15/2

1K 86 11
                                    

Güveni çoğunlukla bir bardağa benzetirler, kırılınca bir daha su içemediğin. Gerçekte güven taş bir duvardan farksızdır; güçlüdür ama yıkıldığında insanın inancına mezar olur.

Dükün kendisine hitabetme şeklinden hoşlanmayan Amelia belirgin bir huzursuzlukla olduğu yerde kıpırdandı fakat nezaket kuralları gereği karşısındaki adamı ilk görüşte eleştiremezdi. Majestelerinin nazik selamına karşı reverans yaptı.

"Sadece Amelia demeniz yeterli majesteleri."ellerini göbeğinin üzerinde birleştirip dik duruşunu korumaya çalıştı.
"Sadece Eric demeniz yeterli Bayan Amelia." Rosemay' ninkini aratmayacak bir sevecenlikle kendisine gülümseyen adam içindeki kötü kuşkuların çoğunu huzurlu bir meltemle savurdu.
"Elbette Bay Eric." Yeni tanışan insanlar arasında olan o tuhaf arada kalmışlık aralarında asılı duruyordu. En yakın arkadaşının eşi olması bir şeyi değiştirmiyordu, her durumda o tamamiyle yabancı olduğu biriydi. Samimiyetinden şüphesi yoktu. En az arkadaşı kadar içten ve mutlu görünüyordu, bu çeşit bir mutluluğa şahit olmayalı yıllar olmuştu.

Şimdi sıra kapının girişinde eskisi gibi bir güvenle durmayan Edward'daydı. Amelia onunla tanışmaya can atıyordu, her metkupta arkadaşını tasvirleriyle hafızasında canlandırmaya çalıştığı çocukla ilk kez karşılaşıyodu.
Rose mutluplarında onun çok yakışıklı olduğundan ve yaramaz bir çocuk olduğundan bahsetmişti fakat bu denli sevimli olduğunu hiç anlatmamıştı. Kısa boyu ve tombul yanakları ile babasından çok annesine benziyor gibiydi. Amelia dayanamayıp her an o yanaklara saldırabilme ihtimaline karşı, adımlarını sakin tutmaya çalıştı.

"Merhaba."onu korkutmamak için doğasında olan hızın aksine oldukça yavaş hareket ediyordu.

Elini uzatarak karşı taraftan gelecek herhangi bir hamleyi bekledi. İlk tanışmalarında yüze konulacak bir kaç ıslak öpücükten ziyade tokalaşmayı tercih edeceğini düşünmüştü Amelia.

Etrafı incelemeyi bırakıp bakışlarını kendisiyle tokalaşmak için bekleyen genç kadına çevirdi. Bir anlığına gözleri büyüdü ve ufak dudaklarında hoş bir gülümseme hayat buldu.

"Merhaba, ben Edward."kendine uzutılan eli tutup hafifçe salladı. Gülümsemesi bir an olsun küçülmüyor, gözleri Amelia'nın üzerinden ayrılmıyordu. Küçük bir beyefendi gibiydi, kıyafetleri ve tavırları ile Amelia'nın göğsünün tutmakta zorlandığı bir kahkahayla dolmasına neden oluyordu.

"Ben de Amelia, tanıştığımıza memnun oldum Bay Edward."küçük Edward'ın gülümsemesini aratmayacak bir neşeyle el ele tutuşmaya devam ettiler.

"Bende çok memnun oldum."elini bırakmayan küçük çocuğa gülümseyerek hemen arkasından onları seyreden arkadaşına ve eşine baktı.

Kıkırdayarak onları izleyen Rosemary, eşinin koluna girmiş kulağına birşeyler fısıldıyordu. Sorarcasına gözlerini bu ikiliye diktiğinde, Rose'nin kıkırdamaları daha da sesli hale geldi.

Onlara aldırmayarak önünde durmuş hala ona bakan küçük çocuğa döndü"Evimi beğendiniz mi Bay Edward?"

"Çok beğendim."

Küçük çocuk derin bir iç çekerek hala elini tutmakta olduğu genç kadını kastederek konuştu "Anne çok güzel değil mi?"sesindeki büyük hayranlık Amelia'nın yüzündeki gülümsemeyi daha da büyüttü.

Odada duyulan ufak kıkırtıların yerini bu kez de büyük ve neşeli kahkahalar aldı, önlerinde sergilenen oyundan fazlasıyla memnun görünen çift keyifle oğullarını izliyordu. Etrafı neşeye bulayan küçük Edward, olan bitenden bir haber karşısındaki kadına büyük bir hayranlıkla bakıyordu.
✴✴✴
Büyük zorluklarla Amelia'dan ayırılan Edward akşam yemeğini erkenden yiyip odasına çıkartılmıştı. Şimdi ise büyük yemek masasında oturan yetişkinler akşam yemeklerini neşeli hikayelerle renklendiriyorlardı. Her ne kadar Rosemary, Gardenia ile olan hikayelerini anlattığında Amelia'nın içinde bir burukluk oluşuyor olsada gecenin tartışmasız en çok eğleneni oydu. Uzun zamandır bu kadar lezzetli yemekler yememişti ve bunun sebebi yiyeceklerin farklı oluşu değil etrafındaki bu iki güzel insandı.
"Sanırım hayatım boyunca yediğim en güzel yemeklerden biriydi ve bunun tek sebebinin aşçınızın marifetli parmakları olmadığını söyleyebilirim."Bay Arthur büyük bir gülümseme ile sandalyesine biraz daha yerleşti.

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin