ALIŞ VERİŞ

31 2 1
                                    

Barış hastaneden serumu alıp eve doğru yürümeye başladı. Ama işin ilginç yanı sanki ağır çekimdeki bir film gibi ilerliyordu. Ara sıra ayağının önüne gelen küçük taşlara tekme atıyor, Aklından kimbilir neler geçiyordu? Aslında 2 haftada hayatları değişmişti. Bir anda kendilerini buldukları bu cinayet, Aslı Hanımın bir anda ortadan kaybolması, abisi Osman'ın başına gelenler ve son olarakta o gördüğü kız. Bu olaylar bir anda olmuştu. Bir anda bu kızı düşünmeye başlamıştı. Acaba kim için çalışıyordu? Barış düşüne düşüne eve vardı. Ama merdivenleride aynı hızla çıkıyordu.

Göknur...

Kız gitmişti fakat Göknur'un elleri ve ayakları hala bağlıydı. Ellerini yarım saattir kafesin demirlerine sürtüyordu fakat ip daha yeni yeni kopma noktasına geliyordu. Bir anda elindeki ipler boşladı ve ip yere düştü. Göknur hızlı bir şekilde ayaklarınıda çözmeye başladı. Sonunda ayağa kalkabilmişti. Hemen dışarı çıkmak için hareketlendiysede karanlıkta fazla uzağa gidemedi. Gözü birkaç dakikada karanlığa uyum sağladı. Elleriyle yoklaya yoklaya bir kapıya varmayı başarmıştı. Kapıyı kulbundan yavaşça açtı. Kapı uzunca bir koridora çıkıyordu. Koridorun heryerinde meşaleler vardı. Koridoru yavaş adımlarla bitirdi. Koridorun bittiği noktada yukarıya doğru çıkan merdivenler ve o merdivenlerin hemen yukarsındada küçük bir kapak vardı. Göknur merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Kapağa vardığında sağ eliyle ittirdi fakat kapak açılmadı. Sol elinide merdivenden çekip kapağı ittirmeye başladı. Kapak ağır bir gıcırtıyla açıldı. Kenarlarından destek alarak dışarı çıktı. Etrafı iyice süzdü. Küçük evler ve dar sokaktan başka bir şey göremedi.

Evde...

- Nerde kaldı bu Göknur?

- Gelir birazdan endişelenme.

- Kaç saat oldu hala gelmedi. Altı üstü araştırma yapmaya gönderdim okadar.

Tam bu sırada zil çaldı. Barış kapıya doğru gitti ve kapıyı açtı. Gelen Göknur'un ta kendisiydi.

Barış soğuk ses tonuyla ;

- Nerde kaldın merak ettik.

- Araştırmaya dalmışım.

- Ben hava almaya çıkıyorum. Bekir'e söylersin.

- Tamam

Göknur içeri geçti ve başınden geçenleri bir bir Bekir'e anlattı. Bekir çok şaşırmıştı. Niye saati istiyordu? Fakat asıl soru, bir hafta sonra Osman ölcekmiydi? Bekir Göknur'a bakıp;

- Aklından neler geçiyor?

-Bir planım var fakat senin yardımına ihtiyacım var. Benimlemisin? Yanlız bunu şimdilik kimse bilmemeli.

- Peki plan ne?

- Öncelikle Osman için yapılan zehirin aynısından yap. Sonrada ben ona saati vermek için gittiğimizde ona saplayalım. Böylelikle hem kızı hemde pan zehiri ele geçirmiş oluruz. Hem kızın elinde iki panzehir vardı. Birini kıza veririz birini Osman'a. Böylece kızıda konuştururuz.

- İyi plan fakat önce senin bana bu zehir hakkında yaptığın araştırmayı anlatman lazım.

Göknur elini cebine atıp telefonunu çıkardı.

- O sayfanın resmini çekmiştim. Burdan bak.

- Umalımda bu plan işe yarasın.

- Hadi biran önce işe koyulalım.

- Ben karışımı yapmaya başlıyorum. Sende bu arada boş durma.

Barış sokak aralarında dolanıyor ve Osman'ın başına gelenleri düşünüp duruyordu. Uzun uzun düşündü fakat bir türlü ne yapması gerektiğini bilmiyordu. O kızı bulmadan ona rahat yoktu. Fakat nasıl bulucaktı? Abisinin intikamını almak istiyor fakat bir türlü yapması gerekeni bulamıyordu. Anahtarı koyduğu yeri bilmeyen yaşlı amcalar gibi sokak aralarına ve evlere bakıyordu. Saat akşam 11.00 olmuştu. Birden telefonu çaldı. Arayan Bekir'di. "Mutlaka eve çağırmak için arıyordur."diyerek telefonu kapattı. "Bu kıza tuzak kurmalıyım" diye mırıldandı. Ama neyap malıydı? Birden kafasını yerden kaldırıp sanki kaybettiği emziği bulan bir bebek gibi güldü. Sonrada "Buldum."deyip ara sokakların arasında kayboldu.

Evde...

Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.

- Yine açmıyor.

- Kafası biraz dağanıktı. Bırakalımda kafasını dinlesin.

-Nasıl bukadar rahat oluyorsun Göknur?

- Kafası rahat değilse ne yaptığını bilmez. Beni dinle biraz rahat bırakalım.

- Peki dediğin gibi olsun.

-Bu arada Şebnem nerde?

-Sen gelmeden önce alınıcakları getirip yattı.

-Kızda kendini bir anda böyle bir ortamda bulmayı beklemiyordur. Bırakalımda oda dinlensin.

- Sende her önüne gelene "Dinlensin" deyip durma.

- Herkesin beyni altüst oldu hepimizin dinlenmesi lazım. Peki sen o karışımı nasıl yapıcaksın?

- Osman'ın kanından örnek alıcam ve o kandaki zehiri ayıklayıp yeni bir zehir elde etmiş olucam.

- Güzelmiş.

- Hadi artık uyuyalım yarın bakarız.

- Tamam. Görüşürüz.

     Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte evin içini patetes kızartması kokusu aldı. Herkes bir anda uyandı. Yoksa! Ayça Hanım gerimi dönmüştü? Herkes paldır küldür mutfağa girdi. Ama bir anda hepsinin hayali suya düştü. Yemeği yapan Şebnemdi. Onlara bakarak " Hadi yemek hazır."dedi. Herkes elini yüzünü yıkayıp sofraya geçti. Barış eve gelmemiş ve akşamdan beri ortalıkta yotu. Osman'ında yattığı yerden kalkıcak hali yoktu. Konu görev paylaşımına geldi. Göknur "bizim biraz işimiz var. Sen Barış'ı bulurmusun?" Dedi Şebnem'e. "Tabiki bulmaya çalışırım."dedi Şebnem. Hadi öleyse sofrayı kaldırıp ayrılalım. Sofrayı hep birlikte kaldırdıktan sonra Şebnem Barış'ı aramak için çıktı.

-Bu kandaki ilacın ayıklanması nekadar sürer?

- Çatlama Göknur. Şimdi iki saat kadar beklicez. Sonra karışım elimizde olucak.

- Bu arada saati nereye koydunuz.

- Merak etme ben sakladım.

- Hadi bakalım. Şu plan inşallah işe yarar.

2 saat sonra...

- Karışım hazır. Saatide aldım hadi çıkalım artık.

- Yanlız gidicem. Benimle gelemezsin.

- Hayır tek gitmiceksin. Kız eğer seni görürse plan yatar. Bunu göze alamam.

- Peki dediğin gibi olsun. Al bakalım şırınga ve saat. Bu işi halleder halletmez geri dön.

- Merak etme.

     Birbirlerine sarıldılar. Ardındanda Göknur yolaçıktı bir saat sonra oradaydı. O ara sokağa girdi ve o kapağı açtı. Yavaşça demir merdivenleri aşağıya doğru indi. Yine o korkutucu koridordaydı. Biraz ilerledi ve  aniden karşısında o kız belirdi.

- Getirdin mi saati?

- Getirdim. Peki ya sen?

     Kız yavaşça elindeki çantayı açıp şırıngadaki iki panzehiri gösterdi ve ...

- Saati ver bakalım.

     Göknur elini cebine attı ve cebinden avucunu parmaklarıyla sıkarak çıkardı. Yumruğunu tam açıyorduki aniden avucunun içindeki küçük şırıngayı kızın boynuna sapladı. Kız bir an durdu ve elindeki çantayla birlikte yere düştü. Fakat bir anda ayağa kalkarak sallana sallana koridorda kayboldu.

GİZEMLİ CİNAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin