2

3K 256 36
                                    

Kendini hazret, beni kul mu sandın?
Hayır, Penelope, sen yine anlamadın. Nefesimi kesmene acısam, daha acısız haliyle; Penelope, sen yine yanlış anladın. Gerçi, kalbin en az saçların kadar kırılgan ve acıya dayanıklılığın en az beyaz dişli ahmaklarla olan ilişkilerinin dayanıklılığı kadar az olduğundan, canın her şekilde acır.

Sanki bunun için doğmuşsun gibi, bunun yüzünden öleceksin, Penelope, biliyor muydun?

Ah, bilsen beni bir kez olsun şaşırtırdın zira bu basit oyunda yapacağın herbir hamleyi bilmek —ne yalan söyleyeyim biraz sıkıcı.

Sahi, ne yalan söyleyeyim?
Bu oyunun o ihtişamlı sonunu bilmediğimi mi yoksa o sonu benim yazmadığımı mı? Düzelteyim, yazdırtmadığımı mı? Babanın üzüleceğini mi? Yalanlar içinden yalan beğen Penelope, ben söylerim. Ama ambar pirinç doluyken niye dahasını isteyesin ki? Cevabını vereyim, çünkü Penelope, doyumsuzsundur.
Yalanı üç öğün yiyorsun, hala doymuyorsun, Penelope.
Düşündüm ki dördüncü bir öğüne ihtiyacın vardır?

Adını ağzıma sakız ettim ama,
bunları alnıma yazsam bile
beni göremezsin, Penelope.

mide bulandırana kadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin