Yolda gördüğüm bir taksiye atladım ve Bahadır'a gittim. Kapıyı açtığında dolu dolu olan gözlerimi gördü ve kaşlarını çattı.
"Noluyo lan? Biri bir şey mi yaptı? Niye bu haldesin? Bak söyle delirmiycem söz."
Küçük kız çocukları gibi başımı öne eğdim ve omzumu silktim. Beni kendine çekip içeri soktu ve kapıyı kapattı. Kolunun altına alarak oturma odasına yürümeye başladı. Oturduğumuzda karşımda diz çöktü ve gözlerimin içine baktı. Ben hala başım eğik ellerimle oynuyordum.
"Çağdaş mı?" kafamı iki yana salladım.
"Kızlarla mı tartıştın?" Burnumu çektim.
"Hayır."
Ellerimi tuttu ve ona bakmam için bekledi. Gözlerine baktığımda bana endişeyle bakıyordu. "E ne oldu o zaman?" Bir süre söylesem mi acaba diye düşünmedim değil.
Ay yeter artık ama ya! Ben bu çocuktan bir şey saklayamam ki! Çocukluğumu beraber geçirdiğim heriften ne saklıyorum, saçmalık.
"Biri var." Tek kaşı aniden kalktı. Toparladım.
"...dı. Biri vardı."
Yanıma oturdu. Hala tek kaşı kalkıktı.
"Yani şöyle. Çağdaş'ın beni aldattığı gece var ya hani..."
Olanları teker teker anlattıktan sonra Bahadır'a baktım. Kaşları çatılmıştı.
"Sen, öptün herifi şimdi öyle mi?"
Suratım düştü.
"Ulan ben Çağdaş'a bile kaç ay sonra izin verdim sen iki günlük herifi nasıl öpersin!!"
Ne demek Çağdaşa kaç ay sonra izin verdim ya?"Ay ne var be ne var! Dudak benim his benim öptüm kardeşim istedim öptüm yani! Hoşlandım işte napayım!!"
Bahadır cırlamamla süt dökmüş kedi gibi yerinde pıstı. Ben ayakta kendimi kaybetmiş gibi cırlarken suratı şekilden şekile girdi.
Ay ama yeter canım! Bir öptük diye bu kadar tantana da pes doğrusu.
"Tamam yani öp ben sana öpme demiyorum balım hobi olarak yine öp de şaşırdım ne bileyim."
Senin kalıbına be Bahadırım ya. İki cırladım nasıl geri vites... Böyle ipe dizerim ben adamı;)
"Prens öptüm kurbağaya dönüştü anasını satayım. Bir öptük gitti kendini başka kollara attı. O kadar mı kötü öpüşüyorum yoksa ya, off..."
Ben kendi kendime hayıflanırken Bahadır gülmemek için kendini sıkıyordu. Kafamı çevirip baktım. "Gül anam gül. Bir tekme de sen vur şu garibe. Atma içine gül."
Bahadır içinde tuttuğu kahkahalarını bırakınca gözlerimi kıstım ve ayağa kalktım. "Senden de bana hayır yok. Ben gideyim biraz da Orhan babaya anlatayım derdimi." O da ayağa kalktı ve saçımdan öptü.
"Ben yanındayım bunu unutma balım. Ayrıca canını kim sıkarsa bir alo yeterli biliyorsun. Hallederiz." dedi ve göz kırparak yumruğunu öptü. Gözlerimi devirip güldüm.
Bahadırla vedalaştıktan sonra eve döndüm. Saate baktığımda 12.30du. İçeri girdiğimde seslerden kızların balkonda olduğunu anladım ve mutfaktan kendime çay alıp yanlarına gittim.
"Karga bokunu yemeden nereye gittin sen bakayım?"
Gülşah çatalıyla peynire uzanırken bana bakma gereği duymamıştı. "Yürüyüş yaptım ya, siz naptınız?" Bensunun yanına oturup ayağımı altıma topladım.
"Hadi lan oradan. Bilmiyoruz sanki Levent'e bakmak için gitmediğini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MERCAN PUSULASI
Humor"Romantik olmak pek bize göre değil. Ten rengimize yakışmıyor." "Bence de. Zaten hiç beyaz atlı prenslere inanmazdım. Ben daha çok beyaz tekneli zengin ko... Ya Levent! Şaka yaptık Allah Allah! Bak hala su atıyo!" Şimdi size uzun uzun hikayemi anl...