Celal içeri alınmış , Nuri'nin malları kaybolmuştu. Meftun Bey'in masası bir kriz içindeydi, masada oturanlar Celal'in içeride olmasından kuşkuluydular.
-Meftun Bey planınız nedir?
- Celal içeriden çıkamaz, Celal ile birlikte adamları da içeri girdiler Celal'in yerine kız kardeşinin oğlu geçmiş , henüz tecrübesiz biri ona güvenerek bu işi yapamayız ve eğer silah ticaretini durdurursak ortada masa kalmaz Sebastian.
- Bilal, Celal'in yerini doldurabilir
- Bilal, benim oturduğum masaya oturmaz Ahmad.
- Eğer sen mallarını Ümit'ten geri alamazsan , Bilal senin yerine oturacak.
Nuri bunun bir ölüm tehditi olduğunu biliyordu. Meftun Bey toplantının bittiğini söyledi, üyeler odayı terk etti. Yücel'i çağırarak Selim'in yanına adamlarından birini göndermesini, onu burada görmek istediğini söyledi.
Selim, Sadık ve Ömer'le oturuyordu- Malları ne yapacağız Selim?
- Malları satıp o parayla da gücümüzü artıracağız Sadık.
- Bizim yaptığımızı öğrenirlerse yok oluruz Beyler
- Öğrenmeyecekler Ömer.
Alper içeriye girdi Yücel'in adamının geldiğini ve Meftun Bey'in, Selim'le görüşmek istediğini söyledi. Selim paltosunu aldı "Ali Osman Abi'ye durumu anlatın" Meftun Bey ofisinde Selim'i beklemekteydi, kapı çalındı içeri Selim girdi "Şöyle otur delikanlı" Selim , Meftun Bey'e bakmayarak konuştu "Yok oturmayacağım, ne istiyorsunuz söyleyin"
- Senden Ümit'i istiyorum.
Delikanlı kaşlarını çattı ve Meftun Bey'e bakarak konuştu "Ben sizin tetikçiniz değilim ve her istediğinizi yapmayacağım" Meftun Bey kızmıştı eline masanın üstündeki kalemi aldı ve sıkarak konuştu "Kendini bilmezlik yapıyorsun delikanlı! Size bir fırsat tanıyorum" Selim, Meftun Bey'e doğru bir adım attı "Neymiş bu fırsat? Dağlıca tarafından öldürülme fırsatımı"
- Bizim yanımızda durursan sana kimse bir şey yapamaz. Celal'in yerine sen oturabilirsin. Çok gençsin ama zeki ve beceriklisinde, büyüyüp güçlenebilirsin.
- Siz benden Dayıma, kardeşlerime ihanet etmemi istiyorsunuz. Şeref bir insanın omurgasıdır , dik durmasını sağlar. Şimdi bana söyleyin, dik durmadıktan sonra bir insan büyüse , güçlense ne anlamı kalır!
Son sözünü söyleyip orayı terk etti delikanlı. Leyla, gönlündeki sancıyı dindirmeye çalışıyordu. Neden uğramamıştı Selim yanına? Ne demek oluyordu bu? Kendi kendine iç sesi ile konuşuyordu ki kapısı çalındı "İçeri girebilirmiyim Hanımefendi?" Bu Sebastiandı. "Dışarı çıkmak istermisiniz?" Kaç gündür evde canı sıkılan Leyla "Çok iyi olur" diye cevap verdi. Arabaya binerek evi terkettiler, az uzaklaştılar ters yöndende Selim, Leyla'yı görmek için geliyordu. Leyla'yı o adamın arabasında görünce, aniden döndü ve Leyla'nın bulunduğu aracın önüne kırdı arabasını. Sebastian arabadan indi "Ne yapıyorsun sen" dediği anda yüzüne bir yumruk yedi. "Babasına , Selim Boz ile birlikte gitti dersin" Leyla'nın elinden tutarak onu arabaya doğru sürükledi "Selim sakin olurmusun? O benim babamın arkadaşı "
Her zamanki oturdukları yere gelmişlerdi. Selim bir şeyleri açıklamak istercesine "Baban görüşmemizi istemiyor Leyla. O gün oraya seni görmek için gelmiştim ama mani oldu"
Genç kızın yüzü kızardı "Oysa ben de sana çok kızmıştım ve kırılmıştım" Selim sevdiğini kollarının arasına aldı sonra ellerinden tutarak; genç kızın şiir gibi olan kahverengi gözlerine baktı "Ben seni bir okyanusun derinliğinde buldum da sevdim. Senden vazgeçmeyeceğim!" Kurşunların bedeniyle buluştuğu an geldi kızın aklına. Haftalardır bu anı beklemişdi, yine razı olurdu bedenini kurşunlara siper etmeye. Yeter ki yanında sevdiği adam olsun..☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
- Bunu sen yapmadığına göre Kim yaptı Ümit?
- İçlerinden birileri
Meftun Karaca'ya oyun oynuyor İbrahim Bey.- Bu bizim işimize yaradı, en çok da benim. Bunu yapan adamla Celal'i içeri attıran adam aynı. Silahlarımı heryere satıyorum. Amerikanlar'ı geçmiş durumdayız.
- Bu arada Arthur neden katılmadı Sayın Dağlıca?
Toplantıyı bölerek içeri Zafer girdi, Efendim uyuşturucu baronu Nuri öldürülmüş. Dağlıca'nın yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi "Neden katılmadığını anladınmı şimdi Yusuf"
Organize Şube
- Bir kurban daha Amirim.. İstanbul'un göbeğinde adam asıyorlar ve bu asılan kişi bir uyuşturucu baronu.
Selçuk Amir arkasına yaslandı "Dünyada iki tane dengeleri oynatan güç vardır Önder, Rusya ve Amerika birde Amerikan yandaşlığı yapan Avrupa. Türkiye'de bu iki güç kol gösteriyor, neyin nasıl olacağına karar veriyor."
- Buna engel olamıyoruz biz Amirim, boştan yere bu görevi yapıyoruz o zaman.
- Hayır Önder Başkomiser! İbrahim (A.S) e su taşıyan karınca misali tarafımızı belli ediyoruz. Gücümüzün yettiği yere kadar savaşacağız!
**************
"Arkadaşının , Sebastian'a bunu yapmasına nasıl izin verirsin Leyla?! " Genç kız babasına Öfkeli bir suratla bakıyor ama hiçbir şey konuşmuyordu. Yücel içeri girdi ve Nuri'nin İstanbul'un göbeğinde asılmış bir halde bulunduğunu söyledi. Meftun Bey patlarcasına kapıyı sertçe kapatıp odadan çıktı. " Çok ara verdin Yücel paslanacaksın, ekibini hazırla Ümit'i öldürmeye git öldürmeden de dönme"
İki transit arka arkaya Ümit'in deposuna geldiler. Deponun önündeki korumalardan biri hariç tüm hepsini öldürdüler. Depodaki malları toplamak için adam çağırdılar. Ümit'in ... gazinosunda olduğunu öğrenip gazinoya doğru sürdüler.
İçeriden "Selma Hünel - Elbet Bir Gün Buluşacağız" çalıyordu, şarkı sesine silah sesleri eşlik etti. Gazinonun önündeki adamlar teker teker iniyordu. Adamlar önden Yücel elinde taramalı tüfekle arkadan geliyordu. Ölüm şarkısıydı bu , kurşunlar şarkı notaları , akan kanlar endâmıydı. Ümit silahını çekti, celladıyla göz göze geldi Yücel tetiğe basarak taramaya başladı. Vücudu keleş mermileryle hırpalanan Ümit yere serildi, vücuduna kaç tane mermi girdiği meçhul. Ümit'in yanı sıra tüm adamları delik deşik olmuştu. Mermisi bitti, şarjör değiştirdi tüm camları indirmeye başladı , her yeri taradı , gazino harabe bir yere dönmüştü.
Bu bir göz dağıydı...
○●○●○●○●○●○●○●○●○●○