(Hadise)
Büyük gün bugün ama bende bir heyecan kırıntısı dahi yok . Çünkü kendimden eminim , emin olmak zorundayım . Bu sınav sadece mesleğimi , yaşam koşullarımı belirlemeyecek . Murat'la olan geleceğimin de sınavı bu . Ama Murat bana güveniyor , ben de bu yüzden kendime güveniyorum . Yapabilirim, yapacağım. Bunu Murat ve kendim için yapacağım .
Hayatımızda her şeyin yolunda olduğunu söylesem yalan olur . Selen mevzusu canımızı sıkıyor tabi . Bir de insanın en yakın arkadaşı mutsuz olunca ne kadar istese de tam mutlu olamıyor , evet Merve'den bahsediyorum . Keşke bu kadar çevremi düşünmesem , dertsiz tasasız bir insan olsam ama yok ...
Sabah erkenden kalktık . Telefonuma bir baktım Murat'tan yeni bir mesaj vardı . Başarılar dilemiş , gerçi dün de konuşmuştuk ama yine beni düşünüp sabah kalkmış . Onu hatırlamak yüzümde bir tebessüme sebep oluyor her zamanki gibi .
Tabi annem oldukça panik bir şekilde kahvaltıyı hazırlamış . On kere girsem sınava yine aynı heyecan . Kahvaltımı yaptıktan sonra dişlerimi fırçalıyorum ve sınav giriş belgemi aldıktan sonra yola çıkıyoruz.
Sınavım tam istediğim gibi geçiyor , bir de yarınki var tabi . Eve varır varmaz telefonum çalıyor . Murat tabi dört kere daha aramış .
"Alo güzelim naber ?"
"İyiyim canım senden naber ?"
"İyi işte ne olsun , nasıl geçti diye sormuyorum ?"
"Güzeldi güzeldi , yarını da bir halletsem ."
"Az kaldı kavuşmaya ? Heyecan var mı heyecan ?"
"Olmaz mı ... Seni düşündükçe heyecanlanıyorum zaten ."
"Bugün buluşma ihtimalimiz ??"
"Canım yarın yapsak onu , bugün biraz dinlenmek istiyorum ."
"Tamam tamam yarını bekliyorum o zaman . Sen dağıt kafanı . Hadi öpüyorum çok ."
"Ben de canım bay bay ."Sonra da benzer bi konuşma Merve ile yaşanıyor , ama daha üzgün bi şekilde . Yiğit hakkında konuşmamayı tercih ediyoruz . Merve hele İzmir'e gelince üzüntüsü daha da arttı , bunu sesinden de anlayabiliyorum.
O gün yatağımda uzanıp müzik dinliyorum. Telefonla pek uğraşmıyorum . Kitaplara da bakmadım kafamı karıştırmamak için . Akın'ı arasam mı diye düşünmüyor değilim ama moralimi de bozmak istemiyorum . Bu konuyla yarın ilgileneceğim .
(Akın)
Her şey gittikçe kötüleşiyor . Selen'in hayata tutunma şansı azaldıkça benim de dayanma gücüm azalıyor .
Organları yavaş yavaş tükeniyor , bedeni kaldıramıyor bunu artık . Organ nakli gerekli ama ... Ha diyince bulunan bir şey değil ki bu .
İnanın çıkarıp kalbimi vermek istiyorum . Elimden bir şey gelsin istiyorum . Gelmiyor işte , hiçbir şey yapamıyorum .
Hastanede dönüp dolaşıyorum, nefes bile alamıyorum . Ambulanslar gidip geliyor , insanlar ağlıyor . Birileri doğarken birileri ölüyor . Yaşamın gerçekleri işte , ama ben bu gerçeklere dayanabilecek kadar güçlü değilim .
Yine bahçede dolaşırken üç ambulans art arda geliyor , bi kaza olmuş sanırım . Artık alıştım bunları görmeye .
Bir süre sonra Burak adımı haykırarak geliyor . Dizlerimin bağının çözüldüğünü hissediyorum . Gözüm kararıyor .
"Öldü mü ?"
Diyebiliyorum sanki biraz daha dursam ben de ölecekmişim gibi .
"Hayır ! Organ bulundu ! Kurtulucak , ameliyata alacaklar !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğruluk Mu Cesaret Mi ?
FanfictionBazen tesadüfler insanın hayatına yön verir . Hele ki aşk , sadece tesadüf ve şanstan ibarettir . Doğru insan kimdir ? Sana en yakın olan mı , yoksa en uzak olan mı ? En masum olan mı , yoksa en tehlikeli olan mı ? Zıt kutuplar çeker mi birb...