SIR

3

Bunu dinlemekten ve dinletmekten asla vazgeçmeyeceğim sanırım😊İyi okumalar😘

Ah dostum,gelecek için teminat almak istediğimiz onlarca insan çıktı karşımıza fakat tanrının her defasında başka planları vardı...

Vücudu bir ölü kadar hareketsiz ve cansızdı.
Kollarını ve bacaklarını hareket ettirmek bir yana, göz kapaklarını dahi aralayamıyordu. İçinde bulunduğu karanlık boşlukta bir kaç sessiz cümle ve saçma yaralarındaki artık katlanılmaz bir hale gelen acıdan başka bir şey yoktu. Bir toprak yığınının altından dünyayı dinliyormuş gibi hissediyordu, görebildiği tek şeyse karanlıktı. Bir süre sonra duyduğu boğuk seslerde kayboldu, büyük bir boşluktan düşüyordu fakat bir türlü zemine ulaşmayı başaramıyordu.
William'ın halsiz ve solgun bedeninden çıkan kanı durdurmak için kullanılan bezler bir kovada birikiyordu, doktorun müdahale öncesi içirdiği sakinleştiricinin kutusu komodinin üzerindeydi, odadaki görüntü  yaralı adam için elden gelen her şeyin yapıldığı gösteriyordu.
Doktor bir yandan çantasını toplarken, diğer yandan da odadakilere yaptığı müdahaleleri ve  hastanın bakımı ile ilgili talimatları anlatıyordu, " Vücudunda çok fazla saçma vardı, hepsini çıkardım. Kaburgalarında ve bacağında kırık var, eğer durum anlattığınız gibi ise muhtemelen kaburgaları attan düştüğünde kırıldı. Kan kaybı için bir ilaç hazırlayıp yollayacağım, çok fazla hareket etmemesine özen gösterin, bir kaç saate ilacın etkisi geçer ağrılar tekrar başlar bunun için ilacı burada bırakıyorum üç saat arayla verirsiniz. Yarın tekrar uğrayacağım o zamana kadar ateşi çıkarsa soğuk su ıslatılmış bezi eklem yerlerine koyun, gelecek olan ilacı da muhakkak içirin." .
Çantasını toparlayan doktor genç adam ile odadan çıkarken Bay Thompson hastaya refakat için odada kaldı.

Hemen aşağıdaki salonda ise endişe ve merak dolu bekleyiş son bulmuştu. Alınan haberler onu rahatlatmıştı, nihayet zihni berraktı. Adam ölmemişti, bu da onun gideceği yol konusunda yapacağı seçimin ihtimallerini yarıya düşürmüştü.
"Saatin geç olduğunun farkındayım ama lütfen size bir şeyler ikram etmemize izin verin." eli ile karşısındaki koltuğu işaret ederek doktorun da kendine eşlik etmesini istediğini sessiz bir dille bildirdi.
Genç adam da doktorun hemen yanındaki koltuğa oturarak arkadaşı ile arasına hatırı sayılır bir mesafe koydu.

"Memnuniyetle."yavaşca elindeki büyük çantayı koltuğun kenarına bırakıp kendine gösterilen yere oturdu. İçinde bulundukları odanın ihtişamını büyük bir merak ve heyecanla inceliyordu. Kasabada bu malikaneye girmiş insanların sayısı oldukça azdı,bu da onu heyecan içinde bırakan unsurlardan sadece bir tanesiydi. Etrafta bulunan altın kaplama eşyalar,evi karşısında oturan yüzü kapalı kadından daha çekici ve merak uyandırıcı bir hale getiriyordu. Bu ev ve sahipleri hakkında etrafta dolanan dedikoduları herkes gibi o da yakından takip ediyordu.
Toprakların ihtişamı, malikanenin yanında bir hiç kalıyordu. Uğruna bir servet ödendiği her halinden belli olan eşyalar, tamamı altından oluşan avize ve şamdanlar insanın aklını başından almaya yetiyordu.
Dışarıdan bakıldığında bu bakışları hoş karşılanmalıydı. Keza genç kadında öyle yaptı.
Doktor beyin ilginç bakışlarını anlayışla karşılamış ve etrafa olan merakını dindirmesini sabırla bekledi.
Bu arada Sophie beylere ve genç kadına çay servisi yapıyordu, fincanlar birer birer sahibine ulaştığında genç kadın yeterince beklediğine kanaat getirdi. Nazik bir şekilde boğazı temizleyerek ilgiyi kendine çekti.
Arzu ettiği bakışlar üzerine çevrildiğinde konuşmaya başladı "Hastamızın durumu hakkında duyduğum merağı mazur görürsünüz umarım."

"Beyfendiye gerekli bilgileri zaten ilettim. Kuzeniniz oldukça talihsiz bir kaza geçirmiş fakat iyi bir bakım ve tedavi ile iyi olacağını söyleyebilirim." çayından bir yudum aldı ve bir kadına anlayabileceği kadarını anlattığını düşünerek gizliden gizliye etrafı incelemeyi sürdürdü.
"İlginiz ve yardımınız için ne kadar minnettarız bilemezsiniz." her zamanki nezaket oyununu yeniden sahneliyordu genç kadın. Doktorun onun aklını küçümseyen yuvarlak anlatımını göz ardı ederek çayını içmeye devam etti. Nihayetinde bu onun tek başına kazanamayacağı bir savaştı.