BÖLÜM YİRMİ BEŞ
LEA'NIN BAKIŞ AÇISI
Bu beklediğimden de garipti.
Parmaklarımı birbirlerine geçirip kucağımda tutarken sessizce masada oturuyordum, gözlerim önümdeki maun masaya sabitlenmişti, başka bir yere bakmalarına izin vermiyordum çünkü eğer verirsem River'ı bulacaklarından korkuyordum.
Ah evet, River'ın da sağ çaprazımda oturduğundan bahsetmiş miydim, bu hiç yardımcı olmuyordu. Buraya taşındığımızdan beri hiçbir yemeği hep beraber yememiştik -kahvaltılar hariç, ki onlar bile minimum konuşma ve oldukça garip geçiyordu. Yani bu, benim kırılabilir diye dokunmaktan korktuğum maun masanın etrafında beraber yediğimiz ilk akşam yemeğiydi.
Sakarlığımı oldukça iyi biliyorsunuz.
Dürtüldüm, ve bu Marissa'nın dirseği tarafından yapılmıştı. Ona bir bakış atmak istiyordum ama bakışlarımı kaldırdığım an River'ınkilerle buluştular. Birkaç saniye bakışlarında boğulduktan(Tanrım, yardım et) sonra sağımda, diğer tarafında Ky'ın oturduğu, Marissa'ya döndüm. Kafasıyla Malcolm'ın olduğu tarafı işaret ederken gözlerini açarak bir şey anlatmaya çalışıyordu.
"Ee, Lea? Sen ne düşünüyorsun?" Malcolm sordu.
"Ne hakkında?" Sordum, son iki dakikadır dikkatimi çekmeye çalıştığı ortadaydı.
Kendini ikinci defa tekrar etmeden önce kıkırdadı. "Odan hakkında ne düşünüyorsun?" Gülümsedi, birleşik ellerini altın çerçeveli beyaz yemek tabağının yanına koyarken.
"Ah, bence çok... geniş." dedim dürüstçe.
Ve bir şekilde herkes bunu komik buldu. Yemek masasındaki herkese göz attım, direkt River'a bakmamaya çalışıyordum, ve herkesin yüzünde bir gülümseme vardı.
O zaman neden bok gibi hissediyordum?
Ah evet, tabii ya, nasıl unuturum. River bir sik kafalıydı.
Ve iti an çomağı hazırla, Malcolm konuşmanın içinde ondan bahsetmişti ve anında kanım kaynamaya başlamıştı. "River sana iyi davranıyor mu?" Malcolm daha da çok gülümsedi.
Gözlerim River'ınkilere gitmeden önce Malcolm'inkilerle buluştu, direk bana bakıp cevabımı bekliyordu.
"Evet, iyi davranıyor." Zorla gülümsedim, Malcolm'ın istenmeyen sorusuna karşılık olarak dudaklarımın kenarlarını yanaklarıma doğru çıkarmak oldukça zor gelmişti.
Ve sonra gözlerim tekrar kucağımdaki ellerime düştü, yanaklarımdaki kızarıklıkları herkesten saklamaya çalışıyordum.
Evet, kesinlikle bana çok iyi davranıyordu.
------------
Yemek çoğunlukla sessizdi, fakat babam Parkerlar'la bir sohbet başlatmıştı ama biz 'çocuklar' sessiz kalmış ve büyüklerin konuşmasına izin vermiştik. Politika sohbetine katılmak istememin hiçbir yolu yoktu, ve galiba diğer gençler de benim gibi düşünmüştü.
Brenda şu ana kadar yediğim en güzel tavuk kızartmasını yapmıştı ve itiraf etmeliyim ki bu müthiş ev yapımı yemekleri yemek daha iyi hissetmemi sağlamıştı.
Haha, kalori etkisi.
Ama herkes ağız sulandırıcı yemeklerini bitirdikten sonra Marissa ve ben bulaşıkları yıkmayaı teklif etmiştik. Yani şu an birkaç kapı uzakta olan mutfağa giderken elimdeki aşırı pahalı ve narin görünümlü porselenleri -zengin insanlar bunları tabak olarak kullanmayı sorun etmiyordu- dengede tutmaya çalışıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Popular and I -Türkçe Çeviri
Teen FictionBU KİTAP http://www.wattpad.com/story/1685843-mr-popular-and-i 'IN TÜRKÇE ÇEVİRİSİDİR. YAZARDAN İZİN ALINMIŞTIR. ÇALINTI DEĞİLDİR! -------------------------------------------------------------------------------------------------------- "İkimizde bil...