Bölüm 3

36 8 4
                                    


Yok olmuyor, istemekle bitmiyor hiç bir yol yarılanmıyor,uzadıkça uzuyor. Kalbim öylesine acı dolu ki çığlıklarımı duyan korkup kaçıyor.Kal demiyor kimse, kalmaya cesaret de edemiyor. Kalamam, kal diyenim yok, sevemem cesaretim yok, sevdiremem kendimi kimseye zarardan başka bir şeyim yok.Son kez haykırmalıyım sevdiğim dizeleri gökyüzüne. Bulutlar şahit olsun sonuma, yıldızlar aydınlatsın yolumu.

"Tanrının bu dünyaya attığı en cesur kazığım.

Uçurum çiçeklerini severim

Kapitalist gelir bana kırmızı güller

Orkideler orospulara verilmeli

Ve intihar edenlerin mezarı başında,

Ceket iliklenmeli."

"Ne güzel söyledin."

Duyduğum sesle aniden arkamı döndüm.Kimdi şimdi bu, cesaretimi toplamışken, ölüme bu kadar yakınken nereden çıktı bu adam?Hem o nasıl bakmak öyle, alışkın değilim ben böyle hayran bakmalara.Dön git be adam, bulaşma bana , takılma ağıma sende, zarar var bende çokça eline ayağına dolaşırım.

"İntihar mı edecektin,böldüğüm için özür dilerim ama dayanamadım, okuduğun dizeler harikaydı.Sevdim."dedi ve bir tebessüm etti ki bana yeter bu kadar yaşadığım artık ölebilirim diye düşündürdü.Acaba bana gönderilmiş bir melek miydi, tanrının bana bir hediyesi olabilir miydi?Saçma.

" Özrün kabul edildi, artık dön ve arkana bakmadan git."

"Az sonra ölecek biri olarak baya bir kabasın,yakıştıramadım." Bunun derdi neydi şimdi, benimle dalga mı geçiyordu.Ben bir cevap vermeden öylece düşünürken birden yere yığıldı.Ne yapacağımı bilemeyip şaşkınlıkla öne doğru bir adım attım.Yanına gidip gitmemekte çok kararsızdım, onu öylece bırakıp uçurumdan atlayamazdım. İşte ben de böyle biriyim, kendi canımdan vazgeçerim ama başkalarının canına kıyamam bir türlü.Yerde öylece boylu boyunca uzanıyordu. Yavaş yavaş yürümeye başladım ayak ucuna doğru.Öylece çöktüm olduğu yere ve yüzünü ellerim arasına alıp baş parmağımla okşamaya başladım.

"Uyan,neyin var,uyansana be adam, nereden çıktın sen benim karşıma?" Çok güzeldi, yüzünden sanki umut akıyordu. Ne kadar da uzaktı bu haller bana. Ben ise yüzünden mutsuzluk akan, bakışları her daim hüzünlü olan bir kızdım. Umutsuzdum ben.kirpikleri, dudakları, yüzünün bebeksi hali,saçları, kısacık sakalları o an o kadar huzur vermişti ki bana, yanına uzanıp uyumak istiyordum. Sonsuza dek.

"Hadi kalk be çocuk, sen daha çok güzelsin,umut dolusun ,uyan"

Ben o cümleyi kurar kurmaz kollarıyla bana sımsıkı sarılmaya başlamıştı ve beni de yanına yatırmıştı.Resmen annesine sarılıp uyuyan bir çocuk gibiydi.Gözlerini açıp gülmeye başladığında anladım numara yaptığını. Anlar anlamaz kollarından kurtulmak için debelendim."Bırak beni sapık herif"dedim ve omzuna yumruk attım.ama beni daha çok sıkmaya başladı kollarıyla.

"Bırakmam,izin vermem oradan atlamana, gerekirse ömür boyu böyle sarılırım sana."

" Ya sen manyak mısın?Bıraksana beni sana ne benden, yürü git işine."

"Sana ne demesi kolay küçük hanım. Şimdi sen burada gözlerimin önünde kendini uçurumdan atsan ben ömür boyu pişmanlık duyarım yani kendim için seni kurtardım."

Bunu demesi üzerine yüzüm daha da asıldı.Zaten bir kişi de benim iyiliğimi düşünse şaşardım.Benim yüzümün asıldığını görünce onun da yüzü düştü.

"Yanlış bir şey mi söyledim?" diye sordu anlamayan bir yüz ifadesiyle. Onun bu şaşkın ve saf halleri nedense beni daha da kızdırıyordu.

Ellerimi göğsüne koyarak ittirmeye çalıştım kendimden ama o daha da kendine çekti beni. 

"Eğer kendine zarar vermeyeceğine dair söz verirsen seni bırakırım yoksa..."

"Yoksa ne?" dedim lafını keserek. O kadar bilmiş ve haylaz bir şekilde bakıyordu ki suratıma sinir olmamak elde değildi.

"Yoksa seninle burada sonsuza dek yıldızları izleyebilirim."



Kanıyor YüreğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin