ODÇ|Bölüm•1

30K 846 153
                                    


Bölüm şarkısı; The weeknd-The hills

Arkadaşlar ilk bölümlerde yazı ve anlam hataları olabilir. Sizden ricam kitabı birkaç bölümle değerlendirmeyin, devam edin. İleride daha farklı ve iyi olduğunu göreceksiniz, şimdiden teşekkürler!

••••

Keyifli, dopdolu bir yazı geride bırakarak okulun ilk günü için hazırlanmaya başladım. Ciddi anlamda okuldan nefret ediyordum. Benim için okulu güzelleştiren tek ve yegane şey hiç şüphesiz dostlarımdı. Onlar olmasa ne yapardım diye düşünmek bile içimi daraltıyordu. Biz ayrılmazdık, hiçbir zaman. Çocukluk arkadaşıydık ve ailelerimiz sıkı dostlardı. Ailelerimiz gibi bizde sımsıkı 6 dosttuk.

Okulun ilk günü olduğu için serbest giyinmem sorun olmayacaktı. Zaten kolejde herhangi bir sorun çıkartacaklarını da sanmıyordum.
Altıma siyah dar kot pantolon, üstüne de beyaz düz tişörtümü giyip beyaz sporlarımı ayağıma geçirdim. Anneme kocaman bir öpücük bırakıp arabaya doğru yol aldım. Salih Amca'ya "Günaydın." diyerek koltukta yerimi aldım. O ise başını hafif eğerek "Günaydın küçük hanım." diye cevapladı beni. Salih Amca küçüklüğümden beri yanımızdaydı, artık aileden bir parçaydı.

15 dakikalık yolun sonunda maalesef ki okula varabilmiştim. İlk olarak Miray'ı aradım. "Günaydın maviş, nerelerdesin bakalım?" diye sordum telefonu açtığı gibi. "Bende iyiyim Asre sağol. Okula varmak üzereyiz kızlarla, giriş kapısında bekle bizi." diyerek cevabımı beklemeden kapattı telefonu. 5 dakikaya yakın süre bekledikten sonra Miray,Ecrinle önden, Berkan ve Kaan ise arkalarından geliyorlardı.

"Söyleseydiniz beraber gelirdik." diye söylenerek kısa çaplı bir trip attım. Berkan "Ya güzeller güzelim kızlarla yolda karşılaştık, trip atma hemen." diyerek kollarını belime sardı. Çok özlediğim için trip atmayı bırakıp bende kollarımı boynuma sardım. Birkaç dakika böyle durduktan sonra yanağımı öpüp geri çekildi. Hepsiyle sıkı sıkı sarılarak özlem giderdikten sonra ilk gün konuşması için sıraya doğru yürümeye başladık.

Daha birkaç adım atmıştık ki karşımıza Arazlar çıktı. Aramızda çok önceden gelen bir düşmanlık vardı. Bunda Araz'ın babasının Berkan'ın babasının şirketiyle düşman olması da büyük etkendi tabi.

Küçümseyen bakışlarımı hepsi üzerinden geçirdikten sonra yoluma devam etmek için adım attığım sırada Sarp'ın attığı omuzla geriye doğru sendelemek zorunda kaldım. Berkan sinirli bir şekilde Sarp'ın üzerine giderken "Sen ne yaptığını sanıyorsun p*ç." diyerek yumruğunu Sarp'ın yüzüne geçirdi. Karşı taraf hareketlenince bu sefer bizimkilerde Berkan'ın yanında yerini aldı. Hemen araya girip Berkan'ı götürmeye çalıştım. Fakat kendisi kas yığını olduğu için hareket dahi etmemişti. Bizimkiler karşı tarafa daha da yaklaştığında Serpil Hoca buraya doğru geliyordu. Yanımıza vardığında "Ne oluyor burada çocuklar?" diyerek hepimize tek tek baktı. Gözleri Sarp'ta takılı kaldığında ağzını hafif araladı. "Bir şey yok hocam,konuşuyorduk arkadaşlarla." diyerek lafa atıldı Arda.

Hoca tam ağzını açmıştı ki "Benim en ama en ama en sevdiğim hocam nasılsınız?" diyerek Batuhan yanımızda bitmişti. Ne ara geldiğini anlamasakta kurtarıcımız olmuştu. Aslında korktuğumuz falan yoktu sadece uyarılarını dinlemekten ciddi anlamda bıkmıştık. Arazlar'a 'Bu iş burada bitmedi' bakışları atarken yürümeye başlamıştık.

Sıra bittikten sonra sınıflara dağılmıştık. Bizim grubun tamamı aynı sınıftaydık. Karşı gruptan ise Demir, Emre ve Beran bizim sınıftaydı. Aslında hocalar bizi ayırmak istemişti karşı grupla kaynaşmak için fakat tabiki aileler kesin bir dille reddetmiş üstüne birdaha böyle bir konunun açılmaması için ufak bir uyarıda bulunmuşlardı. Ama nedense bu üçünü yine de bizim sınıfa vermişlerdi.

Sıkıcı derslerin ardından okul bittiğinde kafeye gitmek için sözleştik. "Ben hemen tuvalete gidip geliyorum, beni aşağıda bekleyin." dediğimde hepsi başıyla onayladı. Bende hızlı adımlarla tuvalete girdim. Hiçkimse yoktu. Okul bittiğine göre mantıklı olan da buydu zaten. Kapım çalındığında "Dolu." diye seslendim. Daha sonrasında ses gelmedi. Ellerimi yıkayıp çıkmaya hazırlandığımda kapının kulpu arka taraftan açıldı. Gelen kişinin ya da kişilerin demeliyim Sarp ve Araz olduğunu gördüğümde afallamıştım. Fakat bunu onlara hissettirmeden aralarından geçmeye kalkıştım. Tam çıkıyordum ki Araz'ın kolumdan tutmasıyla yüzümü ona çevirdim. 'Ne var' dercesine bakış attığımda "Hiçbir yere gitmiyorsun, Asre Hanım." diyerek beni içeri çekiştirdi.

"Sarp sen çık." diyen Araz'a kötücül bakışlarımı göndermeyi ihmal etmiyordum. Sarp lafını ikiletmeden çıktığında beni duvara doğru itmişti. Hayır hayır fırlatmıştı. Kollarını iki yanımdan duvara sabitleyerek beni duvarla arasına sıkıştırmıştı. "Seninle küçük bir hesap işimiz var güzellik, nedenini söylememe gerek yok sanırım." Sabah ki olaydan bahsettiğini anlamam uzun sürmedi. "Bırak beni, o salak arkadaşın bana omuz atmasaydı hiçbir sorun çıkmazdı. Rahat bırak beni." diyerek onu ittirmeye çalıştım. Milim hareket etmemişti. Bir süre boş boş yüzüme baktıktan sonra sol kolunu cebine indirdi. Cebinden çıkardığı şeyle gözlerim irileşmişti.

O çakıyı cidden bana saplayacak mıydı yani?

Yüzünde sinsi bir sırıtış olduğunda "Sadece küçük bir uyarı diye düşünmelisin bunu." diyerek bıçakla koluma bir çizik attı. Attığı çiziğin derinliğini bilmesemde canım fena yanmıştı. "Ah." diye acıyla inlediğimde beni umursamayıp çekip gitmişti. Sırtımı duvara sürterek yere oturdum, kolum çok sızlıyordu. Kahretsin, bizimkiler bunu görürse ortalığı yıkardı.

Bir süre öylece durduktan sonra kapı aniden açıldı. Gelen kişiye baktığımda Miray olduğunu gördüm. Şok içinde yanıma koşarken "N'oldu sana?!" diye bağırdı.

Başımdan geçenleri kısaca anlattıktan sonra ne yapmamız gerektiğini düşünüyorduk. "Gidip bizim çocuklara haber vereceğim." dediğinde aniden "Hayır!" diye bağırmıştım. "Bizimkiler öğrenirse ortalığı birbirine katarlar Miray. Aklından bile geçirme."

"O zaman bir yalan uydurayım, sonra da seni alıp eve geçeriz. Ne yapmamız gerektiğini orada konuşuruz." deyince başımla onayladım. Acının geçmesi gerekirken her saniye sızısı daha da artıyordu. Gözlerimi kapatıp acıyı düşünmemeye çalıştım.

•MİRAY'IN AĞZINDAN•

Bizimkilerin yanına gittiğimde soru dolu bakışları beni buldu. Gelirken ne söyleyeceğimi bulmuştum fakat bunu söylerken bu kadar utanabileceğimi hesaba katmamıştım. Daha fazla bekletmeden "Şey..Asre biraz rahatsızlanmış, 'Siz gidin ben eve geçeceğim' dedi." diyerek yalana inanmalarını umuyordum. Ecrin'in sorgu dolu bakışlarını gördüğümde bir şeylerin ters gittiğini anladığını düşünüyordum. "Ne demek rahatsızlanmış? Yürüyün bakalım nesi varmış, hastaneye gideriz olmadı." diyerek ayaklandı Berkan. Hızla önüne geçip "Öyle bir şey değil, bilirsin ya kızsal olaylar." dediğimde yüzündeki endişe yerini rahatlamaya bıraktı.Elini ensesine atıp "Tamam o zaman biz gidelim, Asre kendini iyi hissederse sizde gelirsiniz." dediğinde "Aynen konuşuruz." diyerek geçiştirdim onları.

•ASRE'Nİ̇N AĞZINDAN•

Sonunda eve varabildiğimizde kimseye görünmeden odama çıkabilmiştik. Miray ilk yardım çantasını alıp yanıma geldiğinde oturması için biraz daha yana kaydım. Yarayı iyice temizledikten sonra Sargı beziyle de sardığında işimiz bitmişti. "Neyse ki çok derin değil, dikişlik falan durumu yok yani."
Bunları söylerken bir yandan da dağılan malzemeleri topluyordu. İşini bitirince bana döndüğünde sımsıkı sarıldım ona. "İyi ki varsın Miray'ım teşekkür ederim." diyerek ayrılırken yanağına ufak bir buse kondurmayı ihmal etmemiştim. "Teşekkür edeceğin bir durum yok ortada birtanem, sende iyi ki varsın." diyerek o da bana sarıldı.

Akşama kadar ne yapabileceğimiz hakkında konuşmuştuk fakat elle tutulur hiçbir fikir gelmemişti aklımıza. Miray "Bence Ecrin'e söyleyelim, hem zaten bir şeyler olduğunu sezdi. Yalan atarsak inanmayabilir." dediğinde ilk karşı çıksamda sonrasında kabul etmiştim. Miray bu gece bizde kalacaktı ve her zamanki gibi birlikte yatacaktık.

Yemekten sonra odaya geçip film izledik. Saat 02.00'ye yaklaştığında sabah kalkamayız korkusuyla derin bir uyku çektik.

••••
Bölümün kısa olmasının nedeni ilk bölümlerde sizi sıkmak istemememdir :)
Ay ilk deneyimim ve ben fazlasıyla heyecanlıyım. Umarım beğenirsiniz, hatalarım olmuşsa kusura bakmayın. Sizleri seviyorum. Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın ❤️

OKULUN DÜŞMAN ÇETELERİ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin