"Neden ?"

315 18 47
                                    

(Hadise)

Şaşkın gözlerle kutuyu açtığımda içinden sınav giriş belgem çıkıyor. Ağzım açık başka bir şey ararken kutuda tekrar nota bakıyorum , 'Çok yazık oldu' ...

Annem ve babam benim bu halime şaşırmış olacak ki babam "Neymiş o kızım ?" diyor . Bağırarak "Sınav giriş belgem !" diyorum. Hepsi aynı anda "Ne !" derken yerimde duramıyorum. Kafayı yiyeceğim ya ! Bu ne böyle ? Demek kaybetmedim , biri aldı ve benimle uğraşıyor . Kim yaptıysa canına okucayacağım onun !

Babam elimdeki kutuyu alırken evde dolaşarak dudaklarımı kemiriyorum. Derya "Abla durur musun bi !" diyor ama "Kes bi ya !" diyerek onu da tersliyorum.

Düşünüyorum sonra , benim evimden , benim çekmecemden kim nasıl alır kağıdımı ! Benim öyle fesat arkadaşlarım yok ki kötülüğümü isteyen . Aklıma hiçkimse gelmiyor çıldıracağım !

Herkes arkamdan sesleniyor evde ama benim aklıma ilk olarak Murat'ı aramak geliyor .

Odama çıkıp telefonu aldığım gibi rehberde Murat'ı arıyorum. Ah hala ekranda Murat yazıyor ilk iş 'Sevgilim' ya da 'Aşkım' yazmalıyım buraya .

Onları da çok ihmal ettim. Kaç gündür kimsenin telefonunu açmıyorum , mesajlara cevap vermiyorum. Akın kapıya geldi aşağı bile inmedim. Murat ise babamdan korkusundan cama taş atmıştı. Perdeyi kapatıp uyumaya devam ettim . Ay acaba kızgın mıdır bana ! Kendimi affettirmek için bir şeyler yapsam diyeceğim ama bir kere öpsem affeder zaten . Off ben sevgilimi özlemişim !


Tamam cıvıklığı bırakıp olaya dönüyorum.

Arıyorum Murat'ı .

Onun bir şey demesine fırsat vermeden "Murat buluşmamız lazım !" diyorum. Sitemli bir sesle "Yaşıyor muydun sen ya !" diyince bozuluyorum biraz .

"Aşkım sırası değil şuan ne olur acil diyorum sana !"
"Of tamam kapının önündeyim yarım saate bekletme ."
"Peki ."

Anlamıyor da beni , ben dört gün boyunca kafayı yedim evde . İlk günler çok aradı ama sonra vazgeçti . Anlayamadı neden böyle yaptığımı. Umarım affeder .


Hemen dişlerimi fırçalayıp giyiniyorum. Her ne kadar önemli bir konu olsa da sevgilimle buluşacağım için makyaj da yapıyorum. Bol bol da parfüm sıktıktan sonra koşup aşağıya iniyorum ve "Nerde o kutu !" diye bağırıyorum. Normal bir evde benim sürekli böyle bağırmam anormal karşılansa da bizimkiler benim böyle agresif hallerime alıştılar.

Derya kutuyu bana verdikten sonra babam "Nereye !" diyor . Hiç tereddüt etmeden "Murat'la buluşacağım !" diyiveriyorum. Babam sesli bir nefes veriyor ama bir şey söylemiyor.

Saate bile bakmadan kapıyı çekip bahçede Murat'ı bekliyorum. Yarım saat dedi ama gelmedi hala , ne süslendi ya !

Sonunda gelebiliyor.

"Nerdesin Murat ya !"
"Beklettim mi hanımefendi ? Yüzünüzü görmeye hasret kaldık biz de çok bekledik ya !"
"Ya trip atmasana bana ! Tamam evin önünden gidelim de ben sana kendimi affettiririm ."

Sinsi bir gülümseme ile gözlerini kısarak "Anlaştık ! Yürü bakalım !"

Tabi ben onu görünce asıl mevzuyu unutuyorum. Aklımı başımdan alıyorsun Murat Boz !

"Ya dur bi ben konuyu unuttum !"
"Ne oldu anlatsana merak ediyorum. Seni dışarı çıkaracak kadar önemli ise baya büyük bir konu galiba !"

Elimdeki kutuyu Murat'a uzatıyorum.

"Bu ne ? Özür dilemek için hediye mi aldın ? Bi kere öpsen yeterdi be aşkım ne gerek vardı ."
"Ya cıvıma hemen aç da gör ."

Doğruluk Mu Cesaret Mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin