüzünü indirmesini diledigimde  karşımdaki adam sonunda konuştu.

"Hosgeldiniz salon şu tarafta . Buyrun."

"Teşekkür ederim. Hosbulduk."

Salona doğru geçerken herkesin ne yaptığına şöyle bir baktığımda herkes ayak üstü kaynaşmış daha kapıda sohbete dalmislardi. Neyse ki az önceki aptalca halimizi fark eden yok diye içim rahatlamisken tabii ki de Toprak az önceki halimi görmüş.,benden hesap sormaya bile başlamıştı.  Harika!

"Noluyo kuzu kim bu çocuk? Neden öyle uzun süre bakıştiniz falan? Ay bak söylemezsen zorla soyletirim bilirsin. Ay benden birşey saklıyorsun sen. Kızım anlatacaksın bak gebertirim. Nasıl saklarsın ya!"

"Tamam yavrum anlatacağım herşeyi.  Konuşamadık sadece araya Eren abinin konusu girdi hepsi o kadar. Sakın ol. Şu gün bir geçsin. "

"Anlatacaksın bak tamam mı? Yoksa gebertirim"

"Tamam yavrum bak herkes iskillenecek biraz sessiz ol."

Hepimiz yerlerimize geçtik. Hoş sohbet muhabbet başladı tabii. Oğul ne iş yapar , kız ne iş yapar, aile ne iş yapar havadan sudan muhabbetlere konuşma dönüyordu.  Biz de Toprakla konuşmaları dinliyorduk.

Derken kahveler geldi. Yıldız abla sırayla aile büyüklerine kahveleri dağıttı.  En son sıra Eren abiye geldi. Eren abi kahveyi aldı.  Eren abi anın heyecanıyla kahveden bi yudum aldı ve aldığı kahveyi geri puskurtmesi bir oldu.

"Bu kahve tuzlu "

Ya nasıl olacaktı benim şaşkın oğlum diyen Aysel teyzeye herkes gülmeye başladı.

"Hapsuuu"

"Çok yasa" dedik Eren abiye hep beraber

"Yıldız bunun içinde karabiber mi var?" Diye sordu sorgu dolu bakışlarla Eren abi.

"Aslında biraz kalmıştım " dedi Yıldız abla ürkek bir bakışla.

"Ama benim karabibere alerjim var ! K aşınmaya da başladım! "

"Sen ciddi misin ? Bunu bana hiç söylememiştim! "

"Artık öğrendin! Hapsuu"

"Haydi kalkın biz hastaneye gidiyoruz. Eren çok kötü olur. İzninizle biz gidelim." Dedi Aysel Teyze

Ay olur mu hep beraber gideriz sesleri arasında aparatlar topar cümbür cemaat hastaneye vardık.  Toprakla ben hemsire olduğumuz için hastanelere alışık tık.  Yapılabilecek birşey var mı diye etrafa bakinadururken Kağan'in bir doktorla yanımıza yaklaştığını gördük.  Doktorla gayet samimi görünüyor oluşu bizi bayağı şaşırmışti.  Kısa süreliğine Toprakla göz göze geldik ve tekrar yüzümüzü Kagan'a cevirdigimizde yanımızda bitivermisti. Eren abiye donup:

"Kusura bakma Eren abi bizim hatamizdi. Bilmiyorduk.  Hocama anlattım durumu seni en iyi şekilde agirlayacagiz. "

Hocam mi dedi? Kimin hocası neyin hocası ne hocası? N e oluyoruz ya? Bu çocuk ne okuyor ki?

"Kağan oğlum tip fakültesinde okuyor. 5. Sınıfta.  Burada staj yaptığı için doktorları bilir. Herhangi bütün konularda yardımcı olacaktır.  Herşey için üzgünüm. Böyle olmasını istemezdik." Diye dile getirdi üzüntüsünü Kağan'in annesi.

Tıp fakültesi mi hadi ya!

"Çocuklar biraz sakalasmak istemişler belli ki. E bilinmiyordu tabi oğlumun alerjisi. Oğlunuz için sevindik ne güzel bir meslek. İlgileneceği için de sevindik doğrusu.  Adet diye yapıldı ama sonu biraz kötü bitti. Neyse ki şanslıyız yanımızda doktor oğlumuz hemsire kızlarımız var. " dedi Aysel Teyze

"Tabi tabi bizim kızlar da hemsirelik bölümü öğrencisi "dedi annem

"Ya öyle mi tebrik ederiz kızlar ne kadar güzel bir meslek seçmişsiniz" dedi Kağan'in annesi.

"Teşekkür ederiz" dedik biz de Toprak'la beraber.

Sonra gözüm Kagan'a kaydı. Bize bakıyordu o esnada. Bakışlarımı karşılaştığında içten bir gülümseme gönderdi. Ben de gülümsedim ancak yüzümü egdim utandığım için.  Benim de huyum buydu.

Sonra gözüm Toprak'a kaydı. Abisine ve yanındaki Yıldız ablaya bakıyordu.  Yıldız abla çok pişmandi. İsteyerek yapmadığı kesindi. Bir oyun oynamak istemişti ama pahalıya patlamisti. Eren abi ise onu anladığını belirten sıcacık bir gülümseme yolladı ona. Birbirlerini ne kadar sevdikleri belliydi.

Ayaküstü herkes muhabbetin dibine vurmuştu. Birden ne için bir arada olduklarını hatırlayan Hasan amca "yaa şu isteme olayı da yarım kaldı tamamına erdirelim " Diye söze başlayınca gülüşmeler başladı. Birbirlerine hak veren grup kendi arasında bu durumu onayladı.  Hasan amca tekrar söze başladı :" efendim gençler birbirlerini beğenmişler sevmişler. Bize de aracılık etmek düşer.  Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınızı oglumuza istiyoruz."

Yıldız ablanın babası biraz durup düşündü ve konuşmaya başladı. " efendim bize pek laf düşmez artık. Amacımız evlatlarımıza mutlu yuva sağlayabilmek. İnşallah güzel bir birliktelikleri olur. Kızımın onayını da almak isterim. "

Gözler Yıldız ablaya kaymisti. Biraz utanmış bir halde önce anne babasına sonra Eren abiye bakmıştı. Eren abi ise yattığı yerden dogrulmus Yıldız ablanın ağzından çıkacak iki kelimeye bakıyordu.  Yıldız abla gülumsedi ve:

" isterim tabi baba." Dedi.

Eren abinin yüzünün aydinlandigini gördüm.  Sevdiği kadına bir adım daha yaklaşmıştı.

Son söz Yıldız ablanın babasindaydi. Bütün gözler ona çevrilmişti.

"Verdim gitti " deyiverdi o da.

Yıldız abla ve Eren abi sırayla büyüklerin elini öpmeye başladılar. Eren abi yatakta olduğu için büyükler ona gitmişti. Bu tebrik merasimi bittigindeyse Eren abi cebinden yüzükleri çıkardı. Tabi hastanede olduğumuz için kurdeleleri takılmamisti. Eren abi kutuyu açtı yüzükler ışıl ışıl parlıyordu. Yıldız ablanın yüzüğünü çıkarıp ona uzattı. Takarken gözlerinin içine bakip:

"Bu yüzük sana sevgimin nisanesi olsun. Bu yüzüğe baktıkça beni hatırla. Ben olmasam da bu yüzükle ruhum yanında. Seni hep seveceğimi bil."

"İlk askimdin son aşkım oldun. Kalbimin sahibi sensin . Bu yüzük parmağımdan hiç çıkmayacak. Sen de bu yüzükle seni hep sevdiğimi yanında olduğumu bil. Seni seviyorum. "

Yüzükleri birbirlerine karşılıklı taktılar ve hastaneden bi alkış tufanı koptu. Nerede olduklarını unutmuş olan genç çift ise önce sesten şoka uğrayıp sonra gerçek hayata döndüklerinde onlar da gülmeye başladılar.

Birbirlerine çok yakistiklarini düşündüğüm bu çifte bakarken nazar degdirmekten korktum. Acaba ben de böyle bir şey yaşayabilecek miydim?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir 'HAYAL'dir YasamakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin