№ 3

1K 37 18
                                    

Yaklaşık bir saat önce sınıfa geldim. Bütün sınıf beden eğitimi dersi için spor salonuna gitmişti. Ben ise kendi masama oturup bir süre yanlız başıma ağlayıp düşünmüştüm. Babam gerçekten beni seul'a gönderirse orada ne halt yiyecektim. Ben basketbol hayalimden vazgeçebilirdim fakat luhan'ı asla bırakmazdım. Bunu asla yapamazdım. Benim hayatım da sadece luhan ve ailesi vardı. luhan'ın babası eungwoo amca benim luhan'dan sonra en büyük destekleyicim ve beni korumak için elinden gelen herşeyi yapan bir başkomiserdi. Luhan'ın annesi chun hei teyzeme bunu yapamazdım. Annem ve luhan'ın annesi çok yakın arkadaşlardı zamanında. Annem intihar mektubunda beni babama ve dayılarıma değil sadece chun hei teyzeme beni emanet etmişti. Bu dünya da ondan başka kimse onun gibi bana anne gözüyle bakamayacağını yazmıştı mektuba ve hiç yanılmadı. Annem gittiğinde ben sadece 12 yaşındaydım. Basketbol maçından dönmüştüm, luhan'la sokağın başında ayrılmış ve eve doğru gitmiştim. Luhan arkamdan bana yetişip evde kimse olmadığını, evime gelip oyun oynayabileceğimizi söylemişti. Ben çok mutlu olmuştum çünkü luhan'la vakit geçirmeyi çok seviyordum. Hemen kabul etmiş ve eve doğru gitmiştik.

Defalarca zile basmamıza rağmen annem kapıyı açmamıştı. Annemin evde olmayacağını düşünüp, luhan'ı pencereden içeri sokmuştum. Luhan içeri girip kapıyı açmıştı. Kapı kilitli bile değildi. Başta hiç şüphelenmemiştik bu durumdan. Oynayacağımız oyunun heyecanıyla direk benim odama dalmıştık. Kapıyı açmamızla donup kalmamız bir olmuştu çünkü annem kendisini benim tam yatağımın üstünde ki tavana asılı demir çubuğa asmıştı kendini. Onu öyle görmek dünyanın en acı verici şeyiydi sanırım çünkü fiziksel olsun normal olsun ben onun acısı kadar bir acı daha yaşamadım ömrümde. annemi gördüğüm o an sadece kalbimin durması için tanrıya dua etmiştim çünkü bu kaldırabileceğim bir acı değildi. Paylaşılamazdı , anlatılamazdı sadece yaşanabilirdi. Ben bu acıyla çok uzun zaman mücadele ettim. Hep ağlayıp durdum, acı çektim. Kimse beni teselli edemedi. Fakat luhanın ailesi bambaşkaydı. Onlar o andan beni hiç yanlız bırakmadı. Hep yanımda oldular ve beni hiç luhan'dan ayırmadılar. Sanki gerçekten onların oğlu gibiydim. Babamdan göremediğim tüm o sevgiyi luhan'ın babasından aldım. Annnesi ise annemin yarısı gibiydi. Onlar beni gerçek ailemdi. Onlar gözümü dünyaya açtığımdan beri yanımdaydı. Ben luhanla ezelden arkadaştık . Aramızda bir kan bağı olmasına gerek yoktu o benim kardeşimdi ve hep öyle olucak. Bu yüzden herşeyden vazgeçebirim ama asla ailemden vazgeçemezdim.

Kollarımı bağlamış, kafamı içine gömmüştüm. Gözyaşlarımla bunları düşünürken istmesizce uykuya dalmıştım. Ne kadar uyuduğumu bilmiyorum. Az önce beni sınıfa giren sınıf arkadaşım uyandırdı. Bende lavaboya gidip elimi yüzümü yıkamaya gittim. Yıkadım sırada aynadaki görüntüme bakınca yüzümde babamın tokat izi çok net görünüyordu çünkü şimdiden bile morarmaya başlamıştı bile. Bende kimseye görünmeden tüm gün sınıfta oturmaya karar vermiştim. Zaten derste oldukları için her yer boştu .

Yerime geçip masaya uzanıp başımı kollarımın arasına almıştım. Daha beden dersinin bitmesine yarım saat vardı ve ben yarım saat daha uyuyabilirdim. Luhan gekmeseydi tabi.

Sınıf kapısı sertçe çarpılmıştı. Gelenin kim olduğunu merak edip kafamı ona doğru çevirdim ve luhan'ı gördüm.

- Sonunda o odadan çıkabildin.
Hiç çıkmayacaksın sandım . Ne zaman geldin?

Luhan sınıf kapısından girer girmez direk beni görüp yanımdaki sandalyeyi alıp karşıma oturmuş ,meraklı gözlerle beni izliyordu.
Bende kafamı kaldırıp şiş gözlerimle ona baktım. Beni o halde hiç beklemiyordu. Yüz ifadesi aniden değişti ve neşe dolu sesi aniden kayboldu.

- Baekhyun, ne oldu sana?
Dolu gözlerle yanağıma baktı . Elini uzatıp yanağımın hafif morarmış ve kızarmış yerine getirip, başparmağıyla sevgiyle okşamaya başladı. Bu sevgi dolu okyaşıyışı gözümü yumama sebep olmuştu. Çok yorgun ve ağlamaklı sesimle cevap verip gözlerimi açtım.

FATAL PURSUİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin