-3- Kaybedecek hiçbir şeyim yok.

353 11 0
                                    

Koca bir NİHAYET. Geç oldu ama güç olmadı. Yeni bölüm sizlerle. Geçiş bölümü gibi bir şey oldu. Sakın sıkılmayıın, sonraki bölüm bol ekşınlı olucak gibii. Neyse iyi okumalar. Sizleri seviyoruuz.

Ani gelen bir dürtüyle gözlerimi ovuşturdum. Kahretsin! Geceden kalma olduğum için zaten tipimi eşeklerin teptiğine emindim. Şimdi kalan tüm rimel kalıntılarını da yüzüme yedirmiş olmuştum.

  Ofladım ve Ezgi'nin bacaklarını üstümden çektim. Bardaki kavgadan sonra sabaha kadar orada kalmıştık ve Anıl bizi evine getirmişti. Onların ne yaptığını bilmiyordum gerçi. Hadi ama, tepemde bomba patlasa uykumdan uyanmazdım ben.

  Uyku bir nevi ölümdür derler çoğu zaman. Uykuyu sevmemin en önemli nedeni bu. Ölüyordum. Ben zaten ölüydüm.

  Çıplak ayaklarım buz gibi beton zemine değdiğinde ürperdim. Siktir. Yer buz gibiydi ve bu gerizekalı Anıl, halı sermeyi akıl edememişti galiba.

  Lavaboya girdim ve aynaya bakmaktan kaçınma derdine girmeden yüzümü yıkadım. Ben ne zaman eve gelsem, Anıl aynasını kaldırıyordu zaten. Akıllı çocuk.

  Ve yüzyılın sorusu, aynaya bakmıyorsam bu göz makyajını nasıl yapıyorum? Cevap, size ne?

  Tamam, kendi kendime kavga etmeyi bırakacak olursam, aynalara gerekmedikçe bakmazdım.

  Odaya döndüm ve yerde sızmış Anıl'ın ve bira şişelerinin üstünden atlayarak çantamı aldım. Anıl'ın stüdyo evinin koridorlarından hızla geçtim ve arabasının anahtarlarını alıp dışarı çıktım.

  Bunu yaptığım için sağlam bir küfür yiyecektim, ama sizce umrumda mıydı?

  Ehliyetim vardı. Evet bu konuda kanuna uyuyordum. Hazırlık sınıfı olan bir lisedeydim o yüzden 18 yaşında olmama rağmen son sınıftaydım. Dersleri ise olmayan sikime bile takmıyordum.

  Geçmişi siyaha bulanmış birinin, geleceğinden ne beklenirdi ki?

  Gaza bastım ve ara sokakları kullanarak her seferinde gözlerimi devirerek gittiğim mahallenin yolunu tuttum. Zenginlerin mahallesi.

  Lastiklerin anasını ağlatarak virajdan döndüm ve devasa evin devasa kapısından içeri girdim. Arabayı garaja park etmekle uğraşmadım demek isterdim. Ama böyle bir şey yaparsam amcam beni çiğ çiğ yerdi.

  Neymiş, bahçesinin manzarasının bozulmasını istemiyormuş.

  Aslında, amcama değer veriyordum. Yani sanırım. Sonuçta annemin yapmadığını yapmış, beni yüzüstü bırakmamıştı.

  Benim suçum olmayan bir şey yüzünden, terk etmemişti beni.

  Annem aklıma geldiğinde beynimin bile donuklaştığını fark ettim. Her zaman soğuk olan ellerim biraz daha buz kesti ve acı beni kendime getirdiğinde, zihnimi o düşüncelere kilitleyerek içeri daldım.

  Evde hizmetçi falan yoktu. Amcam böyle şeylere sinir olduğumu biliyordu, o da sinir oluyordu zaten.

  Kaç kez bu evden çıkmak için amcamı ikna etmeye çalıştığımı hatırlamıyorum bile. Ama her seferinde aynı sözü veriyordu. Lise bittiğinde.

  Evet, lise bittiğinde, bu parıltılı hayattan kurtulacak ve kendi pisliğimde boğulacaktım. En azından aydınlatılan bir yanım olmayacaktı, bu benim için daha kolaydı.

  Çatı katındaki odama çıktım ve gitarı koltuğa bıraktım. Siktiğimin ironisi. Duvarlarım beyazdı. Ve amcam, değiştirmeme izin vermiyordu.

Seni Kendime Sakladım (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin