Hayatım hep beni değiştirmek isteyenlerle doldu sanki benim hayatım benim hayatım değilde bir başkasının yedek hayatı gibi. Ama şu an tamamen kendi hayatımdayım Justin'in kolları arasında. Evet gece 2.00 ve Taylor dan birsürü mesaj var ve ben hâlâ Justin'in yanındayım.
Jus: Marie artık gitmeliyiz bence Taylor çok merak etmiştir.
Sel: Sadece bi 5 dakika daha senin kollarında kendim gibi hissediyorum.
Jus: Tamam ama sadece 5 dakika Marie.
Sel: Biliyormusun? Haklıydın ben aşktan nefret etmiyordum sadece aşktan korkuyordum. Çünkü küçükken aşk örneği olarak muazzam bi ailem yoktu annem çekip gitti zaten ve bu yüzden ben aşktan hep kaçtım.
Jus: Artık ben varım.
Sel: Evet ilk defa bu kadar iyi hissediyorum.
Jus: Seni seviyorum Marie.
Sel: Seni seviyorum Jus.
Kafamı yine boynuna bastırıp kokusunu içime çektim huzura dalmak istermiş gibi.
Jus: 5 dakikamız bitti.
Sel: Yaaa.
Taylor'dan gelen mesajlara bakmaya başladım. Hayır nee?
Tay Tay:
Evde olmucam Selly bu gece yokum umarım anahtarın vardır.
Hıhh harika cidden harika napcam şimdi.
Jus: Sen niye bi tedirgin oldun.
Sel: Taylor evde değilmiş ve benim anahtarım var sanıyor ama yok.
Jus: Gel bizim evde kal aksam.
Sel: Justin cidden fazlalık olmak istemem.
Jus: Sadece benim yaşadığım evde nasıl fazlalık yapıcaksın. Marie.
Sel: İyi peki gidelim madem.
Justin'in evine gelmiştik ve evi cidden büyüktü kocaman bi havuzu da vardı.
Jus: Sel direk uyur musun napalım?
Sel: Bilmem.
Jus: Gel salona geçelim film izleriz en azından.
Justin'in evi resmen saray gibi. Aslında bizim evde büyük ama bu daha büyük.
Jus: Bana ne yaptın sen?
Sel: Hi ne yapmışım?
Jus: Beni nefret ettiğim şeye inandırdın.
Sel: Sende beni korktuğum şeye...
Justin filmi koyup yanıma oturunca istemsizce yana kaydım.
Jus: Hey! Sen iyi misin?
Sel: Biraz çekindim sanırım.
Jus: Benden mi neden?
Sel: Ben ilk defa böyle birşey yaşıyorum Jus ve bundan hep korktum ve sanırım hâlâ korkuyorum.
Jus: Marie ben asla o tür erkeklerden olmucam asla!
Sel: Biliyorum ama korku işte...
Justin'in yanına kayıp kafamı göğsüne yasladığımda kendimi bu sefer cidden korkusuz hissettim. Justin saçlarıma minik bi öpücük kondurup kafasını kafamın üzerine koydu. Bu huzur cidden çok güzeldi. Bi an kafamı kaldırıp Justin'e bakınca uyduğunu fark ettim. Onu koltuğa doğru çevirip yatırdım kendim de kollarının arasına girip kendimi uykuya bıraktım...
********ertesi sabah**********
Kalktığımda yanımda Justin yoktu ah nerdeydi bu çocuk. Tam bağırmaya başlıcakken Justin'in elinde kahvaltı tepsisi ile yanıma geldiğini gördüm.
Jus: Günaydın Mamacita.
Sel: O da ne demek?
Jus: Uyandığında bile güzel olan insan demek.
Sel: Vayyy Bunu sevdim. Sizede günaydın bay Jus. Valla sen her sabah böyle yapıcaksan ben hep burda kalırım.
Jus: Yaparım ama şu an kahvaltını yap çünkü sete gidicez ve geç kalmamamız gerek.
Sel: Hey bu gün bizim öpüşme sahnemiz var dimi.
Jus: Evet ama zaten ya yanağımı kaydırarak sanki öpüyormuş gibi yapıcam yada sen parmağını dudağının üstüne koyucaksın ben o şekilde öpüyormuş gibi yapıcam.
Sel: Çok karışık ama hadi bakalım yapıcaz.
Kahvaltımı bitirip sete gelmiştik. Ve işte canım yönetmen de geliyor.
James: Hemen anlatıyorum. Yatakta bir sahneniz olucak Selena sen uyuyacaksın ve Justin gelip seni öpücek sen bu arada parmağını dudağının üstüne koyarsan Justin'in öptüğünü anlamazsın bile. Sonrada Selena sende onu öpüceksin ama merak etmeyin gerçek bi öpüşme olmucak.
Sel: Tamam.
Jus:Tamam.
James: Sahneniz şimdi yatağa doğru geçin.
Kalbim hızlı hızlı atıyordu çünkü yapıcağım şeyi doğru düzgün anlamadım bile. Ben yatağa yatarken Justin'in de heyecanlı olduğunu görüyordum. Ve James'in "kayıt" demesi üzerine gözlerimi kapattım ve parmağımı dudağımın üstüne koydum. Justin yaklaştı ve dudağını dudağıma deydirdi. Yani görünürde öyle ben hiçbirşey fark etmiyordum bile. Sonra birden Justin elimi hızla aşağı çekti. Artık dudağımın üstünde bi parmak yoktu ve Justin beni gerçekten öpüyordu. James'in "harika" diye seslenmesi üzerine gözümü açamadan öylece kaldım. Sıra bana geldiğinde ne yapacağımı şaşırdım. Justin "bana bırak" diye fısıldadı ve bende birşey yapmadan öylece kaldım.
James: Kestik! Harikaydınız çocuklar inanılmazdınız.
Kendimi hızlıca toplayıp koşa koşa sahneyi çektiğimiz odadan dışarı çıktım. Arkamdan da Justin geliyordu.
Jus: Hey dur!
Sel: Gelme.
Jus: Ama--
Sel: Bak gelme dedim Justin geri dön.
Jus: Özür dilerim...
Ağlamaklı çıkan sesimle bağırdım.
Sel: Neden? Beni öptüğün için biz sevgiliyiz bunda özür dilicek birşey yok.
Jus: Ama herkesin içinde bunu yapmamda özür dilicek birşey var.
Birşey diyemedim sadece sustum utanmıştım, kızmıştım biraz sanırım.
Arkamı dönüp yürümeye başladım.
Bugün sadece bu sahne vardı en azından arkamdan Justin'in geldiğini hissedebiliyordum. Arabaya geldiğimde arkamı döndüm Justin bana bakıyordu ben Justin'e. Justin bana doğru gelmek için yola adımını atınca bende hızla araba kapısını açtım. Tam arabaya giricekken gürültülü bi ses duydum ve yola baktığımda herşey bulanıklaştı.Hadi bakalım ne olcak jfkskxzk