Sahne 2: Panislamizm

50 8 2
                                    

Gözlerini araladı bayıldığını biliyordu tabiki bu rüyalar ve son dönemlerde yaşadığı üzüntüler yüzündendi.Vicdan azabı duyuyordu.Sürekli tv de yayımlanan saldırı haberleri onu perişan ediyordu.Birşey yapması gerekiyordu.Birşey yapmalı ve oraya gitmeliydi.Ama nasıl? Bu her nasıl olacaksa muhakkak yasadışı olacaktı.Sonuçta o mitte görevli bir ajan değildi.Asker,polis veya bi üst rütbeli değildi.O Habeş'ti İstanbul'un eski bi mahallesinde yaşayan biriydi sadece,nasıl olacaktı.Nasıl?

Bu düşünceler onu meşgul ederken arkadaşlarıyla evinde olduğunu anladı.Laz Ali ona,
-Gardaşum ey misun? Bi bak bağa bagayim.Hassın has da!Uy yuzune anca gan geliy,ula gorktuk da! dedi.

Habeş
-İyiyim iyi kardeşim,diyip güldü.

Rasim
-Brader,ikidebir aynı mevzu oluyo,önce burnun kanıyo,sonra da bayılıyosun ya!Artık sıkıntı etme kendine,üzülme bu kadar lütfen.Hayır o değil de, Hafize teyze de seziyo durumu,geçen Melis'in ağzını aramaya çalışmış,ulan Allah'tan kızı tembihledim de ağzından birşey kaçırmadı! E yeter be! Kendine gel!

Diyerek ağız dolusu sitem etti.Laz Ali atıldı ortaya,
-Yok Rasim gardaşum o yetmez oğa,iyuce vur kir ağzuni burnuni istersen...tovbe tovbee, ola bi sus bagaym ya! diyip söylendi.

Arkadaşları artık buna son vermesini istiyorlar ve Habeş'in psikolojisinden şüphe ediyorlardı.Gerçi onlarda bu haberlere dayanamıyorlardı.Birinin birşey yapmasını ve o kişinin ardından artık ne olacaksa olsun der gibi olaylara karışmak istiyorlardı ya neyse.

Molla mı olmak lazım illâ,yoksa peygamber torunumu,yada Adıyaman'dan bir zatın soyundan mı olmalıydı insan,belkide onun yoluna talip biri sofu mu,değil tabi ki kul olmak yeterdi elbette, Allah için merhamet sahibi olmak, müslüman kimliğine sahip olmak yeterdi de artardı onlar için...

Aralarında konuşurken Hafize teyze içeri girer.Şaşkın ama tatlı bi halde,
-Evlatlarııım,ne zaman uyandınız da geldiniiz.Hoş gelmişsiniz oğullarım.Namazı eda etmiş gelmiş benim oğullarım.Kahvaltı hazırlayalım da şöyle bereketli bi kahvaltı yapalım bakalım,deyip kızına seslenir Şeymaa!

Gülerek hoş sohbetli kalabalık bir sabah kahvaltısıyla güne başlarlar.Sonrasında herkes işine gitmek için ayrılır. Gün kararıp akşam vakti zuhur edince camii de namazlarını eda etmek için toplanırlar.Camii imamı Habeş'ten kıraatlı bir sesle cemaate namaz kaldırmasını rica eder.Habeş imamı kırmayıp isteğini yerine getirir.Namaz biter,cemaat dağılır.

Bizim grup Rasim'lerin evinde toplanır.Melis tvnin kanallarını değiştirirken yine bir bombalı saldırı haberi yakalar Habeş'in görmemesi için hemen kapatmak ister ki,bunu fark eden Habeş,
-Melis dur! Geri gel! der kararlı bi tonla.
Kız isteksizce haberi geri açar.Hep birlikte izlerler,Habeş'in her zaman olduğu gibi gözleri dolar.
...
Saat: 01.01

Başını yastığına koydu ve uykuya teslim oldu.Pek huzurlu olamasada uyuyordu işte...
Yine rüya görmeye başlar o sıkıntılı anları başlamıştır.

-Allah bu yaptıklarınızdan haberdar değil mi sanıyorsunuz! Bunlar onun huzurunda karşılıksız mi kalacak sanıyorsunuz! Kafirler! Kafirleerr!Durun Allah için... merhamet edin.Bu yaptıklarınız hangi dinin emri vicdana geliiin yapmayın! Hayıır,o masum bir çocuk ne yaptı size o! Cevap verin kıymayın yavruma kıymayın! diye bağırır genç baba,yalvarmaktan aman dilemekten başka hiç birşey yapamıyor oluşu onu iyice maafeder.

Bu sözler de çare olmaz zalimlere ve daha 4 yaşında ki o masum çocuğun boğazı babasının gözleri önünde kesilir...

(Zalimler için yaşasın cehennem...)

(Devam edecek)

KIYAM EDENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin