V.

145 34 18
                                    

İş yerinin olduğu binaya direkt otopark girişinden girmiştik. Harry'nin endişesi yüzünden okunurken arabayı ben kullanmayı teklif ettim.

"Masal, gelmek zorunda hissetme."

"Geleceğim. Anahtarları ver."

"Benim için bu kadar şey yapmana gerçekten gerek yok."

"Harry, şu an tartışmanın sırası değil. Ayrıca gelmemi istemediğini düşüneceğim."

"Hayır, hayır." aceleyle cebinden anahtarı çıkardı "Aslında çok istiyorum."

Sürücü koltuğuna geçip kendime göre ayarladım. "Yalnız bana yolu tarif etmen gerekecek."

"Tamam."

Otoparkın yokuşunu çıkıp birlikte New York sokağına girmiştik. Harry tarif ettikçe daha da yaklaşıyorduk hastaneye. Harry'ye bir şeyler söylemem gerek diye düşünürken konuyu o açtı "Korkuyorum."

"Biliyorum, normal ama korkma Karl daha önce de atlatmış. Hem çok bilinçli bir ilk müdahelede bulundun."

"Öyle." Burnunu çekti.

"Onun yanında olman lazım. Korkunu hissettirme."

"Söz, deneyeceğim." Gözlerini bana çevirdiğini hissetmiştim "Sen de benim yanımda olduğun için teşekkür ederim."

"İsteyerek yanındayım." bir saniyeliğine gözlerimi ona çevirdim "Dedenin bakıcısına ve babana haber vermek ister misin?"

"Unutmuşum." Cebinden telefonunu çıkarırken ellerinin titrediğimiz fark etmişim "Babama hemen söylemem mi daha doğru ya da önce doktorla konuşmam mı, bilmiyorum."

Ben de bilmiyordum. Harry'i daha da endişeye sokmak istemiyordum ama eğer o tatlı yaşlının durumu kritikse babasının hemen gelmesi daha iyi olabilirdi. "Bunu bilmeye hakkı var ama şu an çok streslisin. Sakin konuşmaya çalış, olur mu?"

Arabayı acil servisin kapısının önünde durdurdum "Sen in, hemen park edip geliyorum."

Bir ambulansın yanından geçerek otoparka doğru ilerlerken içimden tüm hastalara şifa diliyordum. Harry'nin yanında daha soğuk kanlı kalmaya çalışsam da ilk defa birisi yanımda böyle bir kriz yaşamıştı ve ben de korkuyordum. Hayatta 1 saniyede ne çok değişiyordu. Sabah korkarak staj başvurusu yapmak üzere bir şirkete gitmiştim, aynı gün başvurum kabul edilmişti, çok beğendiğim adamın da aynı şirkette çalıştığını öğrenmiştim, bir anda bana beklenmedik bir teklifte bulunmuştu, şimdiyse elimde onun araba anahtarlarıyla acil servisin kapısına adımlıyordum.

Acil servise girer girmez ağrıdan kıvranan bir kadın ve dizi kanayan bir çocuk görmüştüm. Oldukça hassas bir kadındım ve diğer insanların acılarından çok etkileniyordum. Görevliye Karl Blackwood'u sorduğumda beni yönlendirdiği tarafta Harry'i gördüm. Hızlı adımlarla yanına ulaştım "İyi misin? Karl nasıl?"

"İyiymiş..." Derin bir nefes aldı. "Hayatta." Yeşil gözlerinin damlalarla dolduğunu görünce iç güdüsel olarak kollarımı ona sardım.

"Bak atlatmış... Çok şükür." O da bana sarılırken konuştum. Harry'nin göz yaşı döktüğünü hissedebiliyordum. Nefes verişi bile değişmişti. Birkaç saniye sonra bedenlerimizi ayırdığımızda konuşmaya başladı.

"Ameliyata alınması gerekiyormuş. Ameliyathane yoğunluğuna bakılacak. Eğer 4 saat dolmadan operasyona girebilirse, risk daha düşükmüş."

Başımı aşağı-yukarı salladım. "Tamam, bizim ne yapmamız gerekiyor?"

"Babama haber verdim ama oturduğu şehirden buraya gelmesi belki de sabahı bulur. Onu tekrar arayıp son durumu bildireyim, aklı selim gelsin istiyorum."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

8.1117 KMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin