ODÇ|Bölüm•13

8.8K 432 107
                                    


Vote atmayı unutmayın, lütfen! Benim için çok önemli.

••••

Bir an, sadece kısacık bir an beni gerçekten kurtarmak istediği için kurtardığını sanmıştım fakat o daha benim canımın yanmadığından, yakacağından dolayı kurtarmıştı beni. Görmüyor muydu şuanki halimi? Daha ne kadar canımı yakabilirdi ki?

Zar zor eve atabilmiştim kendimi. Araz o cümleyi söyledikten sonra yüzüne sinsi bir gülüş yerleştirip gitmişti. Ne bekliyordum ki?

İnsanları anlamak zordu. Değişken bir yapımız vardı, bir saniye önce bambaşka bir insanken bir saniye sonra başka bir insan oluyorduk. Anlaşılmazdık.

Araz'da öyleydi. Her zaman takındığı bir maske vardı. O maskeyi hiçbir zaman indirdiğini görmemiştim, arkadaşlarının yanında bile. En azından okul içindeyken.

****

Ve beklediğim gün! Pazartesi! Sınav günü!

İlk sınavımız matematikti. Sınavlara doğru düzgün çalışamamıştım. Yaşadıklarım kolay şeyler değildi, en azından benim için. Ve derse de zaman ayıramamıştım. Başarısız bir öğrenci olmamıştım bu yaşıma kadar.

Sınavlar 2. ders saatinde oluyordu. Çalışacağım kitapları yanıma alıp kantine indim. Sıcacık bir kahvenin bana iyi geleceğini adım gibi biliyordum.

Kantin bomboştu. Normalde bu saatlerde tek tük insanlar olurdu fakat şuan çalışanlar dışında etrafta kimse yoktu. Masama iyice yerleşip ufak ufak notlar almaya başladım. Kafamı ne zaman vermeye çalışsam aklıma bizimkiler geliyordu.

Allahım! Bana nasıl inanmazlardı?

Araz'ın oyununa gelmiştim, fazlasıyla. Miraylar sürekli mesaj atıyorlardı, bense her mesajda, aramada telefonumu kapatıyordum.

Bir süre daha çalışmaya devam ettim. Yeterince çalıştığıma kanaat getirdikten sonra masadaki eşyalarımı toparlayıp ayaklandım. Kantinin kapısından geçeceğim sırada gözüm köşedeki ufak not kağıdına takıldı.

'İlerle.'

Kantine göz gezdirdiğimde etrafta benden başka kimsenin olmaması üzerine bu notun bana yazıldığını anlamıştım. İçimi bir tedirginlik dalgası kaplamıştı, fakat ne olursa olsun gidecektim. Devam ettim. Koridorun sonunda yine aynı kağıtlardan buldum.

'Sola dön.'

Etrafıma bir kere daha göz gezdirdim, kimse yoktu. Sola dönünce aynı kağıt yine asılıydı.

'Son olarak koridorun sonundaki sınıfa gir.'

Heyecan ve tedirginliği aynı seviyede yaşıyordum. İçeriden ne çıkacağını kestiremiyordum fakat tabiki o sınıfa girip ne olduğunu öğrenecektim, bir işe başladıysam o işi bitirecektim. Kapının önüne gelince derin bir nefes aldım. Elim kapı kulpunda öylece duruyordum.

Hazır mıydım? Bilmiyordum fakat bir o kadar da sabırsızlanıyordum.

Yavaş hareketlerle kulpu aşağıya indirip kapıyı açtım. Gözüm kapalı bir şekilde içeri girdim. Ardından kapıyı kapadım. Kapadığım gibi arkadan kilitlendiğine dair bir ses geldi. Neydi karşımdaki? Ne görecektim?

Gözlerimi açtığımda ağzım şokla aralandı. Etraf..çok güzeldi. Birsürü balonlar, parti malzemeleri.

Ve..ve bizimkiler.

Bunu beklemiyordum, hayır bu olmamalıydı. Onlarla konuşamazdım. Bir yandan deli gibi özlerken onları, bir yandan canım hala yanıyordu.

Berkan bir adım öne çıkarak karşımda dikildi. Elimle direk savunmaya geçerek durmasını işaret ettim. Gözlerindeki pişmanlığı görüyordum evet, ama bu benim kırgınlığımı geçirecek bir neden değildi, olamazdı.

OKULUN DÜŞMAN ÇETELERİ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin