1. Bu Aşk Bana Umuttu
Arda'dan
Bitiyordu... Hasretim, özlemim bitiyordu. Bugün artık ayrılığın sonuydu. Bugünden sonra artık kaçmak yoktu. Sevgimin, hislerimin peşinden gitmek vardı. Yıllarca kendime, O'na ve aşkıma hakaret gibi kaçmıştım. Korkmuştum! Ama artık bitecekti. Sevgimi, beni ve dinmeyen aşkımı öğrenme zamanı gelmişti. Aşkım için savaşacaktım. Sonu ne olursa olsun O'na aşkımı itiraf edecektim. Cevabı ne olursa olsun bilecekti. Bilmeliydi!
Uçağım için son çağrı yapıldığında giriş bölümüne yürüdüm. Bu yolu koşmak vardı ama insanların dikkatini çekmek bugün isteyemeyeceğim bir durum olurdu. Pasaport girişinden sonra uçağa hızlı, büyük adımlarla vardım. Gülen hosteslere baş selamı verip cam kenarına oturdum. Telefonumu uçak moduna aldıktan sonra kulağıma kulaklığımı takarak O'nu görmenin hayalini kurmaya başladım. Son yıllarda olduğu gibi en son gördüğüm şekilde... Gülen yüzü, minik burnu ve öpmek için çıldırdığım dudakları...
Küçüklüğümün geçtiği, birlikte büyüdüğüm kıza âşık olmak... Yıllarca kendime bu gerçeği kabul ettiremedim. Aklım kesin ve koca bir 'Hayır' derken, kalbim 'Geberiyorum' dedi ve kazanan kalbim oldu. Aslında onunda kazandığı koca bir muamma ya. Yıllarca; kalbime yenik düştüm desem de aklımın sözünü dinledim ve O'ndan uzağa gittim. En uzağa. Onu görmezsem unuturum sandım. Onu görmezsem nefes alabilirim sandım. O'nu görmezsem belki bu aşktan kaçabilirim sandım. Ama sadece yanıldığımı gördüm ve deli gibi yaşadım. Kısacası kürkçü dükkânına geri döndüm. Kalbimin acısıyla birlikte!
Koskoca 8 yılımı ondan uzaklaşmak için, onu unutmaya kendimi zorlamak için çabaladım. Ama O öyle güzel kalbime işlemiş ki kendini... Ne O'nu ne de onunla ilgili bir zerreyi unutabildim. Özlemimle, aşkımın harmanlanması içimde kocaman, sönmeyen bir alev topunu ortaya çıkardı. O alev topu her geçen gün beni kavurmaktan bıkmadı, usanmadı. Ama bende razıydım o ateşe... Sonunda Alya benim olsunda, ben her gün yanardım.
Yıllarca ihanet ediyorsun dedim kendi kendime. Ali Amcama, Ayşe Ablama ve sevdiklerime ama söz dinlemeyen, yaramaz, uslanmaz kalbim onları düşünmedi. Ne onları ne de beni düşündü. O sadece gülen gözleri ve tatlı gülümsemeyi düşündü. O sadece kendini düşündü. O sadece deli gibi çarpınmasını sağlayan güzeli düşündü. Kardeş olduğumuzu her fırsatta söyleyenlere inat o sadece Alya'nın güzelliğini düşündü...
Saatler geçen süre sonunda ben yeniden içimde büyüyen aşkımla ve hayalimle kendimi İstanbul'da buldum. Uçağın inmesiyle beklemeden kendimi ailemle kavuşmak için dışarı savurdum. Hızlı hareket ediyordum. Umudum vardı. Belki O'da gelmiştir. Belki O'da benim gibi seviyordu. Belki... Belki de karşılıksız bir aşk değildi.
Bavullarımı alarak ailemle kucaklaşmak için otomatik kapıdan dışarı çıktım ve etrafa göz gezdirdim. Gördüğüm mavi gözlerin koşarak bana gelmesiyle kollarımı iki yanıma açarak kardeşimi bekledim. Aslı'm her geçen gün büyüyor ve güzelliğine güzellik katıyordu.
"Abi!" diye mutlulukla şakıdığında kollarımın arasına almıştım ve sıkıca sarılmıştım bile. "Hoş geldin abi... Çok özledim seni," dediğinde bir an ağlayacağını düşündüm. Annemin kızı sulu göz olamazdı.
"Hoş buldum fıstığım, bende seni çok özledim!"
Aslı'yla ayrıldığımızda sulu gözleriyle annem karşımdaydı. Ah, bu ailemizin bayanlarına ne olmuştu? "Oğluşum," derken ağlamaya bile başlamıştı. Onları yıllarca kendimden uzak tutmuştum onları anlayabiliyordum. İsteyerek olmasa bile benim için bu gerekliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Düşüm | Kitap Oldu!
RomanceSeven Adamlar Serisi 2 Watty 2017 Hikâye Ustaları Ödülü❤️💚 Nasıl bir kafayla Arda Bey'in arkasından gittiysem on dakikaya yakın kaç katlı olduğunu bilmediğim otoparkta dolandım. Sonunda arabamı görmemle -daha doğrusu Arda Bey ve arkadaşlarını görme...