-4-

3 0 1
                                    

"Güzel geçtim beklediğimden çok daha iyi yaptım. Bütün sene işte çalıştım. Hele son 2 ay da barda geçince hiç çalışamamıştım ama güzeldi." dedi. "Vallahi barda sen ve arkadaşına fazlasıyla müsamaha gösterdik. Neyse sevindim adına.. Uğurtoşun Nasıl geçti acaba hiç de sormadım" dedim dudak bükerek. "Onun benden daha iyi geçmiş. İstediği yer tutuyormuş." dedi. "Hmsss ona da bir hediye almak lazım artık." dedim.

Sonunda Uğur ve Sezgi de gelmişti. Onlar Sezgi'nin arabasına bindiler. Kerem'i yoldan alabilirlermiş. Serkan "Ya ben de o arabaya gitsem mi? Sen biraz fazla hızlı gidiyorsun. Beni bile korkutuyorsun." dedi. "Senin asıl amacın o arabadaki televizyon sanki ben bilmiyorum ama git hadi." dedim gülerek. Yanağıma bir öpücük kondurup arabadan çıktı. "Ee sen de gitmeyecek misin Ufaklık?" dedim dikiz aynasından Rüzgar'a bakarak.

"He yok ben seni yalnız bırakmayayım şimdi" dedi. Biraz bekledikten sonra 'E arkada mı oturacaksın 1 saat boyunca hadi bin öne" dedim. Bindi ve kemerini bağladıktan sonra gaza bastım. 10 dakika hiç konuşmadan A7x dinledik. Sessizliği bozan o oldu. "Onur'un nesini bu kadar çok seviyorsun" diye sordu. Tamam bir konuşma açmasını bekliyordum ama böyle bir soruyu beklemiyordum.

"Mm niye soruyorsun?" dedim. "Sadece.. nesi var bu kadar anlamıyorum." dedi. Güldüm. "Birincisi benden üç yaş büyük ikincisi ise.. Evet bir bakalım. Seni tanımıyorum? Pardon hatırlamıyorum. Ayrıca niye böyle sorular soruyorsun ki sen?" dedim. "Evet bir anda hayatından kesip attın 5 sene önce." dedi. "Neden bahsediyorsun?" dedim. Bir de onun ağzından duymalıydım.


"Beraber büyüdük be biz. Sen, ben , Sezgi , Uğur. Hep beraber takılırdık. Tamam ikimiz çok yakın değildik. Evet beni çok görmezden gelirdin ama hep beraberdik. Beraber oyun oynardık, beraber Uğur'ların arka bahçesindeki parkta yıldızları izlerdik, ebe sende oynardık..." duraksadı. Demek rüyamdaki bir anıymış. Demek gerçekten Mutlu olduğum zaman varmış. "Bu kadar mı beynini yıkadı Onur?" dedi. Sinirlenmiştim. Yolun ortasında arabayı kenara çektim. Hışımla yanıma dönüp "Onun hakkında yorum yapma. Tanımıyorsun. Ne beni ne de onu tanımıyorsun." dedim bağırarak ve tekrar yola koyuldum.

"Evet tanıyorum senin senden daha iyi tanıyorum sen değişmedin Melisa. Sen hiç değişmezsin. Sen benimle bağlarını koparıp beni unutmuş olabilirsin ama ben seni unutmadım. Seni tanıyorum. Ayrıca Onur'un de neler yaptığından haberim var. İyi biri değil. Senin için iyi değil." dedi.

O anlattıkça onunla ilgili anılarım belirginleşiyordu. Böyle bir özelliğim vardı. İstediğim insanı kolayca unutabilirdim. Gerçekten yakındık. Her şeyimizi bilirdik. Bir anda bunları hatırlamak karışık duygular uyandırdı.

"Her şey uzaktan göründüğü gibi olmaz Ufaklık. Onur'un bana karşı davranışlarıyla dışarıya gözüktüğü gibi değil. Bana..çok farklı." dedim. Sustu. Sustum.Hızlı bir şekilde sürdüğümden 1.5 saatte vardık. Sessizce arabadan indik. Beni çok sinirlendirmişti. Ama ona sinirli kalamamıştım. Farklıydı. Bana değişik hissettiriyordu.

***

Yazlıktan içeri girdiğimizde Uğur'ların evi önceden  temizlettirdiğini fark ettim. Rahatlamıştım. Ev temizlemek en nefret ettiğim şeylerden biriydi. "En azından temizlik yapmak zorunda değiliz." dedi.

"Evet allahım çok şükür, hadi giy mayonu çıkalım bi havuza girelim." dedim. "Melisa?"
"Efendim?" sesi garipti. "Sakin ol... Saçında örümcek var." dedi sakin bir ses tonuyla. "Ne?" diye çığlığı bastım. Böcek ve örümceklerden dehşet korkuyordum, korktuğum kadar da iğreniyordum. "Al al al! Rüzgar nolur al şunu!" deyip evin içinde çığlık atarak zıplamaya başladım. "Tamam tamam sakin ol! Yahu bir dur yerine alacağım... Melisa durur musun?" dedi.

Ve kollarımdan tutup beni sabitledi. Elini yavaşça saçlarıma götürdü. Benim bu sırada içimde fırtınalar kopuyordu çok huylanmıştım. "Tamam aldım" dedi örümceği bir peçeleye sarıp dışarı attı. "Oh.. Teşekkür ederim" dedim. Kolları hala bana sarılıydı, nefesini yüzümde hissedebiliyordum.

Bir anda ellerini saçlarıma götürdü, hareket etmedim. Saçlarımı okşadı ve sonra da yanaklarımı. Hareket etmek istemedim, engel olmadım. Öpse öpecektim ama yavaşça geri çekildi. Boğazlarımı temizledim. Tam odama çıkacaktım ki. "Ya Rüzgar?"

"Efendim?" dedi. "Odama da bakar mısın? Şöyle bir tarasan hani böyle belki örümcek falan vardır? İlk kat sağdan ikinci oda" dedim. Güldü. "Tamam tamam hallederim" dedi ve üst kata doğru çıktı. Onu beklerken yeni aldığım ten rengi ve işlemeli bikini giyip üstüme pareomu geçirdim. Merdiven sesleri duydum.

"Baktım merak etmeyiniz Melisa Hanım odanızda örümcek tespit edileme-" duraksadı göz göze geldik beni süzmüştü. Yutkundu. "Örümcek yok" dedi. Güldüm. "Ben havuza gidiyorum." dedim ve evden çıkıp bahçedeki havuza doğru yöneldim. Pareomu ve havlumu şezlongun üstüne koydum. Havuza daldım. Yüzmek sevdiğim tek spor dalıydı. Bıraksalar saatlerce aralıksız yüzebilirdim. Zaten Sezgi'ler geldiğinde bir saattir aralıksız yüzdüğümü farkettim.

Kerem havuz başında durup "Biz orada marketlerde sürünelim sen burada keyif çat. Oh ne ala kızım. Akşam yemeği senden valla. Lazanya malzemeleri aldık." dirseklerimi havuz kenarına koydum.

Saçlarım geride kafama yapışıktı. "Sen öyle istiyorsan öyle yaparız yavrum." dedim. Öpücük attım o da içeri geçti. Bir tur daha yüzdüm. O sırada Sezgi havuz kenarına gelmişti. "Pişt güzel kız! Gel jakuziye girelim" dedi. Kabul ettim. Jakuzide otururken. "Sezgi?" dedim. Soracaklarım vardı.

"Efendim aşkım" dedi. "Sen bu Rüzgar'ı hatırlıyor musun?" dedim. Şaşırdı. "Nasıl yanı? Sen hatırlamıyor musun?" dedi. "Hayır hem de hiç. Yani şöyle, birkaç defa konuştuk, konuştukça biraz hatırlamak başladım. Ama hayır hatırlamıyorum. Hani benim bir tane sapığım vardı her gece beni tanıdığını belli eden bazen saçmalayan bir numara?" dedim. Kafasını salladı. "İşe o Rüzgar'mış. Ali'ye baktırttım. Sonra da Rüzgar'ı aradım. Benim olduğumu anlamadı" dedim. Aramızda geçen konuşmayı anlattım.  "Oha cidden mi? Abi Mehmet deliye dönecek. Ama Rüzgar için sevindim sonunda açılmış sana" dedi. "Açıldı derken? Anladığımı bilmiyor ki." deyip tek kaşımı havaya kaldırdım. "Ayrıca niye bana söylemedin?" dedim.

"Söylesem de onu tanımayacaktın ki. Uğur'la barıştılar barışalı neredeyse her gün bizde. Bazen oturup seni konuşuyorlardı. Ama pek de dinlemedim doğrusu." dedi. Haklıydı söylese bile umursamazdım. "Bana hatırlatsana bazı şeyleri." dedim. Derin bir nefes aldı. "Tamam. Uğur okula değiştirdiğinde 10 yaşındaydı biz de 11dik. Okuldaki tek arkadaşı Rüzgar'dı o yüzden sürekli bize gelirdi. E sen de bizden çıkmadığından her gün karşılaşırdık. Sonra hepimiz çok yakın olmaya başladık. 2 yıl bu böyle devam etti. Tabii biz ikimiz Rüzgar'la pek ilgilenmiyormuş gibi yaptığımızdan çocuğun sana olan aşkını sen Mehmet'le tanışana kadar fark edemedik. Aslında ikimiz de çok severdik Rüzgar'ı. Hoş ben hala çok seviyorum" hatırlamaya başlıyordum.

"Her neyse. Bir gün Rüzgar ,tabii ben bunları yeni öğreniyorum, sana açılacağım diye Uğur'a tutturmuş. Uğur hem Rüzgar'ı üzmemek hem de senin mutluluğunu bozmamak için çok karşı çıkmış. Ama tabii Rüzgar her şeyin farkındayım falan deyip duruyormuş. Senin Onur'la  asla Mutlu olamayacağını çocuk o Zaman anlamış üç ay boyunca Uğur çok uğraşmış yapma etme diye. Sonra aralarında kocaman bir kavga patlak vermiş. İşte biz de Uğur Rüzgar'la ilişkini kesince, daha doğrusu sen Rüzgar'ı tamamen unuttun. Ben de ses çıkaramadım. Çünkü sen unutunca senden biraz korkuyorum kızım." Sırıttım.

"Vallahi bak! Nasıl kolay unutuyorsun aklım almıyor. Neyse neyse öyle işte. Yüz ifadenden anladığın kadarıyla hatırladın. Üzme kendini. Suçlusun ama yapacak bir şey yok" dedi gülerek bacağını çimdikledim. Gerçekten hatırlamıştım. Rüzgar yanımdayken ne kadar mutlu olduğumu hatırlamıştım. O çocuk garip bir şekilde beni mutlu etmeyi başarıyordu. "Neyse teşekkür ederim aşkım şimdi her şey daha net." dedim ve yanağını ısırıp jakuziden çıktım. Arkamdan 'ne daha net?' diye bağırsa da cevap vermedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mutsuzluğuma MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin