5.Bölüm

38 8 0
                                    


Medya:Cansu

Kantin geniş bir alana sahipti.Cam kenarında bir yer seçip oraya oturdum.Sandalye çekilip yanıma biri oturduğunda Kaan'ın yine karşımda olduğunu gördüm.Bu çocuk ne yüzle gelebiliyordu ki yanıma.Gülerek;
"Seni arıyordum.Nereye gittin hemen."dedi
"Gördüğün gibi burdayım."dedim ve kalkarak ondan uzaklaşmaya çalıştım.Kolumu tutup olduğum yerde durmamı sağladı, kendiside oturduğu yerden kalktı.Önüme gelip durdu.Eğik olan başımı eli ile yüzüne sabitledi.
"Neyin var senin?"dedi.
"Bu seni ilgilendirmez benden uzak dur."dedim ve kolumu elinden çektim.

Zil çaldığında bütün öğrenciler ordu gibi her yere dağıldılar.
"Mayıs...Mayıs.."diye seslenen kişileri bulmaya çalışırken.Arkamdan biri
"Maviş..sen sağır falan mısın?"diyen Berkay'dan başkası değildi.
Elimi omzuma koyup onun beni götüreceği yere gittik.

Kaan haricinde herkes oradaydı.Buna sevinse miydim yoksa üzülsemiydim?
"Mayıs!"diyen Kumsal bana anlamsızca bakıyordu.Sözüne devam edip;
"Neyin var Allah aşkına dalıp gidiyorsun.Bir şey mi oldu?"dedi.
Başımı hayır anlamında sallayıp;
"Aaa! hayır sadece ilk gün fazla yoruldum.O kadar."dedim.
Başını sallayıp Dolunay'ın anlattıklarını dinlemeye başladı.
Çetin yanıma gelip;
"Seninle konuşmam gerek Mayıs."dedi.
Onu takip ettim.Kaan'ın beni getirdiği yere geldik.Orada bulunan banka oturup benim gelmemi bekledi.Yanına usulca oturup onun söyleyeceklerini dinlemeye başladım;
"Bak Mayıs Kaan'ın sana birşey yaptığı çok belli.Bana söyleyebilirsin.Onu uyarırım,korkmanı gerektirecek hiç birşey yok."dedi.
Onun söylediklerine ağlamaya başlamıştım.Ilk gün bu tür olaylarla karşılaşacağımı bilemezdim.Ellerini gözlerime getirip akan yaşlarımı sildi.

Başımdan geçen olayları kısaca anlattım.Sinirli gözükmüyordu ama ellerini ikide bir sıkıyordu.Derin nefes alıp verdim.Bana dönüp;
"Bak eğer bir daha böyle bişey olursa hemen bize anlatıyorsun,anladın mı?"dediğinde başımı 'evet' anlamında salladım.

Tekrar bizimkilerin yanına gidip onların sohbetine katıldım.Bir süre sonra Kaan geldiğinde ben Çetin'in yanına gittim.Gözlerini kırpıp bana baktı.Gözlerim yine doluyordu.

Onu düşünmek yerine etrafıma bakıp başka şeyler düşünmeye karar verdim.Kaan beni öpeceği an yanımıza gelip 'ne oluyor burada?'diyen kız siyahlolik yani Rüzgar'ın kollarının arasındaydı.Gözlerimi kocaman açıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.Bu Kaan'ın sevgilisi değil miydi?

Cansu Rüzgar'ın diğer yanında duruyordu.Yanında ki kıza öldürülcü bakışları atıyordu.Birbirlerine karşı nefret besleyen bu iki kız tam olarak neyin peşindeydiler?

Bir sorunun cevabını bulamadan başka bir soru geliyordu aklıma.Bunun sonu olmayacağını bildiğim için artık uzak durmam gerektiğini anlamıştım.
"Maviş,sorunun ne senin?"diyen Berkay benden cevap bekliyordu.Ben bile kendi sorularıma cevap veremezken onun sorularına nasıl cevap verebilirdim ki.
Zil çaldığında tekrarı aynı olayı yaşamamak için herkesten önce sınıfa gittim.İçeride bulunan bir kaç kişi bana küçümseyen bakışlar atıyorlardı.Şımarık zengin veletler.

Hocanın benim için seçtiği en arka sıraya oturdum.Gözümün içine bakarak konuşan yüzsüz veletlerden biri;
"Vay..vayy..vayy şu uyanıklığa bak sen.Kızımız ne şeytan tüyü çıktı."dediğinde ellerimi sıkıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
Başka biri;
"Bizden de hızlı çıktı."dediğinde ayağa kalktım.Kızların yanına gidip başlarında öylece durdum.Ne diyeceğimi bilmiyordum.Burdan geri dönüşümde yoktu.Sadece onlara karşı öfke dolu bakışlarım vardı.Kolumu tutan birisi beni arkasına aldı.
Bu Rüzgar'dı.
"Aradaki farkı bulmak bu kadar zor değil Irem."dedi ve beni sırama geri oturttu.Yanıma oturup bakışını karşı tarafına sabitledi.Bir şey söylemek istiyordum ki;
"Tek kelime bile etme."dedi.Bakışımı ondan ayırıp camdan dışarı baktım.
"Günaydın çocuklar."diyen bayan bir hoca masasına doğru ilerliyordu.
Hep bir ağızdan"günaydın."diye karşılık verdik.Yanımdaki cool Rüzgar hariç.Bu sefer farklı bir hocanın gelmesine sevinmiştim.

Ilk gün tanışma faslı ile geçirmiştim ve yaşadığım ilginç olaylar birlikteliğinde bitirmiştim.
Okuldan çıkıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım.Arkamdan biri gelip yanıma yetişti.
"Ne kadar hızlı yürüyorsun öyle."diyen Kumsal'dı.

Otobüs beklerken Kumsal bugün ile ilgili olaylarını anlatıyordu.Ona katılıp dinledim.Kafam benim konularıma değinsede onun söylediklerini anlayamaya çalışıyordum.Zorda olsa cevap veriyordum.Otobüsüm geldiğinde onu öpüp bindim.Kumsal'da heyecanını fazla göstermeyen birisiydi.Bir ara 'Inanabiliyor musun uzun bir aradan sonra Kerem yanıma oturdu.'deyişini hatırladım.O Kerem denen kıvırcık saçlı,mavi gözlere sahip olan kişi miydi?
Peki Kumsal ve onun arasında ne geçmişti ki öyle dedi?

Eve gelip anneannem ve dedeme öpücük yağmuruna tuttum.Anneannem daha fazla dayanamayarak;
"Çocuğum yeter artık neye sevindin bu kadar."dedi.
Ona sadece arkadaş edindiğim için mutlu olduğumu söyledim.
Odama çıkıp üstümdeki kıyafetlerden kurtuldum.Kısa bir duş alıp  ıslak havlum ile yatağıma uzandım.Gelen bildirimlerden.
'Kumsal adlı kişi seni "dünya ölse umrumuzda değil."grubuna ekledi.

Dünya ölse umrumda değil gurubu mu?
Sesli bir kahkaha atıp kıyafetlerimi giyinmeye başladım.
Telefonumu şarja takıp aşağıya indim.Anneannem patates ve köfte yapmıştı.Onları hemen yiyip odama çelikmek istiyordum.

Odama çıkarken kapı zili çaldı."Ben bakarım."dedim ve kapıya koştum.Kapıyı hızla açıp gelen kişiye baktım.Hala  yemek dolu olan ağzımı tamamen açmış gelen kişiye bakıyordum.İğrenç bir görüntü sergilediğimi biliyordum ama bunu yapmamam elimde değildi.
Anneannem içeriden"kızım kim o gelen?"dedi.
Benden cevap gelmediğini anlayınca yanıma geldi.Kapıdaki kişiye güler yüzle;
"Hoşgeldin evladım kime bakmıştın"dedi.
 

MAVİ GÖZLERDEKİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin