Uçak iniş yaptığında saat henüz sabah'ın altısıydı. Bütün yol boyunca uymamıştı ve artık gözleri boş bakıyordu. Bavulunu alacağı banda ayaklarını sürüyere sürüyere gitti. Siyah bavulu ve siyah kotu ile siyah karartmalı camlı arabaya bindi.
Batı Avusturalya'ya ilk kez geldiği halde gezmek umrunda bile değildi. Sadece akşamki konserden önce biraz dinlenmek istiyordu.
"Dışarıda bir şeyler yiyeceğiz Luke. gelmek istemediğine emin misin?" Diye sordu Ash. Dalgın gözlerle sadece hayır anlamında kafa sallamakla yetindi. Herkes gittikten sonra kendini yatağa attı. Gözlerini tavana dikti ve kendi kendine sorular sordu. Katie buralarda bir yerde olabilirdi. Hiçbir şey yapmayıp burada oturarak zaman mı kaybediyordu? Ama elinde kayda değer hiçbir bilgi yoktu. Dışarı çıksa bile aramaya nereden başlayacağını bilmiyordu. Kendi kendine sürdürdüğü bu uzun düşünce serüveninin ardından uyuya kaldı....
Birkaç patırtı ve konuşma sesine uyandı. Gözlerini keskin güneş ışığı yüzünden henüz tam açamamıştı. "Kalkma zamanı uyuyan güzel" dedi Calum ve güldü. Luke dirseklerinin üstünde biraz daha doğrulmaya çalıştı. "Biz de tam seni uyandırmayı planlıyorduk" dedi Ash. "Birazdan konser alanına gideceğiz. Acele edersen yemek yemek için zaman bulabilirsin" diye devam etti.Batı Avusturalya'daki ilk konserleri çok da büyük bir yerde değildi. Daha büyük yerlerde sahne almışlardı. Ama sahnenin büyüklüğü hiçbirinin umrunda değildi sadece eğlenmek ve yapmayı sevdikleri işi yapmak istiyorlardı. Kalabalığın eşlik ettiği her şarkı onlar için pahabiçilemezdi.
Don't Stop'la hareketli bir giriş yaptılar. Sonraysa tempo git gide yavaşlıyor gibiydi. Şarkılar anlamlaşmaya başladıkça kalabalıktaki göz yaşları arttı. Anlamlı dakikalar tekrardan hareketlenen tempoyla kendini çılgınlığa bıraktı.
...
Konser sonrası grupça kuliste tekrar bir araya geldiler. Ash terlediği için tişörtünü çıkartmış, Michael ise siyah koltukta su şişesiyle Ashton'ın bateri çalarken ki taklidini yapıyordu. Luke kendini Michael'ın yanına attı. Konser ona düşündüğünden iyi gelmişti. Su şişesini baget gibi kullanan Michael'ın elinden bir hamlede kaptı ve Michael'ın yavru köpek gibi 'ama bagetlerim' bakışları arasında suyun yarısını içti. Şişe kapağı açık bir şekilde elindeyken diğer eliyle de sağ cebinden telefonunu çıkardı. O an 2 cevapsız araması olduğunu fark etti. Arayan Bay Cooper'dı. Elindeki şişeyi Michael'a fırlatırcasına vererek Bay Cooper'ı aramak için dışarı çıktı.Eveeeet yıllaaaaar sonra bölüm yükledim. Bu kadar geç yüklediğim için gerçekten çok özür dilerim ama bir ara yazasım gelmedi sonra okul falan filan derken ancak şimdi zaman bulabildim 😕
YOU ARE READING
Message Bottle // l.h.
FanfictionLuke sörf yaparken okyanusun altında parlayan bir şey gördü.