Islak ayaklarına giydiği takunyalarıyla camii avlusundan içeriye yürümeye başladı.Takunyalarını kapıda çıkarıp camiinin mihrabına yöneldi.Pek kimseler yoktu.Seccadenin başına gelince yavaşça ve sükûna teslim olup,gözlerini yumdu,ayaklarını saccadeye koydu...
Allahu akbar!
...
Deyip kollarını bağladı,en kısa süreleri tecvide uygun yavaşça ve tane tane,karşısında mescid-i aksa,kâbe varmışcasına sanki rükûya gittiğinde kafası kâbenin duvarına vuracakmışcasına huşu içinde namazını eda etmeye başladı.
(Bu bölümü müziği telefonunuza indirip dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.)
Alnını seccadeye koydu,bir tebessüm belirdi yüzünde,rekatları sanki kendini unutarak kılıyordu,doğruldu ve dizlerinin üstüne oturdu.Sürelerini okuyup bitirince başını sağa ve sola döndürerek...
-Es-selamu alleykum ve rahmetullah,dedi.Tesbihini çekip ellerini caminin hat yazısıyla süslenmiş kubbesine doğru kaldırdı.
-Ya Rabbi! dedi.
Yüzümü sana döndüm,günaha batmış ayaklarımı yıkadım senin için huzuruna ayak bastım,gönlüm kirlenmiş ya Rabbi keşke onu da yıkayabilseydim.Onu ancak sen yıkayabilirsin.Kalbimi bir şehrin feth oluşu gibi kuşat ya Rabbi senden başka yolum olmasın.İçimde ki pişmanlık hissi yakamı hiç bırakmasın.Bırakmasın ki ya Rabbi her an sana niyaz edip senden aman dileyeyim.Senden bu seher vaktinde ki niyazim şudur ki dünya da elem içinde ne kadar müslüman varsa onlara yardım et ve bana da bu şerefi nasip eyle ya Rabbi...dedi.Duası bitince arkasından bir grup topluluk sabit bir sesle "Amiinn!!" deyince camiinin duvarları inledi.
Arkasına dönüp bakınca arkadaşlarının namazlarını eda ettiklerini ve onun duasına "amin" deyip bitirdiklerini gördü.Habeş hoş bir göz tebessümüyle onlara baka kaldı.
-Geç kaldınız,dedi.Salih
-E ,yetiştik ama kardeşim,dedi.
Elini Habeş'in omzuna koydu tebessüm ederek.Arkadaşlarıyla arasında öyle kuvvetli bir bağ vardı ki,nereye nasıl demeden birbirlerine sahip çıkar çağırılan yere koşulsuz şartsız giderlerdi.Has denilen cinsten mahalle arkadaşıydı bu grup,ama haylaz değildiler yaşları 23-24 arası olsa da camiiden çıkmaz,sahursuz ramazan bırakmaz,yaşlıya yardımı emir bilen,anneye hürmeti eksiksiz bir İstanbul gençleri bunlar,Osmanlı torunu gibi has gençler başlarında bir tek fesleri eksik külhan beyleri gibiydiler.Boylu poslu yakışıklı ama gözlerini perde gibi örten delikanlılar bunlar.Ne mutlu böyle delikanlılara...
...Laz Ali,Habeş'e bakarken sohbet sırasında endişe içinde
-Brader burnun kanay,dedi
Sonrasında bekledikleri üzre,Habeş'in bayılmasıyla onu kucaklamaları bir oldu.Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAM EDENLER
ActionSaat: 04:47 "Ne yapıyorsun şimdi? Dur bileyim. Uyuyorsun,değil mi? Sıcak yatağında huzur içinde ha! Bende uyuyordum,taaki o korkunç gürültüyü duyana kadar. Dur bi dakika! Bu da ne? Vücudumun üstünde ki bu baskı da nedir? Anlımdan ılık ılık akan kan...