№ 2

1.1K 39 6
                                    

Kulaklarıma tısladıktan sonra
beni hızlıca koltuğa doğru sağ göğsümden itince, ben koltuğa yapıştım. Bir an gerçekten neye uğradığımın şaşkınlığı vardı üstümde. Koltukta başımı kaldırdığım da bişey cebine atıp hızla arkasına bakmadan gittiğini gördüm. Korkudan içime kaçmış sesimle kapının kapanmasını bekledim ve o gidince derin bir nefes alıp arkasından var güçlümle bağırdım.

"Aptal herif, aptal!"

Elimi kalbime götürüp, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Ben az önce ne yaşamıştım öyle. İnanamıyorum.

Bu hergele kimdi böyle?
babamın odasında bana resmen psikolojik şiddet uyguluyordu. Yüreğim ağızımda atarken, koltukta hızla atan kalbimi dizginleştirmeye çalıştım. Çok korkmuştum. Asla ondan öyle bişey beklemiyordum, kendimden de. Nasıl olur da karşısında bu kadar zavallı ve güçsüz durabilmiştim. Tanrım!

Çıldırmak üzereydim. Koltuktan hızlıca kalkıp ellerimle saçlarımı sinirle çekmeye başladım. Yaptığım aptallığa inanamıyordum. Karşısında çok çaresizim. Saçlarımı çektikçe acıyan canım, sinir katsayılarımı artırıyordu ama hırsını alamıyordum. Hala olanların şaşkınlığı üzerimdeydi. Kesinlikle o çocuk normal falan değildi. O manyaktı.Bana burda zarar verebilirdi ve bırak babamı,  okulun ruhu bile duymazdı.

Sakinleşmek için odanın ucunada bulunan sebilden su içmeye karar verdim. Su sebiline doğru yürümeye başladım. Sebilden titreyen elimle, bir bardak su alıp içtim ve derin derin nefes almaya çalıştım. Boş bardağı yanında ki geri dönüşüme atıp, geri geldiğim koltuğa doğru yürüyüp, tekrar yerime oturdum . Az önce yaşananları sindirmeye çalıştım.

Tamam onu ben kışkırtmıştım. Hata benimdi. Masaya o kadar cüretkar ve sert vurmamalıydım fakat bu kadar saldırgan olabileceğini tahmin etmemiştim. Böyle olmak zorunda mıydı ? Bilmiyorum. Tanrım kokudan bayılabilirdim o anları düşündükçe. Hiç öyle birşey beklemiyordum. Yüzümü ellerinin arasına alarak dakikalarca kendime gelmeye çalıştım. Onun o tehtid dolu yüzünü ve tıslayışını aklımdan silmeye çalıştım. Beni yakacakmış gibi bakan gözlerini, yakamdan tutup beni hızlıca kaldıran ellerini, tuttuğu mavi dosyayı, yanağında ki tek gamzeyi bile unutmak istiyorum. Onunla ilgili olan herşeyi.

Gözlerimi kapatıp nefeslerim iyice düzeldiğinde birinin kapıyı açmaya çalıştığını fark ettim. Ellerimi yüzümden çekip kocaman gözlerimle kapıya doğru baktım . Onun olması fikri korkumu ateşlerken, nefesimi tutup gelenin babamın olması için dua ettim. Kapının önündeki her kimse neyseki beni çok bekletmeden kapıyı açtı. Kapıyı açanı büyük bir heycanla beklerken babamı açtığını görmek, derin bir nefes almama neden oldu.

"Burada mıydın baekhyun? Seni daha erken bekliyordum. Sen gelmeyince  leeteuk  hocanın  yanına gitmek zorunda kaldım."

Bir yandan benimle konuşurken bir yanda da çıkardığı ceketi dolabına asmayı uğraşıyordu.

Korkudan hafif titreyen elimle  gerginlikten terleyen anlımı sildim , konuşmaya başladım.

" Ahh, şey sanırım yarım saaten fazladır burada oturuyordum, seni bekliyordum."

Babam işini bitirip masasına doğru yürüyünce, bana bir bakış atıp koltuğuna geçti.

" Uzun süredir burdaysan,  yeni matematik öğretmeni park chanyeol'ı da görmüş olmalısın. Çıkmak zorunda kaldığım da onu buraya bırakmıştım. Onunla tanıştınız mı ?"

Söylediği sözleri kafamı sallayarak cevap verdim.

" Ben bir hocayla karşılaşmadım. Sadece yeni ve psikopat gibi bir öğrenciyle konuştum. Kayıt için gelmiş olmalıydı onunla kötü olsa da tanıştık sanırım ."

FATAL PURSUİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin