Her asker kontrollü ve soğukkanlı hareket ediyordu.Habeş ve asker grubu bölgeye doğru koşmaya başladılar.Çatışma başlamıştı ordu karşı tarafın ordusu ile kurşun savaşına koyulmuştu.Koşarken bölgenin kontrollerini de elden bırakmadılar.Mescid avlusuna iyice yaklaştıklarında artık belli güvenli bir noktada siper alıp,karşı tarafın ordusunun askerlerini özenle başlarından vurmaya başladılar.Her bir attıkları kurşun nokta atışıydı,ıskaladıkları nadirdi.Zaman ileriedikçe orduda atış talimleriyle kendilerini geliştirmişlerdi tabi ki.Habeş'in gözünü hırs bürümüş her attığı mermisi temiz ve sağlam keskin bir nişan ile İsrail askerlerinin sonlarını getiriyordu.Şimdeden ölenler belkide 100 küsürü aşkındı,bizden vurulanlarda maalesef elbet vardı...
Habeş silahı ile İsrail askerlerini elekten geçirirken,Laz Ali haykırdı.
-La gardaşuum,ula ellerun dert görmesuun!! Ula adamsun addaam! diye Habeş' doğru bağırdı.Otuziki diş sırıtırken,bu halde bile birbirlerini unutmuyor destek veriyorlardı.
Habeş
-Asker,gözünüzü dört açın,UNUTMAYIN,YATSIYI CEMAATLE MESCİDDE KILACAĞIZ!!
Bizikilerin hepsi iyice motive olmuş sanki sıradan bir orman avına çıkmış gibi hissediyorlardı.Nedim cevaben,
-Dünyanın inadına lan! dedi.
İnanılmaz bir kalabalık söz konusuydu,şuana kadar böyle ciddi bir çatışmaları olmamıştı ama hazır olduklarıda belliydi.Karşı taraftan İsrail'li bir üst asker,
-Bunlar yine delirdi.Bu adamın (Habeş) ordusu beni sinir ediyoor.
Bizimkiler son sürat hareket ediyorlardı.Gazeteciler ölümüne susamış gibi haber yapmaya çalışıyorlardı,ciddi anlamda yaralanan ve ölen yerli ve yabancı muhabirler ve kameramanlar vardı.Yusuf şarjör değiştireceği sırada omzundan vuruldu.Bunu gören Habeş o kadar sinirlenmiştir ki ordumuzun en iyi keskin nişancılarını sahneye davet etti.Telsizden,
-En iyi noktalara konuşlanın aslanlarım!Allah sizden zafer bekliyor.Tek nokta atış istiyorum nefes aldırmayın!Allah yar ve yardımcımız olsun.
Emri alan keskin nişancılar kulelere ve binaların çatılarına konuşlanıp ateşe başladı.Gözetleme kulelerinden görüntülenen bölgede avluya girmek isteyen İsrail'li askerlerin sadece bazıları öldürülebildi.Bazı askerler elbette avluya girebilmişlerdi.Lakin ne tuhaftır ki,camii içinde ki cemaat henüz dağılmamıştı,yada koşarak dışarı çıkan yoktu.Yada var mıydı? Emin değildiler muhtemelen canlarını korumak için mescidde güvenli bir yerde başlarını korumuş herhangi bir yere sığınmış olabilirler diye düşün bizimkiler.Habeş telsizden gözetleme kulelerinde olan askerlerin birine,
-İçeriyi görebiliyor muyuz?
Asker
-Evet!
Habeş
-Nedir durum?
Asker içeriyi görebildiği en iyi noktaya baktı.Bian duraksadı,kaşlarını çattı,göz kapaklarını kırpıştırıp,kaşlarını şaşkınlıkla kaldırdı.
Habeş
-Askeer!!
Asker
-Komutanım,cemaat namaza devam edi-yor...
Habeş bunu duyunca tüylerinin diken diken olduğunu hissetti.Gözlerini bir kaç saniye kapatarak duraksadı,tekrar açtı,iki damla yaş süzüldü gözlerinden.Allah kelamını dilinden bir saniye bile düşürmemeye çalışan bu adam tekrar ''Ya Rab-bii...'' dedi hüzünle ama mutlulukla...''Aman ver,güzellerin Şahı! ''diyip devam etti bitirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIYAM EDENLER
AzioneSaat: 04:47 "Ne yapıyorsun şimdi? Dur bileyim. Uyuyorsun,değil mi? Sıcak yatağında huzur içinde ha! Bende uyuyordum,taaki o korkunç gürültüyü duyana kadar. Dur bi dakika! Bu da ne? Vücudumun üstünde ki bu baskı da nedir? Anlımdan ılık ılık akan kan...