🚬
Ben böyle arkalarından bakarken hissiz bir ses " o salıncak için fazla büyük değilmisin ?" dedi.
"Sığabiliyorum o halde sorun yok." deyi verdim.
O pislik yan gülüşünü yaptı yine " ne arıyosun peki burda " diye sordu.
" Seni ilgilendirmez Kuzey Sahan " dedim Sahanı bastırarak.
"Çirkefleşmene gerek yok sordum sadece" dedi gerçekten hayıflanarak.
Birşey demedim. Sinirli gözlerimi çimenlere diktim.
Yine konuşmak için çabalarcasına ağzını açtı " sanırım yürüyüşe çıktın" dedi.
"Buna bir kahkaha patlatarak çok zekisin gerçekten" diye gülmeme engel olamadım.
"Sen hep böyle gülüceksen zeki olmasamda olur" diyerek gözlerini gözlerime dikti.
Yanaklarımın kızarmasına engel olamadan gözlerimi çevirdim.Bir süre sustuk bizden başka kimsede yoktu ortamda.
Onu biraz inceleme fırsatı buldum.
İçinde beyaz bir tişört üstünde ise siyah kapşonlu vardı. Gri bir kapri ve siyah airmaxler.. Boyunun 1.80 olduğunu tahmin edebilirim. Kumral saçlarına her kız aşık olur eminim. Bense yan gülüşüne bayılıyordum. Sigarası bittiğinde bir dal daha çıkardı. Çok içiyordu...Kesinlikle...
Oturmuş onu izliyordum resmen. Elini ağzına uzattığında bileğindeki küçük melek döğmesi dikkatimi çektim.
" Hey aşık oldun galiba " dedi dalga geçerek"
" Saçmalama" dedim azarlar gibi.
Elinde henüz yarılamadığı sigarayı denize fırlattı.Yanımdaki boş salıncağa oturdu. " Miray" dedi ciddi bir ses tonuyla.
" Efendim? " dedim.
" Sevdiklerini kaybetmek nedemek bilirmisin?" diye bir soru sordu.Ondan hiç beklemediğim birşeydi.
Yüzümü ona çevirdim.
" Evet " dedim ne söyleyeceğini merakla beklerken.
" Peki kendini bu yüzden suçlu hissettinmi?" diye anlayamadığım bir soru sordu.
Gözlerimi açtım gözlerine diktim" ben bundan neden suçluluk duyuyımki benmi sebep oldum.. İnsan sevdiklerine zarar verebilirmi? Onlar için ölebilecekken neden onları kaybetmeyi göze alır? dedim artık kızmış olarak neden bunları soruyordu bana hakkımda birşeyde bildiği yoktu anlam veremeyen bakışlarımla ona baktım bir cevap ister gibi.
Ama o buz gibi yüz hatlarıyla baktı bana ve hissiz hareketlerle yanımdan ayrıldı.Ben arkasından bakakalmıştım tam anlamıyla. Bu çocuk bana neden böyle şeyler sormuştu.Onu tanımasam gerçekten duygusal biri olduğunu düşünücem.
" Neyse " diyerek omuz silktim. Tam bu sırada telefonum çaldı.
Arayan Ayhan Soylu'ydu. Pek umursamayarak açtım.
"Nerdesin kızım?"dedi yumuşak sesiyle.
" Sahildeyim yürüdüm"dedim.
"Anladım canım artık eve gelsen iyi olur " dedi.
"Geliyorum" diyerek telefonu kapattım._
"Günaydın " diye selam verdim arabanın camlarını silen Bahadır beye.
"Günaydın Miray'cım erkencisin" diyerek bana gülümsedi.
"Öyle oldu "dedim.
"Babanızda sizi kahvaltıya bekliyordu"dedi.
"Diğerleri nerde" diye sordum.
"Sude hanım ve Melis hanım kulube gittiler.
" Anladım görüşmek üzere "diyerek bahçe kapısından içeri girdim.İçeriye girdiğimde henüz tam hazırlanamamış kahvaltı masası duruyordu.
Biraz sonra elinde bir tabakla gelen biyolojik adam " hoşgeldin kızım kahvaltı birazdan hazır olur gidip üstünü değiştir " dedi yüzünde mutlu bir gülümsemeyle .
" Peki ama önce duşa girmeliyim " dedim klasik Miray soğukluğuyla.
Onun verdiği cevabı dinlemeden merdivenlerden çıkmaya başladım.Odama girdim üstümdekileri çıkarttım. Havlumu alıp banyoya girdim. Suyun biraz ısınmasını bekleyip kendimi bıraktım.
Yılların yorgunluğu var gibiydi üstümde. Parmağını bile kaldıracak gücü olmayan biriydim. Saçlarımın uçlarına kadar kırgın. Ama annemin yaşayamadığı günleri yaşayarak onu bilmediğim o yerde mutlu etmek.
Tanımadığım iki el beni itiyordu yaşamam için.
Çocuğun dediklerini hatırladım.
Garip biriydi gerçekten aklımda soru işaretleri bırakıp gitmişti.
Öff... Sanki düşünecek başka birşeyim yoktu.
Sıcak su içimdeki soğukluğu eritir gibi akıyordu. Yorgundum...
Yapmak zorunda olduğum şeyler vardı...
Ve dibine kadar annemi özlemiştim.Şeftali kokulu losyonu sürdükten sonra ıslak saçlarımı kuruttum.Telefonum bir kaç kez çaldı ama bakmadım.
Küçük yırtmaçlı eteğimi giyip üstüne beyaz bir büstüyer giydim. Saçlarıma fön çekip hafif bir allık ve ince bir eyliner çektim. Gümüş bantlı terlikleri giydim.
Üstü toz içinde kalmış bir köşeye koyup unuttuğum laptop gözüme çarpınca açıp bir kaç mai-lime baktım.
En sevdiğim lise öğretmenlerim beni unutmamış ve nasıl olduğumu merak etmişler. Ve bende onları o kadar özlemiştimki. Gitmek gibi bir şansım olsa hiç düşünmezdim. Buna sitem ederken onlara cevap yazdım. Mause oynatıp bir alt maile baktım.
Mail adında avkt.AlperMete yazıyordu.
Fareye iki kere basıp maili açtım.
" Merhaba Miray sana telefondan ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım. Ben Canan Soylu yani annenin ölüm dosyasıyla ilgilenen avukatım. 1 aydır üstünde durduğumuz davayı sonlandırmak istemiştik. Ama dosyayı kapatmadan önce birkaç araştırma yaptım ve artık annenin ölümünün bir cinayet olduğunu düşünüyorum. Dosya yı aktif hale getirmeyi başardım. Yalnız bu süreçte seninde yardımına ihtiyacım var ve tabiki bunun sorumlularını bulmak içinde bana ulaş Ayvalığa gelebilirsen yüzyüze konuşmamız daha iyi olur . "Cümleleri okudukça ne göz yaşlarıma ne şaşkınlığıma engel olamıyordum. "Cinayet " dedim fısıldayarak... Benim gibi düşünen birinin olması kalbimde biraz heyecan biraz sevince neden olmuştu. Anneme bunu yapanı bulmak için bana bir şans verilmişti. Avuçlarımın arasına yüzümü sakladım ve " Allahım teşekkür ederim " diye fısıldadım. Hemen kalkıp telefonuma baktım. Bilinmeyen bir numara altı kez aramış tı ve bu kesinlikle o Avukattı hemen numarayı kaydettim " Av. Alper Mete "...
_
Derin bir nefes alıp merdivenlerden indim. Elinde bir gazeteyle kahvesini yudumlayan biyolojik adamın karşısına oturdum. " Canım sonunda gelebildin krepin soğuyacak" diye ilgili bir kaç cümle kurdu.
" biraz dinlendim hem krep te soğumamış reçeli uzatırmısın" diye ona baktım.
Reçeli önüme koyarken " bugün güzel kızımla birlikte birşeyler yapmak istiyorum tabi sende istersen ?" diye konuştu." Olabir " dedim.
" Güzel nereye gitmek istersin peki?" diye neşeli bir soru sordu.
" Bilmemki " diyerek çayımı içtim.
"Sen nereye istersen oraya gidicez "dedi.Bunu birkaç saniye düşündüm avukatla konuşmam lazımdı o halde Ayvalığa gitmem lazımdı.
Başımı kaldırıp bardağı masaya koydum. Gözlerimi gözlerine diktim.
" Ayvalığa gitmek istiyorum" dedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY COOL
Novela JuvenilYaşamakla cezalandırılmış gibiydim. Kuzey, yaşamanın bir umut olduğunu söyleyinceye kadar.