ODÇ|Bölüm•20

8.4K 468 139
                                    

Yepyeni bir bölümle karşınızdayııım!

Düşünceler birbirini kovalarken aklımdaki soru işaretlerini bir türlü gideremiyordum.

Mesela, Egemen'in neden hala benimle konuşmak istediğini çözemediğim gibi.

Çok sevmiştim, yalan değildi lakin aşık da değildim.

Kalbim çok acımıştı, bu da yalan değildi fakat bir yerde hala iyileşebileceğini biliyordum.

Üzüldüğüm tek nokta; onun için bu kadar gözyaşı dökmemdi. Hayatım boyunca hep gereksiz insanlar için üzülüp durmuştum. Kimsenin beni umursamadığı kadar hep başkalarının sorunlarını takıyordum kafama.

Bu, berbat, içinden çıkılamaz bir durumdu. Çünkü o insanların binbir türlü sorunu oluyordu ve ben, hangisini kafamda kurgulayıp düşünmeliydim, bilmiyordum.

Ama artık bir karar vermiştim; kendim dışında kimseyi umursamayacaktım, canımı yakanın canını fazlasıyla yakacaktım.

Okula gitmek için yola koyulduğum sırada telefonuma gelen mesajla duraksadım. Bilmediğim bir numaraydı.

Oyunumu bozanın oyununu bozarım :)

Kafam karışmıştı. Bu mesaj kimdendi ve neyden bahsediyordu, anlamamıştım. İçimde bir tedirginlik oluşmuştu. Ani bir hareketle etrafıma bakıp yakın çevremde biri olup olmadığına göz attım. O sırada ani bir fren sesiyle irkilerek geriye kaydım. Başımı kaldırdığımda, sanırım görmeyi beklediğim kişi yabancı biriyken, kesinlikle Asrın değildi.

Kaşlarını çatmış, aynı dün baktığı gibi bana bakıyordu. O anda yolun ortasında dikildiğimi farkettim.

Hala atılan mesajın tedirginliği vardı üstümde ve, içimdeki kötü histen bir türlü kurtulamamıştım.

Çarpılan kapının sesiyle tekrardan irkildim. Asrın hızlı adımlarla yanıma gelerek kolumdan tuttu ve hızlıca sarstı. "Şaka mısın kızım sen?! Her yerde, aynı şekilde karşıma çıkıyorsun, amacın ney?!"

Resmen kükrediğinde başımı kaldıracak gücüm bile yoktu. O sırada gelen ikinci mesajla bakışlarımı telefonuma indirdim, aynı numaraydı.

Bir resim vardı. Yüklenmesini beklerken her tarafımı kötü düşünceler sarmalamıştı.

Sonunda açıldığında gözlerim şaşkınlıktan açılmıştı.

Neden her seferinde kazandım derken kaybediyordum?

Neden hiçbir zaman mutlu olamıyordum?

Mesajın kimden geldiğini çoktan anlamıştım.

Araz

Yılbaşı gecesi, havuzda öpüştüğümüz zaman çekilen bir fotoğraftı. Kim ne ara çekmişti bunu bilmiyordum ama bu sefer fena gol yemiştim.

Asrın beni tekrardan sarstığında, beynimde doluşan düşüncelerinde gitmesini istedim, bekledim.

Gitmedi.

"Sana diyorum kızım, dilini mi yuttun?"

Ben bu kadar güçlü değildim. Biriyle sonuna kadar uğraşırdım, ama bazen gücüm yetmiyordu, yapamıyordum işte.

Araz ne kadar yıprandığımı bizzat görmüştü, neden daha fazla uzatıyordu?

Ayaklarım bir an dayanamadı bu ağırlığa, yıkılıverdim.

OKULUN DÜŞMAN ÇETELERİ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin