8. Bölüm (Love Will Remember)

195 10 0
                                    

Öncelikle bu bölümü LaraSwift22 ye ithaf ediyorum kfkskxk kitabımı ilk okuyan olarak saolsun. Ve konuşma diyologlarının şeklini değiştiriyorum haberiniz olsun.

Gözlerimi açtığımda hastane odası gibi bir yerdeydim koluma serum bağlı yani gerçekten hastane odasındayım. Neler olduğunu hatırlamak için uğraştım sonra aklıma o geldi Justin.
Hatırladım arkamı döndüğümde araba bana gelmeyen çalışan Justin'e çok sert bir şekilde çarptı. Panikle bayıldığımı hatırlıyorum. Bi dakka yani Justin o-ona noldu? Ağlamaya başladım bir yandan da hemşire ye bağırmaya çalışıyordum çıkmayan sesimle. Sonunda hemşire içeri girdi.
Çıkmayan sesimle ve gittikçe dolan gözlerimle hemşireye bakıp. "O-o nerde?" dedim.
Hemşire kimi kasdettiğimi anlamış olucak ki üzgün bir şekilde bana baktı. "Merak etmeyin çok zorlu bir amelliyat  geçirdi çünkü kalbinin üzerine cam saplanmıştı sonra aslında kalple cam arasında milim kadar boşluk kaldığını gördük ve camı çıkardık yüzü camlar tarafından çizilmiş ve kesilmişti ama amelliyatı başarılı sonuç verdi özel odaya alındı 3 gün misafirimiz olucak." dedi mutlu bir surata bürünerek. Gözlerimden yaşlar süzülürken hemşireye bakıp "onu görmem lazım" dedim. "Bu uygun olmaz serumunuz daha bitmemiş" dedi. "İhtiyacım olan tek birşey var oda onu görmek." dedim ilk defa yüksek çıkan sesimle. Hemşire ciddiyetimi anlamış olucakki serumu çıkarmaya başladı. Birkaç dakikada toplanıp ağlaya ağlaya koridorda koşmaya başladım onun kapısının önüne kadar. Tam kapı kolunu açıcakken tereddütte kaldım göz yaşlarım kapı koluna akıyordu. Ya bana kızgınsa, ya görmek istemezse herşey ben ve aptal aşk korkum yüzündendi. Düşüncelerimden sıyrılıp kapı kolunu yavaş bir şekilde çevirdim. Ve karşımda yatan solgun bedeni gördüm. Hıçkırıklarım boğazıma dolarken sadece dudağımı sıkı bir şekilde bastırdım. Yüzünü görmemiştim arkası dönük bir şekildeydi arkasına doğru sessiz yavaş adımlarla yaklaştım. Ve sonra yüzünü gördüm camlar yüzünü sıyırmıştı ve işte kalbinin ordaki dikiş izi. Hıçkırıklar beni biraz daha zorlayınca ağzımdan bir hıçkırık kaçıp bütün odayı doldurdu.
Justin gözünü yavaşça araladı. Sonra beni gördü ve fısıldadı nerdeyse duyulmucak bir sesle fısıldadı "Marie" artık hıçkırıklarım tutabileceğim düzeyde değildi öylesine çıkıyordu yanına çömeldim hıçkırıklarım bütün odanın sessizliğini bozmuştu. 5 dakika daha o şekilde hıçkıra hıçkıra ağladım. Onun yine nerdeyse duyulmayan sesiyle fısıldayana kadar "seni seviyorum" dedi. Hayır beni sevmemeliydi benim yüzümden böyleydi "beni sevmememeliydi" ah dışımdan mı konuştum ben. "Seni seviyorum Marie" dedi sesi en azından duyulabilecek bir fısıltı gibiydi. "B-ben özür dilerim çok aptalım saçma sapan bir aşk korkusu içindeyim ve çok ama çok aptalım." Gözümden akan yaş Justin'in koluna damladı. "Hey! ağlama dayanamıyorum ağlama." Sanki dikiş yeri acımıyorda kalbi acıyor beni gerçekten seviyor gibi samimiyetle söylemişti. Sağ gözünden düşen yaşı takip ettim gözümle sonra eğilip elimi yanağına koydum. Bir yandan akan göz yaşlarını elimle silerken bir yandan bende ağlıyordum. Burnumdan düşen bir damla yaş Justin'in kalbinin üzerine doğru düştü. Bana döndü  "senin suçun değildi bunu kafana sok ve asla senden vazgeçiceğimi düşünme Marie." dedi gerçekçi gelen sesiyle. "Neden ağlıyorsun peki kalbini kırdım diyemi bak bırak gideyim sana zarar veriyorum." Gözyaşları içimde arkamı döndüğümde birden elimde bir el hissettim bu tutuş sert değildi hatta çok güçsüzdü ama benim bi an durmamı sağladı. "Eğer gidersen kalbimi kırarsın Selena eğer gidersen zarar verirsin." Selena diyişi içimi ürpertmişti. Elimi aldı ve yüzüne geri koydu. Öylece kalakaldım. "Gel" dedi. "Ne demek gel." "Yanıma gel." dedi yine çok ciddi çıkan sesiyle. "Hey! Sacmalama dikişin var cam kesikleri var." Şimdi yalvarırmış gibi bakıyordu. "Umrumda değil sadece seni yanımda istiyorum bu yatak açılıyor sana ihtiyacım var." Peekiiii yatağın alt kısmındaki kolu çekince yatak birden devasa oldu vay cidden güzelmiş. Yanına doğru yavaşça kaydım. Aramızda 1 metre boşluk vardı bu nasıl yatak? Justin elini belime koydu 'gel' der gibi. Biraz daha yaklaşıp Justin'le aramdaki mesafeyi 1 karışa indirdim. Gözümden süzülen yaşların yastığa damlama sesi vardı aramızda tek ses olarak. Sonra ses ikiye çıkınca kafamı kaldırıp Justin'e baktım. Ağlıyordu ama neden?
"Neden ağlıyorsun?" kendim çok düzgünmüş gibi sorduğum titrek sesli sorumdan ben bile iğrenmiştim.
20 saniye geçti hâlâ birşey dememişti. "Çünkü sen ağlıyorsun." dedi birden irkilmeme sebep olacak kadar ani bir şekilde. Ne yani ben ağladığım için mi ağlıyor? Gözümden akan yaş akamaz halde dondu kaldı gözlerimin kocaman olduğunu hissedebiliyordum. Göz yaşlarımı hızlıca sildim. "Bak ağlamıyorum." dedim hızlıca. Justin kafasını biraz eyip saçlarıma gömdü kokusunu içine çektiğini hissedebiliyordum. Kafamı kaldırdığım an göz göze geldik. Yine tedirgin olmaya başlamıştım hayır artık yeter korkamam olmaz. "Merak etme öpmem. " dedi içimi acıtan bir sesle. Sonra kafasını tam geri yukarı doğru kaldırıcakken ne oldu bilmiyorum ama bu sefer onu öpen ben oldum. Justin'in şaşırdığını hissedebiliyordum çünkü öylece kala kalmıştı. Geri çekildiğimde 2 kocaman gözle karşı karşıyaydım.



Çok hızlı yazmaya çalıştım çünkü okullar başladı ve telefonu çok alamıyorum o yüzden lütfen vote verin elimde geleni yapıcam . 😊

LOVE WİLL REMEMBER (JELENA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin