Huzur neredeydi ??
Aaron bu sorunun cevabını artık bulamıyordu.Bir haftadan bu yana kendi ülkesindeydi lakin kafese kısıl mış hissinden bir türlü kurtulamıyor du.Geldiğinden beridir annesi,kız kar deşi ve arkadaşlarıyla görüşmüştü. Yüzünde sahte tebessümle ordan ora ya sürükleniyordu.Lakin içinde ki boş luğu bir türlü gidemiyordu.Yanlız kal mak için dizayn ettiği evine geldiğin de boşluğu daha da fazla artmıştı.Bir şey yanlıştı lakin neydi bilmiyordu. Aslında ne kadar inkar etsede gözleri ni her yumduğunda aklına gelen yüz dü onu böyle düşüncelere sevk eden.. İsra..
Onu birtürlü kafasından atamıyordu. O güzel gözleri,gülüşü unutamıyordu. Onu merak ediyordu lakin kendine verdiği sözü bozmayacaktı biliyordu. Bügun içinde ki sıkıntı daha da büyük tü.Her gün kat be kat artıyordu sanki.
En iyisi ailesine gitmek olduğunu düşünüp evden çıktı genç adam..
Eve geldiğinde elinde sıcak poğacalar ve börek getirmişti.Annesi severdi bili yordu.Eve girdiğin alexsi onu karşıla mıştı annesi yine bıraktığı gibi hiç konuşmadan boş boş masaya bakıyor du.
Aaron masaya geçip oturdu.Eskiden sofraya oturduklarında ailecek ne huzurlu olduklarını anımsadı.Kardeşi nin getirdiği kahvesini yudumlayıp annesine baktı..
"anne bak abim senin sevdiğin börek lerden getirmiş hadi ye olurmu"dedi kız kardeşi.Annesi derin nefes alıp boş boş baktı tekrar.Aaron üzülen kız kardeşine baktı daha gençti ve yaşın dan büyük dertlerle uğraşıyordu. Onun güzel gözlerinde ki hüzün onu sinirlendirdi birden elini sertçe masaya vurup ayağa kalktı.
Annesi nihayet gözlerini ona çevirmiş ti.Yüzü çizgilerle donatılmış lakin kız kardeşiyle aynı renk olan su mavisi gözlere baktı.
"ne kadar sürecek böyle ne zaman kabul edeceksin birşeyleri anne"dedi genç adam...
Kadın bağıran oğluna baktı.Ona ilk kez böyle davranıyordu.Ne diyeceğini bilmiyordu.
"yeter artık kendine gel anne..Bizi sormuyorsun yanında çocukların ne yaşıyor düşünmüyorsun.Sen kocanı kaybettiysen alexsi de babasını kaybet ti.Sadece kendini düşünmekten vaz geç artık"dedi.
Alexsi abisinin laflarına sonuna kadar katılıyordu.Gözlerinin yaşarmasına engel olamadı.Kalkıp mutfağa geçti genç kız..
Aaron üzülüp giden kız kardeşlerin den gözlerini geçip annesine baktı.
Ona siniri geçmiyordu.
"geldiğim yerde kadınlar hergün aile sinden birini kaybediyor lakin yine de yaşıyorlar,çabalıyorlar çocukları için aileleri için ama sen.."diyip arkasını döndü genç adam hızla arabasına atla yıp evden uzaklaştı.Dian oğlunun haklı olduğunu biliyor du.Lakin yapamıyordu hayat arkada şını bukadar kolay unutamıyordu. Onu çok sevmişti.Oğluna her baktığın da kocasını görüyordu.Bu yüzden her kesten herşeyden kaçıyordu.Biliyordu yıllardır çocuklarına haksızlık yapı yordu lakin dayanamıyordu.Yerinden kalkıp odasına gitti yaşlı kadın..Herşe yin başladığı mutlu hızurlu odasına gitti.
Aaron artık dönmeye hazırlanıyordu. Gidişini uzatabilirdi lakin burda aradı ğı huzuru bulamamıştı.Aklından bir türlü o bal gözleri atamıyordu.Kaç mak için herşeyi yapmıştı.Lakin anla mıştı nekadar uğraşırsa uğraşsın in san kendinden kaçamıyordu.İntikamı beyninde nasıl yer edinmişse o güzel gözlerde aynı şekilde yer almıştı artık...
Ailesiyle vedalaşıp hava alanına girdi ğinde bavulunu indirdi genç adam. İçinde tanımlayamadığı bir duygu var dı.William'da ona hem bilgi vermek hem de bazı işleri için londra'ya gel mişti.Beraber döneceklerdi.Ou bekle meye başladı Aaron..
William dostuna yaklaştığında yüzün deki sert ifadeden hala bıraktığı gibi olduğunu anlamıştı.Yanına yaklaştı ğında iki dost tokalaşıp konuşmaya başlamıştı.Uçağın anosu yapıldığında ikiside ayaklanmış perona doğru yürü meye başlamıştı.Biraz ilerlediklerin de etrafını bir grup güvenlikçi sardı. İki genç adam olduğunu anlamamıştı. Aaron daha ne olduğunu soracakken karşısına polis şefi geçmişti.
"ne gerekiyor mu mu ? "dedi Aaron
" efendim bizimle gelmeniz gerekiyor"
"bu nedemek oluyor şef karşında kim olduğunu biliyormusun?"dedi william
İki arkadaşta sinirlenmişti.Onlar yıl lardı devlet için görev yapıyorlardı.Ve herhangi birer er değillerdi.Böyle ulu orta saygısızca göz altına alınmaları kabul edilemezdi.Aaron soğukkanlılık la polis şefine baktı.Ona kızmaya hak kı yoktu sonuçta oda bir emir altınday dı.
"gerekçe nedir şef"
"bilmiyorum efendim bize sizi getir memiz emredildi.Buyrun gidelim"
Aaron olayı bilmiyordu lakin bunu hesabını er ya da geç soracağına emin di.***
Huzur neredeydi??
İsra bir haftadır nasıl yaşadığını bilmi yordu.İki gün evde sadece ağlamıştı. Unutamıyordu..
O adamı,yaşadıklarını unutamıyordu. Ona güvenmişti içten içe,onun kolla rında uyurken huzurunu bulmuştu sanki.Güvenle uyumayı,yaşamayı ilk kez onlayken yaşamıştı.Ama şimdi yine kimsesiz İsra'ya dönmüştü.
İş için artık kimse onu çağırmıyordu akile teyzeye göre onu herkes işbirlik çi olarak görüyordu.Sokaktakiler bile ona kötü gözle bakıyorlardı artık.Git mek istiyordu burdan lakin nereye gideceğini bilmiyordu.
Mezarlıktan dönüşte düşüncelere iyi ce boğulmuştu genç kız.Akile teyzenin bağırmasıyla kafasını kaldırdı genç kız.Bu kadın onun herşeyiydi onun yardımları olmasa ne yapacağını hiç bilmiyordu genç kız..
İki kadın oturup çaylarını içerken Aki le teyze küçük kıza baktı;
"isra nedir seni böyle hüzünlendiren kızım"
"birşey yok teyzem"
"isra benden saklama artık nedir neye bulaştın,züleyha nerde,mahallede do lu laf dönüyor söyle hadi bana"
"akile teyze be ben inan ki birşey yok"
"isra sende hiç hatrım yok mu benden demi herşeyi saklar oldun e tamam"
İsra bozulan kadının ellerinden tuttu.
"kızma teyzem ben bana kızmandan gözünde kötü olmaktan korkarım on dandır susmam"
"isra anlat bana senden duymak isti yorum"
"tamam"diyip derin nefes alıp tüm ola yı baştan sonra herşeyi anlattı.
Anlattığı gibi Akile kıza tokat attı.
"nasıl zina yaparsın,nasıl günaha bula nırsın,elin dinsizine nasıl kendini sa tarsın sen sen git burdan isra git"
İsra kadının haklı olduğunu biliyordu. Gözlerinde tek damla yaş dökülüp ev den çıktı.Eve girdiğin de çıkmazda his settiği zamanlarda yaptığı gibi yine namaza oturdu...
İsra sabah iş aramaya için çıkmıştı la kin ne işi ne de gideceği bir yeri vardı.
Irak artık ABD işgalinden kurtuluyor du lakin hiçbirşey artık eskisi gibi de ğildi tıpkı kendisi gibi..
Kendini bağdat gibi hissediyordu...
Eve geldiğinde kapıda Akile teyzeyi gördü.Ona hiç bakmadan içeri girdi la kin arkasından oda girmişti.
"isra konuşmamız gerek geç otur"
İsra başını eğip serine geçip oturdu.
"isra seni affetmedim lakin mahalle kaynıyor senin hakkın da yalan yanlış dolu şey uyduruyorlar"
"affet beni teyze nolur kardeşim be nim gibi rezil olsun istemedim.O in san gibi yaşasın istedim affet beni"
"onu sonra konuşuruz aklını diğer meseleye ver"
"mahalleli ne diyor"
"o adam gelip seni aldığında mahalle li görmüş seni onların yandaşı sanı yorlar.Parti duyarsa seni yaşatmaz biliyorsun"
"biliyorum ama gidecez yerim yok ki ne yapabilirim"
"ben sana zarar gelsin istemiyorum gece düşündüm ve sen zor durumda kalmasan kötü birşey yapmazsın bili yorum.Sana güveniyorum yavrum.E ğer sende bana güveniyorsan ben seni burdan göndermek istiyorum"
"na nasıl nereye"
"sakin ol yavrum güven bana isra bur dan uzaklaşman en iyisi,gidecen mi"
"giderim teyzem nereye dersen oraya giderim"
"herşey güzel olur inş güzel kızım"İsra gitmek için hazırdı son kez anıla rını geçirdiği eve baktı.Kardeşiyle acı da olsa burda büyümüşlerdi.Zülayha' sını Allah'a emanet etmişti artık. Son kez acılarına baktı genç kız ve yeni bir hayata başlamak için yola koyuldu...
Olacaklardan habersiz Allah'a şükret ti genç kız..Allah'ın onun için çizdiği yollardan habersiz umuda yolculuğa çıktı İsra...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(...isra...)
RomansaHayatın acımasızlığıyla erkenden tanışmış;18 yaşında Irak'lı genç bir kız.. Babasını I.Körfez Savaşı'nda kaybeden,intikama susamış İngiliz bir Albay.. Bu aşkın bir sonu olabilir mi?? Şahşehriyar,Şehrazat'a tekrar aşık olabir mi?? Not:hikayemin bazı...