Uykudan uyandığımda farkına vardım ki ağlayarak uykuya dalmışım.Başımda Elif vardı ve çoçuklar.Abi yapma.Elif off.%100 duymuştur.Koltuğa yatırmışlar beni.İyide bunlar hangi ara...Ah doğru ha özel uçak.Yerimden doğrularak oturur pozisyona geldim.Hepsi bana anlamazca bakıyordu.Başımı yere eğmiştim.Konuşamazdım.
"Gece...niye ağladın?"
Gel şimdi Elifin sorusuna cevap ver.
"Gece?"
"Ş-şey..b-ben...ben..-" benim sözümü kesen televizyonda çıkan haber oldu.Televizyonu niye açmışlar ki.Acaba kaç saattir uyuyorum ki bunlar sıkıntıdan televizyonu açmış.
"Sevgili seyirciler.Son dakika aldığımız habere göre ünlü ŞEBEFRUZ şirketi iflas etmiş durumda.Buradan Gece Şebefruz'a geçmiş olsun diyoruz."
O an gözümden yaş aktı.Her kes şokla bana bakıyordu.
"Doğru mu bu?" diye Elif bana sorusunu sordu.
"Maalesef ki doğru.Bana güvenmemeliydin.1 ay boyunca oluşan problemlerin böyle büyüyeceğini tahmin edememiştim.Üzgünüm.Seni hüsrana uğrattım"
"Hayır."
"Ne?"
"Beni hüsrana uğratmadın."
"Elif senle ben aynı yaştayız.Nasıl sen ayakta tuta biliyorsun?"
"Gece sen eğlence meraklısı birirsin.Bense o kadar da eğlence meraklısı değilim.Merak etme asıl şirket bende zaten.Sen saatlerce koltukta oturmaya alışık değilsin.Bense alıştım.Benim babam şirket sahibi olunca bana şirketi ayakta tutmak için yollar göstertmişti.Çoçukluğumdan beri alıştım.Ama sen hayır.Öyle değilsin.O yüzden merak etme.Sadece bir şirket yüzünden sana kızmayacağım.Ya da hayal kırıklığına uğramayacağım.Ama hafiften üzüldüm."
"Özür dilerim"
"Dileme!"
"Söylediklerin doğru.Hatta benim o şirketi 1 yıl boyunca ayakta tutmam bir mucize.Ama yinede üzgünüm."
"Ama iyiki parayı görünce götün kalkmadı" dedi alayla.
"Haha.Evet yoksa her kes bana laf çakardı.Aslında iflas ettiği için mutluyum.Ya benim eğlenip coşma yıllarım.Saatlerce koltukta dosyaların başında oturacağım yıllarım değil.Oh be!Rahatlık" Şuan doğru her şeyimi elimden alacaklar ama Urfadaki babamın üzerine yaptığım villamı ve arkadaşlık evini almayacaklar.Evet arkadaşlık evini almıştık.Her kes için ayrı bir oda.Misafirler içinde odalar vardı.Sonuçta orası arkadaşlık evi.
------
2 hafta geçti.Benim üniversiteye gidip gelmekten başka bir şeyim yok.Canım sıkılıyor.Şuan Arkadaşlık evimizde oturmuş sohbet ediyoruz.Ali bir tane gazete almış eline artık ne okuyorsa.Aliden beklenmeyecek bir haraket doğrusu.Dayanamadım sordum.
"Ali ne okuyorsun?"
"Hı.He şey iş ilanı"
"Neden?"
"Ne neden?"
"Ya niye okuyorsun?"
"İş bulmak istiyorum biraz çalışmak istiyesim var."
"Sen ve çalışmak mı?E yuh."
"Evet ya beni çok iyi tanıyorsun.Bir şey bulmadım.Anca sana göre işler var"
"Ver bakalım"
Gazeteyi aldım.Abi saçma saçma işler.
"E yuh Ali.Saçma saçma işler bar burada."
"Hahah biliyorum."
"Off."
Diye biraz daha bakımdım.Gözüme bir iş türü
KARANLIK MALİKHANESİ
BİRİ ERKEK BİRİ KIZ ÇOÇUK OLAN 6,8 YAŞLARINDA 2 ÇOÇUK.
MAAŞ:8000 TL
ADRES: ....Woow.Çok iyi.Ben çoçukları severim.
"İş buldum.Çalışıcam."
"Ne işi kız Hatice"dedi Ali
"Dadılık"
"Ne?!"
"Evet.Merak etme çoçuklar 6 ve 8 yaşlarında.Biri kız diğeri erkek.Maaş 8000 TL.Bence çok iyi."
"Hakkındaki dosyalar ne zaman hazır olsun?"
"Haha.Bu gün bi zahmet hazır et.Gidip bakayım."
"Tamam" dedi ve evraklarımı hazırlamaya gitti.
"DETAYLARI BİLİYORSUN.ADIM SOY ADIM FALAN!" diye bağırdım ki duysun.
"TAMAM!" dedi ve gitti.
---
2 saatin ardından Ali gelmişti elinde de dosyalar.
"Ver bakayım."
İSİM:GECE
SOYİSİM:ÖZAKAN
Burada durdum çünkü benim soyadım Özkan Özakan değil.
"Mal benim soyadım Özkan Özakan değil."
"Aman neyse ne"
Dedi ve okumaya devam ettim.
YAŞ:19
ÖĞRENİM DURUMU:ÜNİVERSİTE OKUYOR
MEDENİ HALİ:BEKARÖZ GEÇMİŞ:Çiftlik ailesinde büyüdü.İnsanlara karşı kibar.Çoçukları oldukça seviyor.13 yaşında yabancı dansa başladı 4 yıl devam etti.17yaşında ise bıraktı.1 yıl gitar eğitimi aldı.
"Vay be.Çok iyi hadi o zaman ben kıyafetlerimi değişip gideyim"Yukarı çıkıp bir tane kot pantolon üzerinede 2 omuzu açık olan bol beyaz kıyafetimi giydim.Ayakkabı tabili beyaz ket.Mavi dosyamıda çantama yerleştirdim.Aşağı indim kapıdan çıkacakken herkes bol şans diledi.Ardından çıkınca dışarıda bir taksi gördüm.Hangi ara çağırdılar? Taksiye binip adresi verdim.
Yarım saatlik yolun sonunda gelmiştik.Taksi eve fazla yaklaşamayacağını söyledi.Tamam deyip parayı ödedim ve indim.Biraz yürüdükten sonra gelmiştim.İçeri girecekken koruma beni durdurdu.
"Ne için gelmiştiniz?"
"Ben iş ilanı için gelmiştim.Dadılık"
"Ah buyrun"
Koruma beni eve yönlendirdi.Ev mi Şato anasını satayım.Oha bu ne be!Yan taraflarda tam düz bir yol beyaz daşlarla döşenmiş eve gidiyor.İki tarafımda otluydu.Solumda havuz temizlenirken sağımda bahçıvan çiçekleri suluyordu.Kapıaya geldiğimizde altın varaklı çift kapıyı açıp benim içeri girmemi sağladı.İçeri girdim.Bu ne abi giriş o kadar altın sarısı ya da altınla kaplı ki sarıdan nefret ettim.Tam ortada büyük bir merdiven vardı.Yukarı çıktık ardından sağa ve sola ayrılan ama aynı yere çıkan merdivenlerden sağa tarafta olanı seçip çıktık.Abi süper.Böyle 3 kat daha çıktık.Ev 4 katlı.Ayaklarım koptu.Patronun odası daha ayrı.Oda altın varaklı ama daha iyi.İçeri girmek için kapı tıklatıldı.'Gel' komutu geldiğinde bu sesin bana tanış olduğunu hatırladım.İçeri girdiğimde koruma konuştu.
"Efendim hanım efendi iş ilanı için gelmiş."
"Tamam"
Dedi ve koruma gitti.Patronun sandalyesi dönüktü bana.Yüzünü bana döndüğünde ikimizde şokla ve mutlulukla bir-birimize bakıyorduk.
"Can?"
"Gece?"
"İş ilanı için mi geldin?"
"Sen patron olamazsın"
"Doğru.Abim yok.O yüzden ben bakıyorum.Ver bakalım dosyanı."
Dosyamı verdim.Kafasını salladı.
"Tamam.İşe alındın.
"Şartım var."
"Ah senin bu şartların bitmeyecek mi?"
"Bitmeyecek.Pazar günleri tatil yapıcam.Pazartesi sabah 6'da burada olucam."
"Hmmm.... Tamam"
"Çoçukların ismi ne?"
"Alev ve Ateş ikilisi.Hani bahs etmiştim ya."
"A evet doğru.Onların anne ve babasından hiç bahs etmedin"
"Abimin arkadaşı bir suikastle karısı ile maalesefki öldü.Arkadaşı abime demişki 'bir gün bana ve karıma bir şey olursa ne olursa olsun çoçuklarımı yetimhaneye falan verme.Kabusun olurum'.Bundan 2 hafta sonra öldüler.Şimdi abi vicdan azabı çekeceğini bildiğinden çoçuklara çok iyi davranıyor ama onlara bir dadı lazım"
"Wow.Tamam nerede bu bücürler."
"Onlara bücür deme seni doğduğuna pişman ederler."
"Okey"
"Salondalar.Dur ben Nazike ablayı çağırayım o sana odaları göstersin."
"Tamam"
Nazike ablayı çağırdı.Aradan geçen 5 dk sonra Nazike geldi.Çok tatlı ya yerim.40-50 yaşlarında galiba.
"Sen yeni dadı olmalısın.Gel kızım sana odaları göstereyim"
"Sevinirim."
dedim e onu takip ettim.
3'Cü katta sadece yatak odaları vardı.Canın ki çok komikti.Aklına geleni yapıştırmıştı kapıya.Ergen ergen şeylerdi ancak.Alevin kapısında RAPUNZEL'in fotoğrafı varken Ateşdeyse 'Arabalar' filminin karakterleri vardı.Patronun odası sadece beyaz kapıydı.Canın annesi ve babasının odaları ve benim odamın bu katta olması beni garipsede buradaydı.Birde misafir odası.
2'ci katta salon,oturma odası,oyun odası falan vardı.
1'ci katta ise mutfak falan vardı.Nazike ablaya teşekkür edip salona çıktım.Kapıdan içeri girdiğimde çok şirin iki çoçukla karşılaştım.Ateş bu yaşına göre oldukça yakışıklıydı.Alevde bu yaşına göre oldukça güzeldi.
"Merhaba"
Dedim onlara mutlulukla bakarken.
"Yine mi dadı?"
Diye Ateş azarlandı.
"Evet.Ama ben senin o beğenmediğin dadılar gibi değilim"
"Nereden bileyim?"
"Sence Can abin neden benle arkadaş olup bana güvensin"
"Ne yani?Sen o Can abinin bi ara aşık olduğu ama sonradan arkadaş gözüyle baktığı kız mısın?"diye atladı Alev.
"Ne?" dedim anlamca.
"Ayy..Söylememeliydim" Derken Alev ağzını kapatarak kıkırdamaya başladı.
"Ben Gece" diye elimi uzattım.
"Ben Ateş" dedi Ateş karizmatik bir şekilde.Ve benim uzattığım elimi sıktı daha sonra Alev.
"Bende Alev"
"Tanıştığıma memnun oldum çoçuklar"
"Bizde.Hadi gel oyun oynayalım."
"Benim işim zaten bu"
-----
Aradan tam 2 saat geçti ve biz durmadan oynuyorduk.Artık o kadar sevdilerki beni paylaşamıyorlar.Yerde oturmaktan popom dondu.Kapı açılma sesi geldiğinde çoçuklar hemen
"AMCAAAAA"
Diye atladılar adamın kucağına.Ben kafamı döndüğümde korkuyla yutkundum.Olamaz.
Adam Ateşi kucağından bırakıp Aleve sıkı sıkı sarıldı.Tabi Alev onu öpücük yağmuruna boğdu.
"Ne haber?"
"İyi.Bak bu yeni dadı Gece abla." Dedi Alev.Adam bana baktığında sağ kaşını kaldırıp alayla gülümseyerek bana baktı.
"Ya?" Dedi alayla.Ayağa kalktım dudağımı ısırıp başımı eğmiştim ama gözüm halıyı izliyordu.
"Ben Doğu Karanlık"
Nasıl yani Doğu Karanlık bu mu?
"Elimi sıkmayacak mısın Gece?"
"Ha.Özür dilerim dalmışım." deyip elini sıktım.
"Merak etme sana gram kızgın değilim çünkü duymuşsundur en büyük düşmanım Şebefruz iflas etti.Bu yüzden hiç bir şey beni üzemez ve ya kızdıramaz"
Tabi tabi.Sen mutlu ol.Gıcık şey.
"Yeni işin hayırlı olsun." Dedi ve gitti.5 dk sonra bağırma sesi geldiğinde merakla kaldım.Çünkü birazdan öğrenecektim.Can telaşla odaya girdi.
"Ne oldu lan?"
"Ya onun odasında otumamı istemiyorda o yüzden bağırdı.Ondan çok pis korkuyorum."
"Ya.Öyle mi?"
"Evet."dedi ve ekledi.
"Ne yapıyorsunuz?"
"Oyun oynuyoruz"
"Gelin saklambaç oynayalım"
"Tamam.Çoçuklar?"
Çoçuklara baktığımda sevinçle
"Eveeeet" dediler.Ayy yerim.
"Nerede oynayacağız.Herhalde evde oynamayacağız"
"Evet.O yüzden dışarıda oynayacağız.Yani bahçede"
"Tamam"
-----
2-3 saattir durmadan oynuyoruz.Çok salak yerlere saklanıyoruz.Tabi ben bu oyunun kralı olduğum için Canı hep yeniyorum.Bu arada Canı nereden tanıyorum söyliyeyim.
Canla lise 1'de tanış oldum.O zamanlar İstanbulda okumamı oradan da üniversiteyi okumamı karar almışlardı ailem çünkü üniversiteyi İstanbulda okumak istiyordum.Hayalimede kavuştum.Neyse.İşte sınıf arkadaşı olduk.Başlarda bir birimize gıcık olsak da sonradan sulh isteyip barıştım.Öyle böyle ben buna ne kadar şakalar yapardım tabi o da benden öcünü alardı.Artık akşam olmuştu o yüzden her kes odasına.Valizim getirilmişti.Odama çıkıp kendimi yatağa attım.Sonra kalkıp pijamalarımı giyip kendimi tekrar yatağa attım.Telefona bildirim gelmiş mi diye baktığımda sülalem beni aramışt....Hemen Besteyi aradım.Hemen açtı.
"Alo Beste?"
"Alo kızım sabah senin için çok telaşlandık ya ama sonra bir koruma gelip eşyalarını isteyince olayı anladık"
"İyi.Ben cumartesiye kadar buradayım.Pazar evdeyim."
"Ne!Ah hadi ama yapma."
"Amerikan filmlerine bağlama.Anlaşma öyle"
"İyi.Tamam o zaman kapatıyorum."
"Dur dur sana olanları anlatayım."
"Anlat bakalım"
"Ya sence patron kim?"
"Ne bileyim kızım"
"Can"
"Ne!Bizim Can mı?"
"Evet kanka.Asıl şoka sen şimdi hazır ol"
"Anlat anlat"
"Ya benim asıl patronum sonuçta Canın abisi olacak değil mi?"
"Evet"
"Benim patronum.Hani şu densiz dediğim biri vardı ya.Uçağa giderken onla karşılaşmıştım"
"Hadi lan!"
"Yaaa.Bide ona tokat atmıştım.Ama o bana sinirlenmedi"
"Neden?"
"Çünkü bu adam biliyor musun kim?"
"Kim?"dedi heyecanla.
"Doğu Karanlık"
"NE!Hani şu senin baş düşmanın olan Doğu mu?"
"Evet."
"Niye sana sinirlenmemiş?"
"Şirketimin iflası yüzünden hiç kimse onu üzemezmiş ve ya sinirlendiremezmiş miş"
"Haa doğru ya.Sonuçta senin en azılı düşmanın"
"Neyse ama bu Doğu fena yakışıklı"
"Aşık mı oldun lan?"dedi alayla.
"Hayır tabikide.Sonuçta ben densiz,terbiyesiz,ahlaksız bir insana aşık olacak derecede seviyesiz bir kız değilim.Sadece yakışıklı.Bitti.Sende onu gör aynı şeyi dersin"
"Tamam internetten arattırıyorum.Hadi canım bay"
"Bay"
Dedim ve telefonu kapattım.Telefonu uçak moduna alıp şarja koydum.Ardından uykuya büyük bir dalış yaparak daldım.
-Sabah-
Sabah Alevin başımda zıplamasıyla uyandım.
"Ya Alev ne rüyamın en güzel yerinde bölüyorsun uykumu"
"Bana ne senin rüyandan.Ya Gece abla sen uykudan kalkınca ne tatlı oluyorsun ya."
"Arkadaşlarımda öyle der canım.Ama yinede iltifatın için teşekkürler" deyip onun yanağına büyük bir öpücük kondurdum.Ardından kalkıp banyoya girdim.İşlerimi hall edip çıktım.Kıyafet olarak bir tane siyah derime yapışan kot pantolon üzerinede DUFFY DUCK çıkartmalı kapüşonlu tişört giydim.Ayakkabı olarak....ket ama hangisi?Bordo yu alıp giydim.Sonra dışarı çıktım.Alev zaten ben banyoya girerken çıkmıştı.1 bardak kahve içmek için mutfağa indim.
"Günaydın Gece"
"Günaydın Nazike abla"
Genç bir kız vardı.Üzerindeki kıyafetten hizmetçi olduğunu anladım.Ve bir orta yaşlarda erkek vardı.Kıyafeti resmiydi.
"İsminiz?"
""Ben Su"
"Bende Cem"
"Tanıştığıma memnun oldum bende Gece"
"Kızım ne istersin kahvaltıya" Diye Nazike abla o şirin sesiyle soruyu sordu.
"Ben bir tane kahve alayım"
"Nasıl yani?Kahvaltı etmiyor musun?"
"Ya ben kahvaltı edince midem rahatsızlanıyor."
"Aa o ne demek şimdi?Öyle şey mi olur?"
"Oluyor işte.Allah beni öyle yaratmış ben ne yapayım?"
"Tamam"
Garip bir huyum olduğunda bu cümleyi kurar konuyu kapatırım.Nazike ablanın yaptığı kahveni içip çocukların yanına gittim.Salonda onları oyuncak yüzünden tartışırken buldum.Oyuncağı ellerinden alıp dolabın üzerine koydum.
"Ya Gece abla" Dediler ikisi aynı anda.
"Tartışmazsanız o zaman." diyerek onların yanına gittim.Bu an Can içeriye girdi.
"Çoçuklar bu gün misafirimiz var Gece onu tanıyorsun hadi aşağı bahçeye inelim.Bunalmadınız mı burada?"
"Tamam ama kim bu miso?"
"Bu miso'yu çok seveceksin sadece o"
"Tamam"
Aşağı indik.Bahçede 5-10 dk eğlendikten sonra Alinin geldiğini gördüm.Ya abi yapma.Gidip Aliye sarıldım.
"Ya Ali insan haber verir"
"Ya neyse ne.Hadi coşalım"
"Bana merhaba yok yani?"dedi Can
"Yok"
"Gıcık"
Eve baktığımda Doğunun bir yere gittiğini gördüm.
"Of ya.Galiba Harikayı almaya gidiyor" diye Can azarlandı.
"Kimi?"
"Harikayı.Hani sana bahs etmiştim ya abim 10 yıldır bir kıza aşık.Bir şey olmuş kızın buna yüz vermeyeceğini anlayınca başka denizlere yelken açmaya karar vermiş ama yapamamış"
"Ha doğru.Yazık ya."
"Evet"
5 dk sonra Ali bana meydan okudu.
"Gece iddaya varım bir elinin üzerinde duramazsın"
"Dururum"
"Hadi bakalım"
Dedikten sonra ellerimi yere koydum.Ardından ayaklarımı yavaşça kaldırdım sonra zorda olsa sol elimi çekmeye başladım ve başardım.Tek elim üzerinde durmuştum.Araba sesi ve kapının açılma kapanma sesi geldiğinde tam kandemi düzeltecekken Ali benden önce davrandı.
"THİS.İS.SPARTAAAAAA!!!!" ayağını karnıma geçirdi.Ben acıyla inilderken bi anda gelen kıza baktım.Bu kız bana tanış geliyodu.Yoksa bu Harika o Harika mıydı? Oha.
"Aşkım evimizde hokkabaz varda benim haberim mi yok?"
Ayağa kalkıp tam onun gözünün içine kenetledim gözlerimi.
"Hokkabaz sihirbaz gibidir.Ama sihir yapmaz bu bir,dansçıyla hokkabazı karıştırma bu iki,sana böyle haraketler sıradan geliyorsa yap bu da üç"
"Ahaha ha-hayt terbiyesiz.Sen ne hakla patronunun sevgilisine baş kaldırırsın?"
"Patronum bir şey demediyi sürece"
İşte bu laf onu ezik duruma sokmaya yetti.Hiç bir şey demiyordu.Sinirle nefesini verdi.
"Sen onu bunu geçte bu haraket sana sıradan geliyor sonuçta yapsana"
"Yapardım ama manikürüm bozulur"
"Bir manikürün bozulursa tazeleye bilirsin,iki başka yalan bulamadıysan konuşma,üç bana baş kaldırma seni dans yarışmasında yendiğim gibi herşeyde yenerim"
------
Woow.Uzun bir bölüm oldu ama olsun çok güzel.Hediyemi isterim.
VOTE-🌟🌟🌟
YORUM- 💭💬🗯
Ya hadi yorumu geçtim bir yıldıza tıklamak ne kadar büyük bir eziyet ola bilirki.Hadi beni kırmayın.
Tam şuralarda olacak tıkla şu yıldıza.
👇🏼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Böceğim
Teen FictionBırakma beni sevdiğim,gidişine dayanamam, Hasret gözyaşlarıyla kendimi avutamam Dönerim dersin kadere İNANAMAM, Bıraktığım anılarla ben sensiz yaşayamam.... Bu hikayenin amacı sizi başlarda yanıltacak...Gerçekler ortaya çıktıkça dehşete düseceksiniz...