Tek Çare

147 2 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Taksiden indiğim gibi koştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


  Taksiden indiğim gibi koştum. Koştum, koştum. Durmadan bir dahi koştum. İçeriden gelen bir soluk, boğazımı sızlatıyordu. Umursamadım.

   Bunu bana nasıl yapardı?

Tutamadığım gözyaşlarım kendini intihara bıraktı. Yapamazdım, böyle bir durumda ağlamadan duramazdım. Son zamanlarda hissettiğim sıkışıklığın nedeni ortaya çıkmıştı işte. Beni yok etmek niyetindeydi dünya... Bedenimi altına alarak, ezip, çiğneyip acımadan geçecekti üstümden.

       İstemiyordum.

Ben böyle yaşamak istemiyordum, önüme sunulan bu dirimi kabullenmek çok güçtü. İmkânsızı neden hep benden istiyorlardı? Ben neden hep imkansız lûgatının yükünde boğuluyordum? Karşı koyacak gücüm var mıydı?

Göğsüm artık sıkışınca yine de vazgeçmedim, varışıma ulaşana kadar durmayacaktım. Koştukça içim sökülüyordu sanki. Asfaltın her bir yanına saçılıyordu gözyaşlarım, kayboluyorlardı koca Bursa'nın sokaklarında. Kalbim gibi, onlar da beni terk ediyordu.

Sonra bahçeye giriş yaptım. Nefesim tıkanıkken, soğuk bir sıvı bedenimde kol geziyordu, yavaşladım. Ses çıkarmamaya özen göstererek sessiz adımlarımla ön tarafa doğru yürümeye koyuldum. Sonra gözüm bir şeye çarpınca durmak zorunda kaldım.

Gözaltlarıma giden elim bir anda olduğu yerde durdu. Buğulaşan gözlerimi silmeyi sonraya erteledim. Öyle eşsiz bir manzaram vardı ki...

Usanmadan, tükenmeden bir ömür seyredebileceğim, yorulmadan ona eşlik edebileceğim bir düştü sanki.

  O... Oradaydı, evinde, kendini iyi hissettiği tek yerdeydi belki de. Yatağına gelişigüzel uzanmış, tüm yıllarının içsel yorgunluğunu orada, yalnızken atmaya niyetlenmiş gibi gözüküyordu gözümde. Bakışlarını ferah evinin beyaz tavanına dikmişti. Öylesine bitkin olmalıydı ki, üzerinden yalnızca ceketini çıkarabilmiş, gömleğinin kollarını yukarı sıyırmıştı. Öyle ki, üşenip, odanın perdelerini bile çekmeye kalkmamıştı. Onu böyle güçsüzken, böyle biçareyken daha derin seviyordum. Şefkatle sarmalanıyordum. Onu içimde büyütesim geliyordu, içimde uyutasım. Tüm geçmişini tek celsede silesim, mümkün olmadığı hâlde mutsuzluklarını benimkilerle beraber tozlu sayfaların arasına kapatasım geliyordu.

Gece SevmeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin