📷 Peter Parker canımız kanımız.
🎧 Sia "Alive"
Twenty One Pilots "Hometown"
Florence + The Machine "Kiss With A Fist"Ben hayatım boyunca hiç bu kadar hırslı davranmamıştım, hiçbir konuda. Çünkü genel yapım olarak olayları tam olarak enine boyuna düşünüp değerlendirmeden boşverme felsefesini uygulamayı severdim. Bunun yüzünden de bu sefer üç ayrı telefona ve dört ayrı saate alarm kurup daha geceden tüm eşyalarımı hazır ettiğime kendim de şaşırmıştım annem de.
Yatağımın çevresine birer metre aralıklarla dizdiğim alarmlar öylece uykumu bölüp aynı anda çalmaya başladıklarında rüyam o gürültü ile yarıda kesildi ve yataktan çığlıklığa zıplayarak kalkıp alarmları kapatmaya çalıştım.
Komidinlerin üstünde duran telefonları bir o yana, bir bu yana uzanıp kapattıktan sonra yerdeki çalar saatlere de birer tekme savurdum ve banyoya koşarak gittim. Odası banyomuzun yanında olan annem uykulu gözleri ile kapıyı açtı ve bana yargılayıcı bakışlar attı.
"Bu akşam seninle düzgün bir konuşma yapmamız gerekecek küçük hanım."
Kaybedecek zamanım yoktu.
Rekor bir sürede tüm işlerimi halletmiştim sanırım. Hareketlerim bir sinekkuşu kanadının çırpınışları kadar hızlı ve reflekslerim önceki tüm hayatımı sorgulatacak derecede gelişmişti. Arada bir durup kendime gülüyordum.
Peter Parker için bir gecede mutasyona uğramıştım resmen.
Dün akşamdan kendime hazırladığım sandviçimi hızlıca yedikten sonra dişlerimi fırçaladım. Bir şey unutmadığıma emin olduğum anda çilekli sırt çantamı sırtıma taktım ve telefonum ile kulaklığımı elbisemin cebime attım.
Yirmi dakikada evden çıkmıştım.
Arkamdan, koşma diye bağıran bir annemin olmamasının rahatlığı ile üçer üçer atlayarak merdivenleri indim. Ev sahibi bozuk asansörümüzü tamir ettirmemekte ısrarcı gibiydi ki benim için sorun yoktu. Asansörlerden, onlara mecbur kalmadıkça hoşlanmazdım.
Benim bineceğim otobüsün gelmesine yaklaşık yirmi dakika kala duraktaydım.
Yüzümde bir zafer sırıtışı ile durağın akşam boyunca buz kesilmiş metal oturağına kıçımı attım ve kulaklıklarımı kulağıma geçirip müzik açmadan mesajlarıma girdim.
Bir hafta boyunca o örümcekçiğini unut hayatım.
Önümdeki otobüs gittiğinde derin bir nefes alarak etrafıma bakındım. Bineceğim otobüse 16 dakika kalmıştı şimdi. Biraz abartmış olabileceğimi düşünüyordum fakat Peter'ı görmem şarttı. Neden? Neden bir tesadüf eseri tanıştığın ve adını dahi yeni öğrendiğin çocuğu görmen şart Gwendolyn? Hadi itiraf et kızım. Hadi itiraf etmek istemediğin şeyi itiraf et.
Dişlerimi sıkarak telefonumun ekranına baktım yine. Fel bana çoktan cevap yazmıştı.
Seni kaltak. Kaçta kalktın sabah üçte falan mı?
Etrafta kimse olmadığı için rahatlıkla kahkahamı saldım ve hızlıca ona cevap verdim.
Sayılır. Okulda 'vaktinde' görüşürüz. Şimdi sıçtın :'D
Bir süre de kendi dediğime güldüğümde derin bir nefes alarak müzik çalarımı açtım ve bu sefer yolda dinleyecek olduğum müziklere göz attım. Okul ve ev arası daima üç şarkı sürüyordu. Bu sabahki ruh halime göre de üç pırlanta gibi şarkıyı seçip bir oynatma listesi oluşturdum. Korkmaya başladığımı da fark etmiştim fakat şimdi düşüncelere dalma sırası değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗄𝗎𝗅𝖺𝗄𝗅ı𝗄 ── peter PARKER
FanfictionGwendolyn Carol geç kaldığı için o sabah kulaklığını yanına almayı unutmuştu. ©oscen, 2016 cover; art by @hoseyokki