ODÇ|Bölüm•4

12.8K 560 104
                                    

Bölüm şarkısı; Son feci bisiklet-Bu kız ❤️
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum şimdiden teşekkürler ❤️

••••

Kısa değil, gerçekten çok uzun bir süredir şok geçiriyordum. Etrafımdaki sesleri duyamaz olmuştum. Egemen'in bir şeyler söylediğini farkediyor fakat ne onu duyuyor ne de cevap verebiliyordum.

Gerçekten geri mi dönmüştü?

Aklım almıyordu, nasıl dönebilirdi? Bunca şeyi yaşatıp ortadan kaybolduktan sonra dönüp yüzüme bakmaya nasıl cesaret edebiliyordu?

Egemen lisenin ilk senesinin 2. yarısında bizim koleje yazılmıştı. Kimseyle konuşmayan, tek başına takılan bir tipti. Geldiğinin ilk haftası üst sınıflardan bir çocuk buna uymuş, kavga başlatmıştı. Sonrasında çocuğun arkadaşları kavgaya dahil olmuş, Egemen'i dövmeye başlamışlardı. Egemen gayet iyi dövüşüyordu fakat karşı tarafın sayısı arttıkça güçsüzleşiyordu. Bizim çocuklar hemen yardıma koşmuş, karşı tarafı bir güzel dövmüştü.

Egemen'in durumu hiç iç açıcı olmadığından hemen hastaneye götürmüştük. Birkaç dikişten sonra hastaneden ayrılıp Berkan'ın evine gitmiştik.

İşte mükemmel dostluğumuz tam olarak orada başlamıştı.

Okulda artık bizle takılıyor, çıkışta beraber bir yerlere gidiyorduk. Okul bittiğinde de yazın çok iyi vakit geçirmiştik. Tüm sırlarımızı biliyordu, aramızda gizli olan her şeyi...

Bir gün Egemen beni deniz kıyısında bir kafeye çağırmıştı. Yalnız gelmem konusunda uyarmıştı. Yanına vardığımda gözlerinden çok yoğun, çok farklı duygular geçtiğini görmüş fakat takılmamıştım. Bana seni seviyorum dediğinde çok fazla şaşırmış olduğum yerde kalmıştım. Karşılıksız olduğunu, birdaha bu konuyu açmamasını söyleyip masadan kalkmaya çalıştığımda kolumdan tutmuştu. Zorladığımda ise beni masadan kaldırıp ıssız bir yere götürmüş, taciz etmeye kalkmıştı.

Allah kahretsin!

Hatırlayınca aniden gözlerim dolmuştu fakat başımı kaldırıp gözyaşlarımı geriye gönderdim.

Zar zor elinden kurtulduğumda bizimkilere olayı anlatmıştım. Sonrasında onunla bağlantılarımızı kesmiştik fakat beni saplantı haline getirdiğini ve Araz'ların yanına geçtiğini öğrenmemiz uzun sürmemişti. Arazlar, Egemen'den bizim hakkımızdaki tüm bilgileri almış sonra onu bir paçavra gibi köşeye atmışlardı. Bir süre sonra Egemen'in okuldan ayrıldığını ve yurtdışına gittiğini öğrenmiştik.

Fakat şuan buradaydı, tam karşımda.

Aklımdaki tüm olanları silip kendime geldiğimde yanından geçerek uzaklaşmaya çalıştım. Bırakmamıştı.

Gözlerimi gözlerine çıkardığımda gördüğüm pişmanlık duygusu, içimde bir yer edinmeye başlamıştı şimdiden.

"Asre, merhaba."

"Egemen çekilir misin?" Tıslarcasına söylemiştim. Tüm sinirim cümlelerime yansıyordu.

"5 dakika konuşabilir miyiz?" Gerçekten mi?

"Hayır, bırak beni."

"Asre lütfen, sadece 5 dakika." Sesi yalvarır gibi çıkmıştı.

"Egemen konuşacak bir şey yok, çıkar mısın?"

"Gerçekten konuşmamız gerekiyor."

Pes edip omuzlarımı düşürdüm. Konuşmamam gerektiğini, aynı zamanda peşimi bırakmayacağını biliyordum. Ne kadar kararsız kalsam da içimdeki vicdanlı kız bana uzaktan el sallıyordu, reddedemedim.

OKULUN DÜŞMAN ÇETELERİ #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin