Multi: Ceylin
Evime doğru kafamdaki soru işaretleriyle birlikte yürüyordum. Kadir'in sesini duyduğumda yüzümü buruşturdum ve adımlarımı hızlandırarak onu duymamazlıktan geldim. Kesin şuan peşimden geliyordu arsız. Onun yüzüne bakıp midemi bulandırmaya hiç niyetim yoktu bu yüzden koşmaya başladım. Evin kapısını hızla açıp arkama bakmadan sert bir şekilde kapattım. Evde kimse yoktu. Odama gidip üzerimi değiştirdim ve yorgun bedenimi yatağıma bırakarak derin bir uyku çektim.
****
Sabah alarmın sesiyle sızlanarak yataktan kalktım. Yine geç kalıyordum ve bu sefer dinci de yoktu. Hazırlanırken acele etmeye çalışsam da ağır çekim gibiydim. Elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Dizimin biraz üzerinde olan eteğimi giydim. Okuldaki çoğu kıza göre uzun sayılırdı eteğim. çorabımı ve polarımı da giydim. Artık hazırdım. Okula giderken makyaj yapmazdım fakat dudaklarıma, kokusuna bayıldığım çilekli nemlendiricimi sürmeden edemezdim. Her ne kadar yolda giderken emerek bitirsem de yinede sürdüm nemlendiricimi.
Okula vardığımda koşarak 11/E olan sınıfıma gittim. Derse ucu ucuna yetişmiştim. Özür dileyerek sırama oturdum.
Zil çalana kadar azap dolu ingilizce dersini işledik. Kutsal zil sesini duyduğumda ise dördüncü sıradaki duvar köşeme yayılarak telefonla oynamaya başladım.
"Ceylin" adımı kimin seslendiğine baktım.
"Afra"
"Biraz konuşalım mı bahçede?"
"Olur" dedim. Çünkü dün neler olduğunu çok merak ediyordum. Yanımda oturan kız uyuduğu için sıradan atlayıp -eteğimin açılmaması için özen göstererek- Afra ile bahçeye çıktım. Ve aklımdaki tüm soruları teker teker Afra'ya sordum. O da beni şaşırtacak bir biçimde hepsini cevapladı;
Ben: dün benden sonra noldu? Çocuğa verebildiniz mi fotoğrafı?
Afra: evet. O çok mutlu oldu.
Ben: nasıl?
Afra: evlerine kadar takip ettik. Sonra biraz bekledik. Adam gidince bahçede oynayan çocuğu çağırıp parmaklıklardan fotoğrafı verdik. Ve tabiki babasına bir şey söylememesi konusunda iyice tembihledik.
Ben: Her çocuğa böyle misindir?
Afra: çocuklara karşı zaafım var.
Ona sorduğum özel soruyu da yanıtladıktan sonra yüzü ciddi bir hal aldı. Bir şey düşünüyor gibiydi. Bir noktaya dalınca "Afra" diye seslendim.
Bana içten bir şekilde gülümsedi ve sarıldı.
"Artık sen benim en yakın arkadaşlarımdan birisin. Seni yanlış tanımışım ve dün yaptığın şeyle birlikte gözüme girdin. Yani seni sevdim."
Afra bana bu sözleri "hadi yine iyisin" dermişçesine söylemişti.
"Allah razı olsun." dedim.
Sanırım verdiğim cevaptan ve yüzümdeki ifadeden dolayı kahkahayı basan Afra ile birlikte bende güldüm.
Afra: Şimdi sana önemli bir şey söylemem gerek. Abim sana abayı yaktı.
Ağzımdan "ha" diye bir nida çıktı. Afra keyifli bir şekilde gülümseyerek devam etti;
"Dün bana ağzından kaçırdı. ona kalsa seni sevdiğini söylemeye niyeti yok. Bende ya sen söylersin ya da ben dedim. Tabi onda o cesaret ne arar? Şuan sınıfında utançtan dışarı çıkmıyordur."
"Bir dakika bir dakika. Anlayamıyorum. Birkan beni mi seviyor şimdi?"
Afra kafasını onaylarcasına salladı. O sırada da zil çaldı. Afra kolumu tutup gözlerime baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanalım O Zaman #Wattys2017
Teen FictionHırsız bir kız ve onun hayal gücü kadar güçlü, gerçekleri kadar da insafsız Siyahlı kişisi. İkisinin de geçmişleri unutmak istedikleri acı hatıralarla dolu. İkisi de daha önce sevgi görmemiş. Bu yüzden karşılarına çıkıp onlara sevgi gösteren ilk ki...