Duş almıştım. Kıyafetlerimi giymiştim şimdi chanyeol'un karşısinda ki koltukta oturmuş onun bana kötü bakışlarına maruz kalıyordum. Bana çok kötü bakıp duruyordu sanırım gerçekten onun canını sıkmıştım ama umrumda değildi. Ne de olsa güneş doğmuştu. Ne olursa olsun bu evden çıkıp gidicektim. Bu evde daha fazla duramazdım.
-Ah, ne yapacağız şimdi? Telefonun varsa ver arkadaşımı arayacağım.
Büyük bir sıkıntıyla nefes verip söylediğim de cahanyeol bana çatık kaşlarıyla baktı.-Ben aradım yola çıkmışlardır çoktan. Biraz sonra burada olurlar.
Sesi kızgın çıkmıştı. Tamam onu sinirlendirmekte bir numaraydım. Kendimi tebrik ediyorum.-Çok sevindim. Hemen senden kurtulabileceğim.
Bunu büyük bir mutlulukla söyleyince chanyeol karşımda daha çok sinirlendi. Ahh şuan şu halinden ne kadar keyif aldığımı bilse ne yapardı acaba? Büyük ihtimalle diğer gözümü o morartırdı.- Memnun değilsen evimden çık git!
Ahh, cidden mi? Dünden beri aynı şeyi söyleyip duruyordu. Ben ona göz devirip cevap verdim.- Dünden beri aynı şeyleri söyleyip duruyorsun. En son çekip gittiğimde ne olduğunu biliyorsun. O yüzden biraz daha sabır et. Bir daha görüşmemek üzere gideceğim.
Benim bu eve zararım neydi bilmiyorum ama sürekli beni kovma derdindeydi. Neden böyle yapıyordu bilmiyorum. Ne kadar çok meraklı beni evinden kovmaya. Aman çokta onun evine muhtaçtım.
- Çok başa bela birisin. Seni daha fazla çekebileceğimi sanmıyorum. O yüzden derhal evimden gitmen için sabırsızlanıyorum.
Hahah, gerçekten mi ? Bela biri olabilirim ama çekilmez olmayı kabul etmiyordum. Buna itiraz etmek için ağızımı açtığımda dışarıdan araba sesi geldi. Bu araba sesini çok iyi tanıyorum. Luhan'nın babasının arabası. Ben ve luhan bi keresinde kaza yaptığımız için motordan diğer motorlara göre daha boğuk ve gürültü sesler çıkarırdı ve asla doğru düzgün çalışmazdı.
Büyük bir heyecanla hemen yerimden kalktım ve kapıya koştum. Kapıyı açtığımda araba da inen sehun ve luhan'ı gördüm. Luhanlar beni görünce çığlık atıp bana doğru koştular. Bende onlara doğru büyük bir mutlulukla koştum.
Onları şuan burada görmek dünyanın en güzel şeyiydi. Büyük bir çığlık atıp, onların boynuna atıldım ve hep beraber birbirinize sarıldık. Gözlerinizden mutluluk gözyaşları akarken luhan'nın elleri gözlerime gitti ve orada kaldı.
- Beak ne oldu sana. Nerdeydin, neden eve gelmedin, yüzüne ne oldu, sen iyi misin, biri sana bişey mi yaptı......?
Endişeli haliyle daha yüzlerce soru sorarken sehun, luhan'nın ellerini yüzümden çekti ve ona kızdı.- Luhan bırak çocuğu. Sabret kendini toparlasın biraz. Sonra bize herşeyi anlatır. Bak hiç iyi görünmüyor.
Yüzüme endişeyle bakınca onlara kahkaha atarak cevap verdim.- Bana bişey olduğu yok. Sadece siparişi teslim etmek için geldim ve siparişi eve bıraktım. Döndüğümde ise motor yerinde yoktu meğerse ben motorun üzerinde hem telefonu hemde anahtarı bırakmışım. Ne kadar aptalım. Çalınıcağını hiç düşünmemiştim. Aptal kafam.
Ellerimle kafama vurduğumda Luhan derin bir nefes alıp tekrar bana sarıldı.- Baek! Nasıl bizi korkuttu haberin var mı ?
Ben özür dilerim luhan. Sanırım bu olanların hiçbirini size anlatmayacağım. Bunu sizin ve Chanyeol için yapıyorum. Gerçekleri gizleyip sizi çok endişelendirdiğim için özür dilerim.
Bende tekrar boynuna atladım, boynuna sıkı sıkı sarılarak büyük bir rahat nefes alarak cevap verdim. İçimdeki duyguların aksine davrandım.