-1-

356 71 31
                                    

(Düzenlendi)

Şu anda 17 yaşındayım ve 5 yaşımdan beri Hollanda'da yaşıyordum. Ta ki birden bire sivri zekalı kardeşim Emre'nin mesajına kadar.

''İzel çabuk eve gel."

O an en yakın arkadaşım Gizem ile geziyorduk, bir kaç parça bir şeyler alıyorduk dersem de inanmayın bana. Ben size 5 parça diyeyim, siz bana 10 parça diyin. Aslında Emre' ye pek güvenmiyordum, böyle ergence mesajlar atar sonra saçma sapan şeyler yapardı. Ama annem beni aradıktan sonra işin rengi değişmişti.

"İzel hemen eve gel."

Annemin sesinden belliydi bir şeyler döndüğü.

"Tamam anne."

Annem çok kibardı. Her ne olursa olsun hep alttan alırdı ve bence babamla bu sayede bunca sene evli kalabilmişler. Aslında babamda kötü birisi değildi, sadece biraz disiplinliydi. Her neyse, birden bire Gizem konuşmaya başladı ve bende bu nedenle ona döndüm.

"Ne oldu İzel? İyi misin?"

Bende hala ne oldu da annem birden bu kadar katılaştı acaba diye düşünüyordum.

"Yok. Yok bir şey ya. "

"Yalan söyleme salak var işte bir şey, anlat hadi ben seni tanıyorum."

Ben de el mahkum anlatmaya başladım.

*****

"İşte gördüğün gibi annem aradı, birde Emre mesaj attı. 'hemen eve gelmelisin' gibisinden belli ki bir şey olmuş, yoksa annem hayatta bu kadar ciddi olmazdı."

Gizem'de hemen kızarcasına çıkıştı.

"E benim salak arkadaşım, ne duruyorsun koşsana hem bir şey olmuş diyorsun, hem de burada bekliyorsun!"

"Tamam tamam gidiyorum gel seni de bırakayım."

"Yok sen git, ben biraz daha bakınacağım. Hadi, daha burada mısın İzel?'

Gizem'i öptüm ve onu daha sonra arayacağımı söyleyerek oradan ayrıldım. Ama nereden bilebilirdim ki bir daha görüşemeyeceğimizi?

Yolda hala 'acaba ne oldu?' diye düşünmekten kendimi yiyordum. Kafamdan bin bir tane tilki geçiyordu ve hiç birinin kuyruğu birbirine değmiyordu. Bunca düşünce arasında kaybolurken bizim sokağa çoktan gelmiştim.

Biz Hollanda'nın başkenti yani Amsterdam'da yaşıyorduk. Bulunduğumuz yer merkeze yakın olsa bile çok sıkıcıydı, herkes suratsızdı. Sabah okula gitmek için kalktığımda sanki rüyalarında cin görmüşler gibi etrafa bakıyorlardı. Bu sebeple bende ister istemez korkuyordum.

Her neyse. Sarı kelebek'ten indim. Bu arada tanıştırmadım, Sarı kelebek benim arabam söylemeden geçmek istemem çok severiz birbirimizi.
Zile doğru yöneldim tam basacaktım ki Emre benden önce davranıp kapıyı açtı. Ona baktığım zaman gözlerinin dolu olduğunu gördüm.

''Ne oldu iyi misiniz? Emre, Emre!"

Kendimi yırtarken sonunda Emre cevap verdi.

''Gidiyoruz buradan!''

Bu yaşıma kadar her şeye cevap vermiş ben, birden bire donup kaldım. Hemen içeriye girip "ne oluyor" dememe kalmadı tüm eşyalar toplanmıştı ve artık anladım ki buraya kadarmış.

Aslında ben buraları sevmememe rağmen neden bu kadar duygulandım anlamadım ama işte insan 12 sene boyunca yaşadığı yeri birden bire bırakıp gitmeye o an razı olmuyor. Koşarak annemin yanına çıktım.

SARI KELEBEK #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin