LEA'NİN BAKIŞ AÇISI
Şimdi beni cimcikleyin. Lütfen.
HA! Gülmek istiyordum, gerçekten, çünkü hayallerim gittikçe daha kafa karıştırıcı ve aptalca oluyordu. Ama bekleyin, bu bir hayal değildi. River gerçekten dar kotu ve siyah bir tişörtü ile orada durmuş, sert bakışlarla arkamdaki Nick'e bakıyordu. Daha sonra gözleri benimkilerle buluştu, aniden bakışları yumuşadı ve benim için gözlerimi kaçırmamın bir bağımlılık kadar zor olduğu narin bakışlarla birbirimize kilitlendik. Kızardım, ve ne zaman kızarırsam pancara dönüşüyordum. Tanrıya şükür içerisi oldukça karanlıktı.
İki beden daha kalabalıktan sıyrıldı ve River'ın arkasında durdu. Tabi ki onlar 'üçlü'ydü. Jake belirgin göğsünde korkutucu bir şekilde çaprazladığı kaslı kollarıyla etrafa alayla bakıyordu. Ky Nick'e, sonra bana, daha sonra Marissa'ya baktı ve Marissa'nın üzerinde bir kaç saniye oyalandıktan sonra etrafımızı saran kalabalığa döndü.
"Gösteri bitti." dedi sakince ama yine de herkes onu duymuştu ve daha önce ne yapıyorlarsa onu yapmaya devam etmeye başladılar. Fakat kulakları ve akılları büyük ihtimalle hala bizdeydi.
"Lea, yemin ederim düşündüğün gibi değil!" Nick arkamdan bana hala orada olduğunu ve diğer insanların da burada olduklarını hatırlatarak yalvardı. Çünkü bir anlığına sadece River ve kendimi bu odadaki tek kişiler olarak düşünmüştüm.
Gözlerim River'dan Nick'e döndü ve kafamı ona bakmak için çevirdim.
"Kendine sakla, ezik." dedi River bileğimden tutup beni dışarıya sürüklerken.
Hepimiz evin ön bahçesindeki çimenliğe çıkana kadar Marissa, Ky ve Jake bizi yavaşça koyun gibi takip ettiler -bu durumda River çoban oluyor-. River hala bileğimi kalbimi kontrolsüzce attıracak şekilde sımsıkı tutuyordu. Gözlerimi eline diktim ama o tepkimi fark etti, elini çekerek pantolonunun cebine soktu. Lanet olsun, bundan keyif alıyordum...
Lea, büyü artık.
River gözlerini Marissa'ya dikti, yüzünden sinirli olduğu belliydi. "Buraya arabanla mı geldiniz? Eve kadar kendin gidebilir misin?" diye sertçe sordu sanki Marissa bir suçluymuş gibi.
"Ay, neden bu kadar pislik olmak zorundasın?" Marissa ona savunmasız ve şaşkın bir şekilde bakarken bağırdım.
Beni daha da sinirlendiren şey yüzüme bir kere bile bakmayıp önündeki Marissa'dan cevap bekliyor olmasıydı. Zavallı Marissa afallamış gözüküyordu, fırfırlı elbisesine gergince asılırken kelimelerini kaybetmiş gibiydi.
"Evet." Sessizce fısıldadı.
"İyi, o zaman evine gidebilirsin. Ky, onunla git ve evine vardığından emin ol." River sanki bizim babamızmış gibi emir verdi.
"Ne haltlar oluyor? Cidden, River?" Tekrar bağırarak sonunda dikkatini çekmeyi başardım.
Kızgınlıkla bana baktı, gözleri benimkileri deliyordu. Onu bu kadar deli edecek ne yapmıştım?
"Sadece Marissalar'a gideceğini söylemiştin. Sonra ne oldu?" Pis bir şekilde sordu.
"Bundan sana ne?" diye karşılık verdim onun gereksiz öfkesinden iğrenerek.
"Üzgünüm, acaba bir şey mi kaçırdım? Siz ikiniz birbirinizi tanıyor musunuz?" diye sordu Jake, River ve bana bakarak.
River ağzını cevap vermek için açtı ama ondan önce Jake'e cevap verdim. "Hayır, hayır tanımıyoruz, ve asla da tanımayacağız. Marissa'nın evine geri gidiyorum." River'a kötü kötü bakarak Marissa'yı River'ın bana yaptığı gibi elinden tutup üçlüden uzaklaşarak arabasına doğru yönlendirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Popular and I -Türkçe Çeviri
Novela JuvenilBU KİTAP http://www.wattpad.com/story/1685843-mr-popular-and-i 'IN TÜRKÇE ÇEVİRİSİDİR. YAZARDAN İZİN ALINMIŞTIR. ÇALINTI DEĞİLDİR! -------------------------------------------------------------------------------------------------------- "İkimizde bil...